İlhan Erşahin: 'Tek eşliliğe inanmıyorum'

Ünlü müzisyen İlhan Erşahin, 20 yıldır mutlu bir evliliği olmasına rağmen tek eşliliğe inanmadığını söylüyor

İlhan Erşahin: 'Tek eşliliğe inanmıyorum'
Dünyanın merkezinde, New York’ta yaşıyorsunuz. Orada hayat nasıl? 
Hayat nasıl diye hiç düşünmüyorum aslında. New York’u çok seviyorum, sihirli bir şehir. Oradaki hayatım ilginç, çünkü orada Cihangir gibi bir semtte oturuyorum ve dışına fazla çıkmıyorum. Bisiklete biniyorum, organik besleniyorum. 

Öyle bir anlattınız ki, sanki bu sakin yaşamı hızlandıran tek şey oradaki Nublu adlı mekanınız... 
Evet (Gülüyor). İstanbul’a ya da dünyanın merkezi yerlerinden birine gittiğimde "Ne kadar da hareketli ve karmaşık her şey" deyip yaşadığım East Village’i özlüyorum. 

ÖZGÜR BIRAKILMAM ŞART! 

Nublu ne zamandır hayatınızda?
Dokuz yıldır. Mekanla ilgili her şeye kendi başıma başladım. Sevilen canlı müzik mekanlarından biri oldu şimdi.
 
Türkiye’den misafirleriniz oluyor mu?
Özkan Uğur, Kenan Doğulu, Ozan Doğulu, Nil Karaibrahimgil... Geldiklerinde spontane bir şekilde sahneye çıkıyorlar. Aslında sahne dediğim şey de küçük, yüksek bir platform. Hatta eskiden sahne de yoktu, ortada çalıyordu herkes. Yerlerde oturuyordu bar müdavimleri. Şimdiyse bir sahnemiz var. 

Mekana gelsek, sürpriz bir şekilde bize servis yapıyor olabilir misiniz? 
Eskiden yapıyordum bu tür değişik şeyler ama şimdi yoğunluktan dolayı pek fazla vakit bulamıyorum. 

Eşiniz Brezilyalı yanılmıyorsam... Nerede tanıştınız? 
Evet. Komşumun ev partisinde tanıştık. 

Nasıl ilerledi peki olaylar? Bazıları "Gördüğüm anda o kişi olduğunu anladım" der ya, sizde öyle bir şey oldu mu? 
Çok zaman oldu, 20 sene oldu... 

"Hatırlamıyorum" mu demek istiyorsunuz?
Öyle değil tabii... Yani o kadar romantik olmadı. Tanışıp arkadaş olduk. Benim New York, Türkiye, İsveç sentezim Brezilya ile iyi uyum sağladı sanırım. 

Nasıl bir uyum bu? Her ilişkinin farklı bir dinamiği vardır, sizinkinin ne? 
Ben çok özgürüm, o çok anlayışlı. Benim bir kadınla olabilmem için her şeyden önce özgür bırakılmam gerekir. Çok seyahat ettiğim için bunu anlayışla karşılamalı. Sanatçı arkadaşlarımın çoğu sırf bu sebeplerden en fazla bir yıl evli kalabiliyorlar. 

HAYAT NE VERİYORSA VERİYOR 

Çapkın mısınızdır?
Hayat ne veriyorsa veriyor diyelim... 

Nasıl yani? 
Tek eşliliğe inanmıyorum. Anı yaşamayı seviyorum. Gittiğim çoğu yerde bir sürü insanla tanışıyorum. Paylaşmak benim için çok güzel. Gizli saklı bir hayatım yok. Hayatımda bir şey oluyorsa, eşimle bunu konuşuyorum elbette. Biz bu tip şeylerin peşinde değiliz. Biz; aynı dili konuşan, birlikte olmaktan, ’biz’ olmaktan çok mutlu olan bir aileyiz. Çocuğumuz var ve onun dışındaki hayatlarımızı çok da büyütmüyoruz. İlişkilerin bitme nedenlerinden biri de bu. Biri biriyle mesajlaşıyor, biri yakalıyor ve evlilik bitiyor. Sonuçta ’yaratmak’ istiyorsam kafamın son derece rahat olması gerekiyor. Sürekli eşimin neler yaptığını düşünürsem kendi hayatıma konsantre olamam.

45 yaşındasınız, çok daha genç görünmenizin sebebini şimdi daha iyi anlıyorum, hayatınızda strese hiç yer yok...
Her konuda rahatım. Türkler bu konuda çok içine kapanıklar bence. Bir şeye darılıyorlar, üzülüyorlar ama hep içlerine atıyorlar. Ben konuşup çözüme ulaştırmaya çalışırım. Hayatımda huzursuzluğun yeri yok. 

Eşinizin mesleği nedir? 
Alexander Technique diye bir duruş tekniği var. Uzun süre onun eğitimini aldı ve şimdi bununla ilgili eğitim veriyor. Özellikle oyuncuların hareketlerini kontrol etmeleri için başvurdukları bir eğitimdir bu.

Bu arada bir hayli yakışıklısınız da. Nasıl tepkiler alıyorsunuz? 
İlgi var tabii... Ama bu tür şeylere çok takılmıyorum, sanatıma bakıyorum.

TÜRKÇEM İLERLİYOR

Tam bir keyif insanız, değil mi?
Evet, bu yüzden de Türkiye’yi çok seviyorum. Sizler, burada yoğun iş temposunun arasına çay molalarını sıkıştırmayı çok iyi biliyorsunuz.

Babanız Türk, annenizse İsveçli. Türkiye’de hiç yaşamamanıza rağmen çok iyi Türkçe konuşuyorsunuz...
İsveç’te büyüdüm ben. Türkiye ile hiç bağlantım yoktu, son 10 senedir var. 10 sene öncesine kadar hiç Türkçe bilmiyordum. Şimdi yavaş yavaş ilerletiyorum.

"SEN ORGAZMİK MÜZİK YAPIYORSUN"

Sahne arkasında yaşadığınız en ilginç olay neydi? 
Müzik tarzımla ilgili çok soru geliyor bana. İki sene önce Ankara’daki bir konserimde bunun esprisini yapmıştım. Konserden sonra kulise gelen bir kadın dinleyicim "İlhan, sen ne tür müzik çalıyorsun biliyor musun?" diye sordu. "Ben de müziğimde şu da, bu da var" diye açıklarken "Yok" dedi, "Sen orgazmik müzik yapıyorsun!" 

GÜZELLER NEW YORK’TA 

Bunu deyip hemen ayrıldı mı kulisten?
Evet, şoka girdik sonra da bayağı güldük... 

Burcunuz ne? 
Başak. Bir yandan da çok sakinimdir.

New York’taki kadınlardan söz edelim biraz da... 
Dünyanın en güzel kadınları New York’ta yaşıyor bence. Dünyanın en ilginç insanları oraya geliyor. Orada büyük bir maceranın olacağını biliyorlar yola çıkarken... Bu duygu bir kadın için güzel kavramının içini dolduran şey bence. Kısacası New York kadınları, dünya kadınları demektir.

YAKINDA NUBLU TİŞÖRTLERİ ÇIKARIYORUZ...

Cinsellik sizin için ne kadar önemli? 
İlişki için her şey demektir cinsellik bence. Yoksa eşimle 20 yıldır birlikte olamazdık. İnsanın önce eşini mutlu etmesi lazım. Biz de eşimle hep romantiğizdir... 

Alışverişle aranız nasıl?
Mağazalardan pek alışveriş yapmıyorum artık. Mesela pantolonlarımı Brezilya’daki terzime diktiriyorum. Şimdi Bebek’e gitsek, herkesin hemen hemen aynı kombinasyonu ve markaları tercih ettiğini görürüz. Herkesle aynı giyinmeyi pek sevmiyorum. 

Terziye model konusunda yardımcı oluyor musunuz? 
Anlatıyorum kafamdakini ve tam olarak onu istiyorum. Hatta bir arkadaşımla Nublu için tişörtler tasarlıyoruz. Şu sıralar büyük bir Türk markasıyla Nublu tişörtlerinin üretimi için anlaşmak üzereyim.

SAKSAFONUM 50 YILLIK

"Neden saksafonu tercih ettiğimi hâlâ çözemedim. Herhalde gençken gittiğim konserlerde saksafon solosu sırasında o adama ’çok cool’ dememden. Kullandığım saksafon 50 yıllık. Benim için çok değerli. Düzenli olarak her ay bakımını yaptırıyorum."




Konular Röportaj