İngiltere Kraliçesi de at eti yedi!..
Kraliçe'ye at eti yedirdiler!.. Avrupa'daki at eti skandalı her gün yeni bir flaş gelişmeye sahne oluyor...
60 yıllık icraattan sonra II. Elizabeth'e bunu reva görmüşler. Geleneksel Ascot yarışlarını biliyorsunuz. Sadece atların ve mavi kanlıların ortalıkta bulunduğu yarışlar. İşte bu meşhur Ascot'ta Kraliyet ailesine de yemek hazırlayan şirketin tedarikçileri arasında at etçiler bulunmasın mı?
Bazı dillerin öteki dillere aktaramayacağımız zenginlikleri vardır. Alman dilinin aslını isterseniz oldukça popüler; ama hınzırca nişlerinden birisi schadenfreude kelimesidir. Sanılanın tersine fevkalade hoş birmüzikalitesi olan bu kelime (şadenfıroyde) birisinin zararından duyulan sevince işaret eder. Sakın ola Çok ayıp, hiç vicdani değil benzeri fetva vermeyesiniz. Bu insani bir haldir. Evet, kendini çok geliştirmiş, belirli bir ruh olgunluğuna ulaşmış kişiler bu tarz çocukça sevinçlere itibar etmeyebilir. Doğru. Ama ya ben? Bendeniz itiraf edeyim, çoğu zaman bu eğlenceli kelimeyi Almanların benimiçin bulduğunu dahi düşünmekteyim. Ayıp falan diye önümü kesmeyesiniz. Anlatacağım...
Şu dünyanın dikkat kesildiği skandal var ya! At etimevzuu, biliyorsunuz. Son ayın en yüksek reytingli dosyalarından. Bu konudaki bütün haberleri önleyemediğimşen şakrak kahkahalarla okumadayım. Bazen en basit, düz, kısa spotu dahi ikinci kez okuduğum oluyor. Nedenmi? Çok basit: Malumskandalın başladığı, tur attığı ve bittiği rota tümüyle Avrupa Topluluğu coğrafyası. Olur olmaz her konuda binlerce sayfalık nizamnameler hazırlayan, sağa sola yedi düvele kan kusturan bu topluluğun Brüksel'deki bürokratları, delikdeşik kontrol mekanizmaları şu anda ne hissetmedeler, meraktayım. Gelin şayet bilmeyen kaldıysa şu skandal ne iştir özetleyelim.
IKEA'NIN MEŞHUR KÖFTESİNDE AT ETİ ÇIKTI!.. (HABER LİNKİ)
MAĞDURLAR ORTALIKTA, YA ZANLILAR?
Michelin Yıldızı'na sahip Alman aşçı NelsonMüller, ZDF
televizyonuna hazırlamakta olduğu programiçin, ekibiyle araştırma
yaparken ilginç bir noktaya çarpar. Lazanya denilen şöhretli
İtalyan yemeğini hazırlamak için gerekli olanmalzeme nedir? Kıyma,
tereyağı, domates, parmesan peyniri, süt, un, tuz, biber. Şayet
bumalzemeleri bir süpermarketten alırsak bir kişilik harcama 5
Euro'nun az üzerinde olmaktadır. Üstelik sair baharat hesap
dışıdır. Diyeceksiniz ki Kardeşimbu Almanlar hemtopluluğun en
zenginleri hemde her şeyi böyle gıdımgıdımhesaplar. Hele durun, az
eğlenin. İşin sonunda büyük şamata var. ZDF TV için programyapan
Nelson, lazanyayı pişirmek için malzeme aldı, bir kişi için 5.5
Euro harcadıydı ya. Ya şayet geceli gündüzlü çalışıyor, yorgun
argın evine geliyor, üstelik değilmutfağa girmek, 40 dakika
uğraşmak, parmağınızı dahi oynatamayacak haldeyseniz... O zaman ne
yaparsınız? Avrupa Topluluğu'ndaki büyük nüfusun yaptığını.
Süpermarketten donmuş lazanya alırsınız. Mikro dalga denilen
sevimsiz fırında yemeğiniz 3 dakika içinde hazırdır. Peki ama kaç
para? Der Spiegel Edeka adlı süpermarketteki fiyatı aktarıyor.
Sıkı durunuz. 1.49 Euro. Yani kendimiz alışveriş edip pişiriyor
olsaydınız 4 mislini verecektiniz. Oysa hayırsever bir şirket
kendi kârınıminimumda tutmuş olmalı ki size inanılmaz cazip bir
fiyat ve hizmet sunuyor. Ne dersiniz? Siz ne dersiniz bilemem; ama
Alman kafası böyle şeylere Bu işin altında başka bir iş olmaya
deyiveriyor. Alman kontrolörleri sadece geçtiğimiz hafta Almanya'da
piyasada 2.8milyon hazır yemek buldu ki içindeki kıyma at
etindenmamul. Son 3 ay içinde Almanya'ya giren 144 bin kg at eti
tespit olununca kıyamet koptu. Skandalın sahneye konuluşu Fransa-
Lüksemburg ekseninde başlıyor. Güney Fransa'daki tedarikçi Güney
Kıbrıs'a sipariş veriyor, atlar Romanya'da kesiliyor, Fransa'ya
teslim olunuyor. Sonra? Sonrası operet gibi. Avrupa'nın gıda
güvenliği en yüksek eşikli ülkesi Almanya'da pazarlanıyor. Kârlar
nerede? İngiltere'de vergi cenneti Virgin Adaları'nda bir finans
şirketinde. Bakın, eğri oturup doğru konuşalım. Senaryo doğrudan
Oscar'lık. Mağdurlar ortalıkta, ya zanlılar? Buharlaşma yolunda!
Tabii sahne Almanya olunca, buharlaşma o denli hızlı olamıyor.
Alman Der Spigel Dergisi, Real'denMetro'ya bize demalumolan
süpermarketlerin kaç paket at eti sirküle ettiklerinin dökümünü
vermiş. En masumu 10 bin paket!
SKANDAL ÜNLÜ FİRMAYA DA SIÇRADI!.. (HABER
LİNKİ)
İŞİN UCU NERELERE UZANDI?
Şimdi diyeceksiniz ki, ben onu bunu bilmemolan yine hali vakti
sıkıntıdakilere olmuştur. Üç kuruşu denkleştireyim derken, yazık
gariplere. Az durun. İşin ucu nerelere uzandı bir bilseniz.
İngiltere'deki sansasyon Kraliçe'nin ne yediği. 60 yıllık
icraattan sonra II. Elizabeth'e bunu reva görmüşler. Geleneksel
Ascot yarışlarını biliyorsunuz. Sadece atların vemavi kanlıların
ortalıkta bulunduğu yarışlar. İşte bu meşhur Ascot'da Kraliyet
ailesine de yemek hazırlayan şirketin tedarikçileri arasında at
etçiler bulunmasınmı? Gayriresmi kaynaklar Kraliçe'nin eseflerini
iletmiş. Bittimi? Hiç bitermi? At eti, Fransa ve İsviçre'de
serbest. Hatta sadece at eti satan kasaplar dahi var. Bunun yokluk
zamanlarında edinilmiş bir folklor olduğunu düşünüyorum. Hatta
Fransızların at eti ile haute cuisine arasında bir flört dahi
keşfettiklerimalum. Açıkçası ben at etini denedim. Trakya
kuzusu ile şenlenmiş ağız tadımızın at etini özleyeceğini
hiç düşünmüyorum. Üstelik bambaşka bir faktör daha var. Kültürümüz.
Bizler için at Orta Asya'dan beri neredeyse kutsanmış bir yoldaş.
Göçebe bir kültür için aksi düşünülebilirmi? Dini açıdan, hijyenik
açıdan kimne buyuracaktır, aklım ermez. Ama kültür ve folklor
belirleyici bir eşiktir. Nesilden nesile bayrak yarışındaki gibi
teslimolunur. Çoğu zaman insanlar bırakınız denemeyi, sorgulamayı
dahi lüzumsuz bulur. Asırlar içinde oluşmuş bir kültürel tabudur
söz konusu olan. Bakınız Necati Gültepe, Türkmitolojisi üzerine
geniş bir dökümyapmış. Oradan aktarıyorum. Atını yanından
ayırmaz, unutmaz. Tanrıya yakarırken atını anmadan
edemez. Köroğlu'nun şu dörtlüğü ile noktalıyorum: Hemze,
atı yahşi sahla At yiğidin gardaşıdı Gündemugayat olup yohla At
yiğidin gardaşıdı. Şu işe bakın, bizi kültürel açıdan kendilerine
çok uzak bulan MuttiMerkel tayfasıyla ortak bir düsturumuz çıktı:
At yemekten hazzetmiyoruz.
ALİ ESAD GÖKSEL / HABERTÜRK İNTERNET SİTESİ