İpek Tuzcuoğlu ve eşi Yener Gürsoy ile yapılan röportaj

Esas kadın İpek Tuzcuoğlu, kariyerine odaklanmış ve gönül işlerinden elini ayağını çekmiştir. Beş dizi teklifi alır ama son anda ‘Dürüye’nin Güğümleri’ projesi gelir.

İpek Tuzcuoğlu ve eşi Yener Gürsoy ile yapılan röportaj

Yönetmen Mustafa Şevki Doğan’la çalışmayı kabul eder. Esas oğlan Yener Gürsoy, milli dalgıç ve oyuncudur. Bir yıl boyunca ‘Bahar Dalları’ dizisinde yoğun bir tempoda çalıştıktan sonra denize koşmak ister. Ancak ağabeyim dediği Mustafa Şevki Doğan onu Muğla’ya diziye, Nasip karakterini oynamak için çağırır. O da Mustafa ağabeyini kıramaz ve gelir. Nasip kısmet bu ya, otelde masada konuşurken, içeriye bir kadın girer ve onlara doğru yürümeye başlar. Yener gözlerini ondan ayıramaz ve “Hayallerimdeki kadın bu” der. O kadın İpek Tuzcuoğlu’ndan başkası değildir. İpek de Yener’i görür görmez etkilenir. İpek ve Yener, bir aydır evli. Birbirlerine “Aşkım” demeden bir saniye duramıyorlar, bakışlarında aşkın en saf hali var. Etraflarına öyle bir elektrik yayıyorlar ki, sevgilinize koşup aşkınızı haykırmak istiyorsunuz. İlk görüşte aşka inanmazdım ama İpek ve Yener’le tanıştıktan sonra aşk filmlerinde izleyip de, iç geçirdiğim sevgilerin gerçekliğine şahit oldum. İkilinin yanından ayrılırken de, “Lütfen aşkınızın kıymetini bilin, bu devirde böyle aşkı bulmak çok zor” demeden duramadım.

*** Tanıştığınız güne geri dönelim. Otelde Mustafa Şevki Doğan ve Yener Gürsoy bir masada otururken içeri İpek Tuzcuoğlu giriyor...

Yener Gürsoy: Uzun yıllar Avrupa’da yaşadığım için İpek Tuzcuoğlu’nu tanımıyordum. İnternetten fotoğrafına bakmıştım ve hoşlanmamıştım. Ama o gün bir peri bana doğru yürüyordu. O, hayallerimdeki kadındı. Bakışlarında güzellik, saflık vardı. Eşofman giymişti. Masaya geldi ve “Ben İpek” dedi. O anda benim tüm önyargım kırılmıştı.
İpek Gürsoy: Yener’i görür görmez çok etkilendim ama “İpek, o senin iş arkadaşın” diyerek kendime ket vurdum.
Y.G.: İpek masaya oturdu ve biz hayatın içinden bir muhabbete başladık. Konuştukça enerjimiz yükseliyordu, ben eriyordum ama olmamalıydı. Çünkü iş etiğine aykırıydı.
İ.G.: İkimiz de aşk enerjisini hissediyorduk. Ama ket vurup dostluk kanalını açtık. Birbirimize hiç “Evli misin, hayatında biri var mı?” diye sormadık.
Y.G.: Duymaktan korktuğumuz şeyler olduğu için ya da ilişkiye zemin hazırlamamak için hiç muhabbet açmadık. Ta ki İpek’in gazete yazısı için çeşmeye gidene kadar...

*** Sonunda birbirinize açıldığınız ana geldik...

Y.G.: İpek bir gazeteye gezip gördüğü yerleri yazıyordu. Bana “Yener, dağda bir çeşmeye gideceğim ama korkuyorum. Benimle gelir misin?” dedi. “Gelmez miyim, seni yalnız bırakmam” dedim. Muhabbet etmekten beş saat o çeşmeyi bulamadık. Bir anda ben arabayı durdurup “Sakın üzülme, kızma ve yanlış anlama. Bir kadını hayatı boyunca mutlu edecek tek erkek, o kadının hayalini kuran adamdır. Evli misin, bekâr mısın, çocuğun, sevgilin var mı bilmiyorum. Ama ne varsa üzerine bir çizgi çek. Çünkü senin hayalini kuran tek adam benim ve seni benden daha fazla mutlu edecek bir erkek yok. Benim manevi karım olur musun?” dedim.
İ.G.: Şoke oldum. Tanışalı beş gün olmuştu ama kalbim dolu dizgin koşarken, mantığım sürekli frene basıyordu. Bir yerde çöküp kalacaktım. Çünkü hayallerimin karşılığı Yener’di ve sonunda “Ben senin manevi karınım” dedim. Y.G.: Ben yönetmenimiz Mustafa Şevki Doğan’a gidip “Hocam biz İpek’le birbirimize âşığız. Bu iş etiğinize aykırı olabilir. Arzu ederseniz ben diziden gidebilirim” dedim. O da “Çok mutlu oldum, aşk başka, iş başka” dedi.

*** Bu kadar hızlı evlenme kararını nasıl verdiniz?

Y.G.: Dizide Dürüye’den çaldığımız inekleri satmak için hayvan pazarında çekim yapıyorduk. Dört metre sağımda silahlar patladı ve 29 yaşında bir genç kollarımda can verdi. O an hayatı yeniden sorgulamaya başladım. İpek’le tanıştıktan sonra ne kadar mutlu olduğumu düşündüm. İkimiz de evliliğe karşıydık ama sahnenin ardından gidip yüzük aldım. Gece İpek’le karşılıklı bir sahnemiz vardı. O bayılacaktı ve ben “Yenge, yenge uyan”  diyecektim. Yönetmenimize o an evlenme teklif edeceğimi söyledim. O da “Arkandayım” dedi. Sahne geldi, heyecandan titriyordum. Eğildim, “İpek Tuzcuoğlu, sana bir şey söyleyeceğim” dedim.
İ.G.: O anda “Eyvah rezil olduk, Yener coştu, bana aşkını ilan ediyor” diye düşündüm.
Y.G.: “Ben senin kollarında ölmek istiyorum, benimle evlenir misin” dedim.
İ.G.: Şoke oldum ve “Aşkım, ben de seni seviyorum” dedim.
Y.G.: Tekrar “Evet mi, hayır mı” diye sordum. Çünkü cevap yoktu.
İ.G.: “Evet” dedim. Unutulmaz bir andı. Ben yıllarca diğer yarımı aradım. Yener bana “Hayatta mucizeler varmış” dedirtti. O bana Allah’ın bir lütfu oldu. Her hücrem onunla doldu. Yener şövalye gibi cesur yürekli, hayat ışığım, Efe’m o benim. Zaten göbek adı da Efe.
Y.G.: Aşkım, çok teşekkür ederim. Seni çok seviyorum.

İPEK BENİM MİÇOM

*** Bir aydır evlisiniz ve tüm set ekibiyle aynı otelde kalıyor, bir otel odasında yaşıyorsunuz. Burada hayat nasıl geçiyor?

Y.G.: Boş günlerimizde denize gidiyoruz. Orada kaptan benim. İpek benim miçom. Botumu getirir, balığımı taşır, paletlerimi verir, malzemelerimi temizler. Benimle dalar. Botumuzu bir kumsala çeker, kitap okuruz. Denizin ortasında bir adaya çıkar, senaryolarımızı açar ezber yaparız. Ruhumuzu temizler, balığımızı yer, işimize döneriz. İstanbul’a ve İzmir’e ailelerimizi ziyarete de gidiyoruz. Biz böyle çok mutluyuz.
İ.G.: Sette Yener’i göremeyince hep elimde telefon vardır. Tanıştığımızdan beri hep beraberiz ve birbirimizden ayrı kalamıyoruz. Onun hiçbir şeyinden sıkılmıyorum.

*** Dizide İpek Hanım yengenizi oynuyor. Aynı sette işinizi yapmak zor olmuyor mu?

Y.G.: O kostümü giydiğim anda Dürüye benim yengem oluyor. Profesyonellik de bunu gerektiriyor. İpek’in sette olması bana huzur veriyor. Korumacı biriyim ve gözümün önünde olması benim motivasyonumu artırıyor.
İ.G.: Ben hiç sıkılmıyorum, Yener benim motivasyonum oluyor. Hatta bundan sonraki işte sevgili ya da karı-koca oynasak süper olur.
Y.G.: Evlilik ilişkisinde, inanç, güven ve saygı vardır. Allah bizi ayırmasın.
İ.G.: Çevremde evlilikler hep aşkla olsun. Gençler evlilikten korkuyor. Çünkü etraflarında iyi örnekler yok. Biz aşkı ve sevgiyi destekliyoruz. İyi bir örnek olmaya çalışıyoruz.

DÜĞÜN TARİHİMİZİ ASTROLOGLAR BELİRLEDİ
1 Ekim’de Muğla Belediye Sarayı’nda evlenen İpek ve Yener Gürsoy, astrolojiye inandıklarını itiraf etti: “Astrolog arkadaşlarımız 1 Ekim’in iyi bir tarih olduğunu söylediler. Biz de bunu onayladık. Gelinliğin ilişkimiz gibi sade ve temiz olmasını istedik. Aşkımız sette başladığı için düğünü Muğla’da yapmak istedik. Gelini damat, damadı gelin giydirdi. İlk kez düğünümüzde dans ettik. Emre Altuğ’un ‘Neyleyim’ şarkısı bizi anlattığı için ilk dans şarkımızdı. İkimizin de ağzı kulaklarındaydı. Çünkü hayalimize ulaşmıştık.”

SOYADIMI İSTEĞİMLE DEĞİŞTİRDİM
Evlendikten üç gün sonra sabah Yener’e “Hadi kalk gidiyoruz” dedim. Fotoğrafları çektirdikten sonra nüfus müdürlüğüne gittik. Soyadımı İpek Gürsoy olarak değiştirdim. “Ben İpek Tuzcuoğlu olarak tanınıyorum” diye de kaygılanmadım. Hatta Yener bana “İpek’im yapma, sen zaten benim eşimsin” dedi. Ama bu bir bayilik değil, İpek olan benim ve İpek Gürsoy olarak da daha güzel şeyler yapacağıma inanıyorum. Sonra da dizinin jeneriğinde soyadımı değiştirdik.

Konular Röportaj