İsmail YK'dan konuşulacak açıklamalar
İsmail YK, yine olay yaratacak yeni single’ı ‘Doğum Günün Haram Olsun’ adlı şarkısıyla çıkış yaptı. YK, “Hayalim yoktu fakat hobilerim çoktu. 13 yaşından beri hayatım müzik oldu” diyor.
Akşam'dan Aysun Yıldız'ın röportajı...
Müziğin içinde büyümüş biri olarak başka bir meslek edinmek var mıydı aklınızda?
Hayalimde yoktu fakat hobilerim çoktu. 13 yaşımdan beri hayatım müzik oldu. Küçükken de müzik aletleriyle oynarmışım. Aldıkları oyuncaklara doğru değil de, müzik aletlerine doğru emeklermişim.
Peki, müzik eğitimi aldınız mı?
Kursa gittim, önce bateriyle başladım. Notaları öğrendim sonra klavye ve elektrogitar çalmayı öğrendim.
Sahnede kıpır kıpırsınız. Hep öyle misiniz?
Yerine göre değişiyor. Bazen evet, kıpır kıpır olabiliyorum ama tabii ki ‘Şapur Şupur Öp Beni’ diyecek kadar değil.
Niye single’la çıkış yaptınız, albüm çıkarmadınız?
Albümlerin satışları tehlikeli olabiliyor. Ülkede durumlar sürekli değişiyor. Deprem olabilir, Soma faciası, sosyal medyaya erişim kısıtlanabilir… Ayrıca müzik marketleri artık bir anda sipariş veremiyor en fazla 5 albüm. Albümü almak isteyen bazı hayranlarım “Albümünü almak istiyoruz ama bulamıyoruz” diyor. Adamlar korkuyor sipariş vermeye.
Satılmayacak diye değil mi?
Tabii bizden önce çıkan albümlerin hiçbiri satmamıştır. 5 taneden fazla sipariş vermiyorlar. Bazı sanatçıların siparişlerini hiçvermiyorlar. Allah’tan bizim albümlerimiz iyi gidiyor.
‘Doğum günün haram olsun’ adlı şarkınız nasıl çıktı ortaya?
Bir ara ‘Doğum günün haram olsun’ diye bir cümle geçmişti aklımdan. Daha sonra da bir beste yaptım. Dinlerken bakalım beni nereye götürecek diye düşünürken bu söz geldi aklıma. Sonra ikisini birleştirdim.
Birini düşünerek mi söylediniz peki?
Hayır, kimseye söylemedim. Kimsenin doğum gününün haram olmasını istemem. Sadece ayrılık acısının ne olduğunu biliyorum. Büyük bir aşk acısı çekiyorsanız, ayrıldığınız veya sizi terk eden kişi hakkında ister istemez aklınızdan bu tarz düşünceler geçiyor.
Kaç yaşında çektiniz bu acıları? Şarkılarınızda hep bir isyan etme duygusu var…
Bir kere acı çekmek yeterli ama yakın arkadaşlarımdan, izlediğim filmlerden, çevremde olanlardan ya da okuduklarımdan etkilenip yazabiliyorum. Yakın bir arkadaşım üzülüyorsa ben de onunla üzülüyorum, bu da benim yaşanmışlığım oluyor. Ama bir kere de olsa âşık olmamız gerekir. Yoksa dışarıdan baktığın zaman aşk acısını ne kadar anlayabilirsiniz ki? ‘Doğum günün haram olsun’ diyecek kadar yazamazsınız bile.
Ne zaman âşık oldunuz?
Aslında âşık olduğumu hiç açıklamadım. Ama şöyle söyleyeyim 10 sene öncesi…
Oldukça etkilenmişsiniz...
Etkilesin ki sevmenin, aşk acısının ne olduğunu bilelim. Bunları bilmemiz gerekir ki sevginin ve mutluluğun değerini anlayalım.
Mutluluğu buldunuz mu?
Bazen yalnız kaldığım zaman daha mutlu oluyorum biliyor musunuz? Beni mutlu edecek kişi karşıma çıktığında evlenmemiz gerekir. Yaşım küçük değil, o kişiyi bulursam evleneceğime söz verebilirim.
Konserleriniz nasıl geçiyor?
Süper… Herkes çok heyecanlı oluyor… Ben mi hayranlarımı gaza getiriyorum onlar mı beni bilmiyorum. Hepsinin ayrı bir yeri var kalbimde. Şarkıları bir ağızdan söylüyoruz, sağ olsun sevenlerimiz bizi yalnız bırakmıyor.
"ŞARKILARIMI YAZARKEN GÖZÜ KARAYIM"
Normalde de gözü kara mısınızdır?
İnsanların içinden gelen ama dışına vuramadığı şeyleri yazdığım için gözü karayım. Sonuçta şarkılar gerçekleri yansıtmalı… Örneğin gençlerin içindeki o sakladıkları heyecanı dışarıya söyleyemedikleri şeyleri en açık dilde ‘Şapur Şapur’ adlı şarkıda söylüyorum keza ‘Allah belanı versin’ de öyle.
Avrupa’nın yanı sıra birçok ülkelede de çok geniş bir dinleyici kitleniz var. Vazgeçmiyorlar sizden, nasıl sağlıyorsunuz bunu?
Çıktığım günden bu yana tepkilere, eleştirilere bakıyorum. Takdir gösterdiklerini ciddiye alıyorum. Gittiğim yol doğru mu diye bakıyorum. Gittiğim yol başarı sağladıysa o yolda devam etmem gerektiğini biliyorum. “Tarzımı, havamı değiştireyim” derseniz havanız söner. Belli bir kitleniz varsa, size çok büyük bir değer gösteriyorsa, konserinize bir kere değil de sürekli gelen hayranlar görüyorsanız demek ki siz doğru bir yoldasınız. Hiçbir zaman tarzımı değiştirmek istemedim, geliştirmek istedim.
Kendinizden sıkıldığınız olmadı mı?
Şöyle söyleyeyim aslında saç modelimi yavaş yavaş değiştiriyorum. Mesela benim saçlarım bir ara epey uzundu, bağlardım. Şu an daha kısa ama bir anda çok kısa kestirmediğim için göze çarpmıyor.
‘Yurtseven Kardeşler’den ayrılmanız sizi daha mı çok parlattı?
Ya şöyle, aslında onların da büyük bir fonksiyonu var. Çünkü ‘Yurtseven Kardeşler’ olarak zamanında çok büyük bir kitlemiz vardı. Onlar hâlâ bizi dinlemeye devam ediyor. Tek başıma çıkmamın iyi tarafı sıra dışı şarkıların ön plana gelmesi oldu. Grupla ‘şapur şupur’ ya da ‘Allah belanı versin’ adlı şarkıları okuyamazdık. Veya canlı yayınlara katıldığımızda çok fazla şarkı söyleme imkânımız yoktu. Artık o buzları kırdık.
Grupla devam ediyor musunuz?
Tabii ki ediyorum. Seneye albüm çıkaracağız inşallah. Çünkü hayranlarımıza söz verdik.Benim soracaklarım bu kadar.Sorularınıza sağlık.
Sizin var mı eklemek istediğiniz bir şey?
Çok can sıkıcı bir şey ekleyebilirim Uzun zamandır sosyal medyada aktif değildim. O kadar çok sahte hesap açıldı ki birçoğunu sildirdik. Benim hesaplarım İnstagram; ismailyk2014. Twitter; İsmail Yk, Facebook; İsmail Yk.
“Artık aktifim” diyorsunuz yani?
Evet, inanın takipçi sayıları benden daha çoktu ki sildirdik Twitter’da bir milyona yaklaşıyordu. Sıfırdan başladım…
"VOOOV" DEDİRTEMEDİM!
Konserlerimde ara vermem üç dakikalık bir aram olur, oda kıyafetimi değiştirmek için. O gün dansçılar sahnede ben gidip gelene kadar üç dakikalık bir şov gösterileri vardı. Tişörtümü, değiştireceğim farklı bir kıyafetle çıkıp, aklım sıra izleyiciye “Vooov” dedirteceğim. O gün dedirtemedim (kahkahalar) Çünkü kulise girdiğimde kapının kolu kırık çıktı ve dışarı çıkamadım.
Şans işte bana denk geldi. Hâlbuki orada her hafta ünlü bir sanatçı çıkıyor. Kapıya vuruyorum gümbür gümbür müzik sesinden kimse duymuyor. Sahnede dansçılar, üç dakika geçmiş, Allahtan ekipten biri gelip kurtardı beni. Unutulsam rezil olacağım… O gün çok sinirlendim ama olsun bu da güzel bir anıymış şimdi sizlere anlatabiliyorum.
Müziğin içinde büyümüş biri olarak başka bir meslek edinmek var mıydı aklınızda?
Hayalimde yoktu fakat hobilerim çoktu. 13 yaşımdan beri hayatım müzik oldu. Küçükken de müzik aletleriyle oynarmışım. Aldıkları oyuncaklara doğru değil de, müzik aletlerine doğru emeklermişim.
Peki, müzik eğitimi aldınız mı?
Kursa gittim, önce bateriyle başladım. Notaları öğrendim sonra klavye ve elektrogitar çalmayı öğrendim.
Sahnede kıpır kıpırsınız. Hep öyle misiniz?
Yerine göre değişiyor. Bazen evet, kıpır kıpır olabiliyorum ama tabii ki ‘Şapur Şupur Öp Beni’ diyecek kadar değil.
Niye single’la çıkış yaptınız, albüm çıkarmadınız?
Albümlerin satışları tehlikeli olabiliyor. Ülkede durumlar sürekli değişiyor. Deprem olabilir, Soma faciası, sosyal medyaya erişim kısıtlanabilir… Ayrıca müzik marketleri artık bir anda sipariş veremiyor en fazla 5 albüm. Albümü almak isteyen bazı hayranlarım “Albümünü almak istiyoruz ama bulamıyoruz” diyor. Adamlar korkuyor sipariş vermeye.
Satılmayacak diye değil mi?
Tabii bizden önce çıkan albümlerin hiçbiri satmamıştır. 5 taneden fazla sipariş vermiyorlar. Bazı sanatçıların siparişlerini hiçvermiyorlar. Allah’tan bizim albümlerimiz iyi gidiyor.
‘Doğum günün haram olsun’ adlı şarkınız nasıl çıktı ortaya?
Bir ara ‘Doğum günün haram olsun’ diye bir cümle geçmişti aklımdan. Daha sonra da bir beste yaptım. Dinlerken bakalım beni nereye götürecek diye düşünürken bu söz geldi aklıma. Sonra ikisini birleştirdim.
Birini düşünerek mi söylediniz peki?
Hayır, kimseye söylemedim. Kimsenin doğum gününün haram olmasını istemem. Sadece ayrılık acısının ne olduğunu biliyorum. Büyük bir aşk acısı çekiyorsanız, ayrıldığınız veya sizi terk eden kişi hakkında ister istemez aklınızdan bu tarz düşünceler geçiyor.
Kaç yaşında çektiniz bu acıları? Şarkılarınızda hep bir isyan etme duygusu var…
Bir kere acı çekmek yeterli ama yakın arkadaşlarımdan, izlediğim filmlerden, çevremde olanlardan ya da okuduklarımdan etkilenip yazabiliyorum. Yakın bir arkadaşım üzülüyorsa ben de onunla üzülüyorum, bu da benim yaşanmışlığım oluyor. Ama bir kere de olsa âşık olmamız gerekir. Yoksa dışarıdan baktığın zaman aşk acısını ne kadar anlayabilirsiniz ki? ‘Doğum günün haram olsun’ diyecek kadar yazamazsınız bile.
Ne zaman âşık oldunuz?
Aslında âşık olduğumu hiç açıklamadım. Ama şöyle söyleyeyim 10 sene öncesi…
Oldukça etkilenmişsiniz...
Etkilesin ki sevmenin, aşk acısının ne olduğunu bilelim. Bunları bilmemiz gerekir ki sevginin ve mutluluğun değerini anlayalım.
Mutluluğu buldunuz mu?
Bazen yalnız kaldığım zaman daha mutlu oluyorum biliyor musunuz? Beni mutlu edecek kişi karşıma çıktığında evlenmemiz gerekir. Yaşım küçük değil, o kişiyi bulursam evleneceğime söz verebilirim.
Konserleriniz nasıl geçiyor?
Süper… Herkes çok heyecanlı oluyor… Ben mi hayranlarımı gaza getiriyorum onlar mı beni bilmiyorum. Hepsinin ayrı bir yeri var kalbimde. Şarkıları bir ağızdan söylüyoruz, sağ olsun sevenlerimiz bizi yalnız bırakmıyor.
"ŞARKILARIMI YAZARKEN GÖZÜ KARAYIM"
Normalde de gözü kara mısınızdır?
İnsanların içinden gelen ama dışına vuramadığı şeyleri yazdığım için gözü karayım. Sonuçta şarkılar gerçekleri yansıtmalı… Örneğin gençlerin içindeki o sakladıkları heyecanı dışarıya söyleyemedikleri şeyleri en açık dilde ‘Şapur Şapur’ adlı şarkıda söylüyorum keza ‘Allah belanı versin’ de öyle.
Avrupa’nın yanı sıra birçok ülkelede de çok geniş bir dinleyici kitleniz var. Vazgeçmiyorlar sizden, nasıl sağlıyorsunuz bunu?
Çıktığım günden bu yana tepkilere, eleştirilere bakıyorum. Takdir gösterdiklerini ciddiye alıyorum. Gittiğim yol doğru mu diye bakıyorum. Gittiğim yol başarı sağladıysa o yolda devam etmem gerektiğini biliyorum. “Tarzımı, havamı değiştireyim” derseniz havanız söner. Belli bir kitleniz varsa, size çok büyük bir değer gösteriyorsa, konserinize bir kere değil de sürekli gelen hayranlar görüyorsanız demek ki siz doğru bir yoldasınız. Hiçbir zaman tarzımı değiştirmek istemedim, geliştirmek istedim.
Kendinizden sıkıldığınız olmadı mı?
Şöyle söyleyeyim aslında saç modelimi yavaş yavaş değiştiriyorum. Mesela benim saçlarım bir ara epey uzundu, bağlardım. Şu an daha kısa ama bir anda çok kısa kestirmediğim için göze çarpmıyor.
‘Yurtseven Kardeşler’den ayrılmanız sizi daha mı çok parlattı?
Ya şöyle, aslında onların da büyük bir fonksiyonu var. Çünkü ‘Yurtseven Kardeşler’ olarak zamanında çok büyük bir kitlemiz vardı. Onlar hâlâ bizi dinlemeye devam ediyor. Tek başıma çıkmamın iyi tarafı sıra dışı şarkıların ön plana gelmesi oldu. Grupla ‘şapur şupur’ ya da ‘Allah belanı versin’ adlı şarkıları okuyamazdık. Veya canlı yayınlara katıldığımızda çok fazla şarkı söyleme imkânımız yoktu. Artık o buzları kırdık.
Grupla devam ediyor musunuz?
Tabii ki ediyorum. Seneye albüm çıkaracağız inşallah. Çünkü hayranlarımıza söz verdik.Benim soracaklarım bu kadar.Sorularınıza sağlık.
Sizin var mı eklemek istediğiniz bir şey?
Çok can sıkıcı bir şey ekleyebilirim Uzun zamandır sosyal medyada aktif değildim. O kadar çok sahte hesap açıldı ki birçoğunu sildirdik. Benim hesaplarım İnstagram; ismailyk2014. Twitter; İsmail Yk, Facebook; İsmail Yk.
“Artık aktifim” diyorsunuz yani?
Evet, inanın takipçi sayıları benden daha çoktu ki sildirdik Twitter’da bir milyona yaklaşıyordu. Sıfırdan başladım…
"VOOOV" DEDİRTEMEDİM!
Konserlerimde ara vermem üç dakikalık bir aram olur, oda kıyafetimi değiştirmek için. O gün dansçılar sahnede ben gidip gelene kadar üç dakikalık bir şov gösterileri vardı. Tişörtümü, değiştireceğim farklı bir kıyafetle çıkıp, aklım sıra izleyiciye “Vooov” dedirteceğim. O gün dedirtemedim (kahkahalar) Çünkü kulise girdiğimde kapının kolu kırık çıktı ve dışarı çıkamadım.
Şans işte bana denk geldi. Hâlbuki orada her hafta ünlü bir sanatçı çıkıyor. Kapıya vuruyorum gümbür gümbür müzik sesinden kimse duymuyor. Sahnede dansçılar, üç dakika geçmiş, Allahtan ekipten biri gelip kurtardı beni. Unutulsam rezil olacağım… O gün çok sinirlendim ama olsun bu da güzel bir anıymış şimdi sizlere anlatabiliyorum.