İzzet Yıldızhan bilinmeyenleri anlattı
Bir süre önce yeni albümü ‘Sevgilim’le sektöre dönüş yapan İzzet Yıldızhan projelerini, albümünü ve bilinmeyen yönlerini anlattı.
Yeni albümünüz hayırlı olsun, albümle ilgili biraz bilgi
alabilir miyiz?
Teşekkür ederim. ‘Sevgilim’adlı albüm yaklaşık 4 sene sürdü. Repertuvar konusunda çok dikkatli davrandım. Albümde Kürtçe eser de var, Alevi türküleri de... ‘’Sevgilim’’ her açıdan bir kültürel sentez, bir kucaklaşma...
Peki ilk albümünüzden bugüne hayatınızda fiziksel ve duygusal olarak neler değişti?
Çok şey değişti. Evvela yaşlanıyoruz, Gençlikteki kan basıncımızla şu anki heyecanlarımız aynı değil. Olgunlaşıyoruz gün be gün... Onun dışında 1999’daki fotoğrafımla şimdiki fotoğrafım arasında hiçbir fark yok. Sadece o zaman daha bir çirkinmişim...
Müzik piyasası o yıllarda nasıldı, şimdi nasıl?
Ben türkücüler arasında şöhret treninin son vagonuna binenlerdenim... Bizim jenerasyondan o yıllarda parlayanları saymaya kalksak dört-beş tane isim sayabiliriz. O arkadaşların da birçoğu farklı sektörlere yöneldi. Bu dört-beş kişi dışında bir altıncı kişi olmadı. O yüzden şöhret trenin son vagonuna binen en son yolcular arasındayım.
Sırp bir mankenle klip çektiniz. Çekimler nasıldı?
Çekimler çok güzeldi. 20 yaşında bu kadar profesyonel bir insanla karşılaşmak, onunla çalışmak beni çok heyecanlandırdı. Şaşkınlığımı hâlâ gizleyemiyorum. Hâlâ bir insanın yirmi yaşında nasıl olurda hem bu kadar güzel hem de bu kadar profesyonel olabileceğini düşünüyorum.
Peki neden Türk değil de yabancı tercih ettiniz?
Klibi Türk bir modelle çeksem hemen aşk dedikoduları çıkacaktı. Bunları daha önceden edindiğimiz tecrübeler doğrultusunda söylüyorum. Hemen aranızda bir aşk peydah ediliyor. Bu bir süre sonra ya bir magazin serüvenine, magazin fotoromanına ya da gerçeğe dönüşüyor. Ben biraz dikkatli olmak istedim, hakkımda yalan-yanlış aşk meşk haberlerinin çıkması hoşuma gitmiyor. Çok güzel bir albüm yaptım ve sadece işimle anılmak istiyorum.
Tarzınızın dışına çıkmayı düşündünüz mü?
Şöyle bir şey istiyorum, pop şarkıların alt yapılarını alıp arabesk olarak okuyabilirim. Bunu düşünüyorum ve kafamda böyle bir proje var. Ama bunun öncesinde ciddi bir türkü albümü yapmayı düşünüyorum. Bir Neşet Ertaş gibi, bir Aşık Mahsuni gibi, Aşık Veysel gibi rahmetli olan büyük ozanların ve sanatçıların bütün eserlerini her birini farklı bir albüm olacak şekilde projelendirmeyi düşünüyorum. Bir türkü kütüphanesi gibi düşünün... Sevenlerime ve yakınlarıma böyle bir arşiv hediye etmek, dünyada böyle bir hatıra bırakmak istiyorum.
Bülent Ersoy’la birlikte hazırladığınız televizyon programından ayrılışınız uzun süre konuşuldu. Yeni bir televizyon programı yapacak mısınız?
Allah’ın izniyle yapacağım tabii ki. Ben televizyon çocuğuyum. Şu an görüştüğüm bir kanal var ancak format biraz daha değişik olsun istediler. Daha performansa dayalı bir program istediler benden. Konuk olmasın dediler. Şık bir koltuk ve şık bir dekor konuksuz bir program. Canlı telefon bağlantıları, sosyal medya kanalları, e-posta ile şarkı istekleri ve bol bol müzik olacak yeni programımda.
Herkesin her şeyin çok iyi gittiğini düşündüğü bir anda gelen bu ayrılığın ve programı bırakmanızın asıl nedeni neydi? Bildiğimiz kadarıyla şov programı ilk önce size teklif edildi ve sizden bir partner belirlemeniz istendi. Şimdi gelinen noktada verdiğiniz ‘’Bülent Ersoy’’ kararından pişman mısınız?
Program için bana geldiklerinde her şey senin de bahsettiğin şekilde oldu ve program başladı. Bunu da ilk kez size söylüyorum. Ben bugüne kadar bunu bile söylemekten utandım. Günlerce bitmez tükenmez sorularla hep ’neden?’ dediler bana ancak ben sanatçı arkadaşlarımın arasında hiçbir zaman böyle polemik yaratacak konulara girmedim, şimdi de girmeyeceğim. Sadece kendimi o programda görememeye başlamıştım. Göremiyordum çünkü mutlu ve rahat değildim. Yaklaşık on bir yıl ekranı meşgul eden, senelerce televizyon programları yapmış, yaptığı programlarda Sibel Can’dan Orhan Gencebay’a Kayahan’dan tutun da Muazzez Abacı, Mahsun Kırmızıgül ve Müzeyyen Senar’a birçok ismi ağırlamış biriyim. Arşivler orada, açın bakın. Televizyonculuğu, ekrandaki sinerjiyi bilen bir adamım... Bütün bunlar böyleyken kendimi göremediğim bir programda neden olayım ki?
MÜSLÜM GÜRSES ALBÜMÜNE 'YAZIK'!
Türkiye’de müzik yapan, yaptığı müzikle iz bırakan efsanevi isimlerin hepsinin bir hatıra ya da bir saygı albümü sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu işi yaparken doğru projelendirmek gerekiyor. Müslüm Gürses’in vefatının ardından bir albüm yapıldı. Albüme bakıyorsunuz 30 parça var ancak şarkı söyleyen 3 tane sanatçı var. Yazık... Albümde çok büyük isimler var, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum ancak yapımcı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben yapımcıyım diyorsan ve ‘’Baba’’ için albüm yapıyorsan acele etmeyeceksin, her şeyin mükemmel olmasına çalışacaksın, öyle bir albüm yapacaksın ki yıllarca dinlenecek, saklanacak, babadan oğluna hatıra bırakılabilecek.
SAMET ADAY / AKŞAM İNTERNET SİTESİ
Teşekkür ederim. ‘Sevgilim’adlı albüm yaklaşık 4 sene sürdü. Repertuvar konusunda çok dikkatli davrandım. Albümde Kürtçe eser de var, Alevi türküleri de... ‘’Sevgilim’’ her açıdan bir kültürel sentez, bir kucaklaşma...
Peki ilk albümünüzden bugüne hayatınızda fiziksel ve duygusal olarak neler değişti?
Çok şey değişti. Evvela yaşlanıyoruz, Gençlikteki kan basıncımızla şu anki heyecanlarımız aynı değil. Olgunlaşıyoruz gün be gün... Onun dışında 1999’daki fotoğrafımla şimdiki fotoğrafım arasında hiçbir fark yok. Sadece o zaman daha bir çirkinmişim...
Müzik piyasası o yıllarda nasıldı, şimdi nasıl?
Ben türkücüler arasında şöhret treninin son vagonuna binenlerdenim... Bizim jenerasyondan o yıllarda parlayanları saymaya kalksak dört-beş tane isim sayabiliriz. O arkadaşların da birçoğu farklı sektörlere yöneldi. Bu dört-beş kişi dışında bir altıncı kişi olmadı. O yüzden şöhret trenin son vagonuna binen en son yolcular arasındayım.
Sırp bir mankenle klip çektiniz. Çekimler nasıldı?
Çekimler çok güzeldi. 20 yaşında bu kadar profesyonel bir insanla karşılaşmak, onunla çalışmak beni çok heyecanlandırdı. Şaşkınlığımı hâlâ gizleyemiyorum. Hâlâ bir insanın yirmi yaşında nasıl olurda hem bu kadar güzel hem de bu kadar profesyonel olabileceğini düşünüyorum.
Peki neden Türk değil de yabancı tercih ettiniz?
Klibi Türk bir modelle çeksem hemen aşk dedikoduları çıkacaktı. Bunları daha önceden edindiğimiz tecrübeler doğrultusunda söylüyorum. Hemen aranızda bir aşk peydah ediliyor. Bu bir süre sonra ya bir magazin serüvenine, magazin fotoromanına ya da gerçeğe dönüşüyor. Ben biraz dikkatli olmak istedim, hakkımda yalan-yanlış aşk meşk haberlerinin çıkması hoşuma gitmiyor. Çok güzel bir albüm yaptım ve sadece işimle anılmak istiyorum.
Tarzınızın dışına çıkmayı düşündünüz mü?
Şöyle bir şey istiyorum, pop şarkıların alt yapılarını alıp arabesk olarak okuyabilirim. Bunu düşünüyorum ve kafamda böyle bir proje var. Ama bunun öncesinde ciddi bir türkü albümü yapmayı düşünüyorum. Bir Neşet Ertaş gibi, bir Aşık Mahsuni gibi, Aşık Veysel gibi rahmetli olan büyük ozanların ve sanatçıların bütün eserlerini her birini farklı bir albüm olacak şekilde projelendirmeyi düşünüyorum. Bir türkü kütüphanesi gibi düşünün... Sevenlerime ve yakınlarıma böyle bir arşiv hediye etmek, dünyada böyle bir hatıra bırakmak istiyorum.
Bülent Ersoy’la birlikte hazırladığınız televizyon programından ayrılışınız uzun süre konuşuldu. Yeni bir televizyon programı yapacak mısınız?
Allah’ın izniyle yapacağım tabii ki. Ben televizyon çocuğuyum. Şu an görüştüğüm bir kanal var ancak format biraz daha değişik olsun istediler. Daha performansa dayalı bir program istediler benden. Konuk olmasın dediler. Şık bir koltuk ve şık bir dekor konuksuz bir program. Canlı telefon bağlantıları, sosyal medya kanalları, e-posta ile şarkı istekleri ve bol bol müzik olacak yeni programımda.
Herkesin her şeyin çok iyi gittiğini düşündüğü bir anda gelen bu ayrılığın ve programı bırakmanızın asıl nedeni neydi? Bildiğimiz kadarıyla şov programı ilk önce size teklif edildi ve sizden bir partner belirlemeniz istendi. Şimdi gelinen noktada verdiğiniz ‘’Bülent Ersoy’’ kararından pişman mısınız?
Program için bana geldiklerinde her şey senin de bahsettiğin şekilde oldu ve program başladı. Bunu da ilk kez size söylüyorum. Ben bugüne kadar bunu bile söylemekten utandım. Günlerce bitmez tükenmez sorularla hep ’neden?’ dediler bana ancak ben sanatçı arkadaşlarımın arasında hiçbir zaman böyle polemik yaratacak konulara girmedim, şimdi de girmeyeceğim. Sadece kendimi o programda görememeye başlamıştım. Göremiyordum çünkü mutlu ve rahat değildim. Yaklaşık on bir yıl ekranı meşgul eden, senelerce televizyon programları yapmış, yaptığı programlarda Sibel Can’dan Orhan Gencebay’a Kayahan’dan tutun da Muazzez Abacı, Mahsun Kırmızıgül ve Müzeyyen Senar’a birçok ismi ağırlamış biriyim. Arşivler orada, açın bakın. Televizyonculuğu, ekrandaki sinerjiyi bilen bir adamım... Bütün bunlar böyleyken kendimi göremediğim bir programda neden olayım ki?
MÜSLÜM GÜRSES ALBÜMÜNE 'YAZIK'!
Türkiye’de müzik yapan, yaptığı müzikle iz bırakan efsanevi isimlerin hepsinin bir hatıra ya da bir saygı albümü sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu işi yaparken doğru projelendirmek gerekiyor. Müslüm Gürses’in vefatının ardından bir albüm yapıldı. Albüme bakıyorsunuz 30 parça var ancak şarkı söyleyen 3 tane sanatçı var. Yazık... Albümde çok büyük isimler var, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum ancak yapımcı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben yapımcıyım diyorsan ve ‘’Baba’’ için albüm yapıyorsan acele etmeyeceksin, her şeyin mükemmel olmasına çalışacaksın, öyle bir albüm yapacaksın ki yıllarca dinlenecek, saklanacak, babadan oğluna hatıra bırakılabilecek.
SAMET ADAY / AKŞAM İNTERNET SİTESİ