Kadının 7 zayıf noktası
Kadının 7 zayıf noktası
Açıklayabiliriz! Hepsinin bir nedeni var.
1- Tembeliz
Gün içinde hiç bitmeyen stres ve yaşadığımız gerginlikler… Bunlar
bir zaman sonra bizim sürekli her şeyden şikayet etmemize neden
olmaktadır. Gün içinde sürekli oradan oraya koşan bedenimiz, akşam
olduğunda da aynı tempoda devam edemiyor. Bir yerden sonra iflas
etmekte. Hangimiz çok yoğun tempolu bir iş gününden sonra akşam 1
saat gibi egzersiz yapıyoruz mesela? Akşamımızı faydalı uğraşlarla
geçirmek yerine ne yapıyoruz? Tv kumandasını elimize alıp saatlerce
o dizi senin, bu film benim tembel tembel oturup akşamımızı
öldürmekteyiz.
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Kendi işlerinizi başkalarına yaptırmayın. Çok yorgun olabilirsiniz.
Canınız ütü yapmak istemeyebilir. Ancak annenize “pantolonumu
ütüler misin” demeyin. Kendi işlerinizi kendiniz yapın ki
sevmediğiniz işleri başkalarına yaptırma alışkanlığınız olmasın.
Unutmayın, annenizin de veya işi yüklediğiniz kişinin de bir sabrı
var. Bir gün o da “yeter artık” diyebilir. Yapmanız gereken işleri
hiçbir zaman ertelemeyin. Erteledikçe o işi yapma şevkiniz daha çok
kırılacaktır.
2- Meraklıyız
Sevgilimize, arkadaşımıza sorduğumuz soruların hiçbir zaman ardı
arkası kesilmez. Her zaman onlarla ilgili daha çok şey öğrenmek ve
bizimle ilgili ne düşündüklerini bilmek isteriz. Hangimiz en yakın
arkadaşımızın veya sevgilimizin günlüğünü karıştırmadık ki? Veya
onun e-posta kutusuna girip maillerini okumadık ki? Eğer bunları
yapmasaydık bize hazırlanan sürpriz doğum günü partilerini veya
arkadaşlarımızın bizim hakkımızdaki gerçek düşüncelerini nasıl
bilebilirdik ki zaten?
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Onunla konuşurken ona merakınızı hissettirmeyin. Doğal ve kurnaz
davranın. Arkadaşınızın ya da sevgilinizin size daha çok bilgi
vereceği şekilde cesaretlendirici ve şaşırmış sorular sorun.
Merakınızı gizlemeyi öğrendiğinizde karşınızdaki size zaten
öğrenmek istediklerinizi kendiliğinden söyleyecek. Yeter ki siz
onun anlattıklarını ilgiyle dinleyin. Ona önem verdiğinizi
hissettirin.
3- Açgözlüyüz
Her zaman daha çok ve daha leziz yemekler isteriz. Söz konusu olan
eğer tatlıysa asla hayır diyemeyiz. Bir dilim çikolatalı pasta tüm
cazibesiyle karşımızda dururken ve bize “beni yersen daha enerji
dolu ve çekici olacaksın” diye haykırırken bizim onu reddetmemiz
mümkün mü? İstediğimiz kadar tok olalım#8230; Virgina Woolfun ne
dediğini hatırlayalım: İnsan yemek yememişse, iyi de düşünemez,
sevişemez, uyuyamaz
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Gecenin yarısında yediğiniz bir parça çikolatanın sizi tombiş
birine dönüştüreceğini düşünerek canınızı sıkmayın. Size kilo
aldırdığını düşündüğünüz yiyecekleri, tatlıları kendinize ödül
olarak koyun. Mesela “kitabımı okumayı bitirdiğimde veya projeyi
teslim ettiğimde kendimi ödüllendireceğim. Bir dilim frambuazlı
pasta yiyeceğim” deyin. Hem kendinize motivasyon faktörü yaratmış
olursunuz. Hem de frambuazlı pastayı yerken pişman olmazsınız.
Çünkü onu hak ettiniz!
4- Aşırı gururluyuz
Tabii ki hepimiz değerliyiz. Dolayısıyla da gururluyuz! Bir parça
gurur egomuzu tatmin etmek için de her zaman ideal, aşırıya
kaçmamak kaydıyla tabii ki! Unutmayın, kendinizi ne kadar çok
severseniz, dış dünyaya da aynı ölçüde kendinizi sunarsınız.
Başkalarını sevmeden önce kendinizi sevmelisiniz. Ki başkaları da
sizi sevsin.
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Bir parça gurur herkes için ideal. Ancak gururu böbürlenmeye
dönüştürdüğünüz anda sıkıntılar baş göstermeye başlıyor.
Etrafınızdakileri kaçıracak veya sizden soğumalarına neden olacak
şekilde abartılı davranışlardan kaçının. Kendinizi dünyanın merkezi
sanmayın. Kendi kendinize durduk yere çiçek gönderirken başkasından
gelmiş gibi bunun nedenini kendinize sorun mesela. Kendi gururunuzu
okşayacak saçma davranışlarda bulunmak yerine arkadaşlarınızın
gururunu okşayın. Mesela arkadaşınıza yeni elbisesi içinde ne kadar
hoş göründüğünü söyleyin. Bir dahaki sefere arkadaşınız sizin
gururunuzu okşayacaktır
5- Dedikoducuyuz
Dedikodu yapmak kendimizi çok iyi hissetmemize neden olur. Her
zaman konuşacak bir şeyler bulmamızı sağlar. Başkalarını
çekiştirmek bizi mutlu eder. “Ben dedikodu yapmayı sevmem” diyen
insanların bile aslında dedikodu yaptığını ve büyük bir haz
aldığını da görürüz.
Dedikodu yaparken neye dikkat
etmeliyiz?
Dedikoduyu kiminle yaptığınıza dikkat etmelisiniz. Unutmayın yerin
kulağı var! Size tavsiyemiz asla samimi olan iki kişiden biriyle
diğerini çekiştirmemeniz. Bir gün sonra her ikisi de size düşman
olabilir.6- Gereksiz alışveriş
6- Alışveriş manyağıyız
Canınız çok sıkıldığında, keyfiniz kaçtığında ne yaparsınız?
Genellikle alışveriş değil mi? 1 alana 1 bedava ayakkabı
kampanyalarından hangimiz hiç giymeyeceğimiz bir ayakkabıyı almadık
ki? Veya yüzde 50 indirim kampanyalarına kanarak yüzde 50 tasarruf
ettiğimizi düşünerek neler neler almadık ki! Yeni kıyafet satın
almanın bizi daha mutlu yaptığı tartışmasız bir gerçek! Hatta
terapiye gitmenize bile gerek yok. Dertlerinizden kurtulmanız için
alışverişe çıkmanız yeterli!
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Alışverişe çıktığınızda sadece indirimde diye ürünler almayın.
İşinize yarar mı yaramaz mı diye düşünün. Sonra kararınızı verin!
Yüzde 50 indirimde diye normalde hiç giymeyeceğiniz bir gömleği
almaya gerek var mı? Bizce yok!
7- Kıskancız
Kıskançlık her insanın doğasında var. Az veya çok; Mesela
sevgiliniz hem yakışıklı, hem seksi, hem de eğlenceliyse onu
kıskanmamamız mümkün olur mu? Tabii ki hayır! Onu boğmayacak
şekilde hafif kıskançlığa evet. Ancak onun sizden nefret etmesine
neden olacak davranışlara da hayır!
Nasıl üstesinden gelirsiniz?
Öncelikle kıskanç olduğunuzu kabul edin. O duygularla yaşarken,
kıskançlığınızı reddetmeniz size hiçbir şey katmayacaktır.
Sevgilinize şöyle bir cümle kurabilirsiniz mesela. “Sevgilim benim
kıskanç olduğumu sen de biliyorsun. Şule in senin çevrende
dolaşarak sana kur yapmasından rahatsız oluyorum.” Tüm geceyi mide
ağrılarıyla geçirmektense sevgilinizle açık açık konuşmanın faydalı
olacağını düşünüyoruz.