Kadınlar Günü nasıl kutlu olur?
Kadınlar Günü nasıl kutlu olur?
Çok rica ediyorum. Bugün Kadınların Günü’nü kutlamayın! Bize çiçek, hediye falan da vermeyin. Tek isteğimiz var: Kadını şiddetten koruma yasa tasarısında yapılan son dakika değişikliklerinden vazgeçmeniz!
Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede Kadınlar Günü’nü kutlamak,
aslında gülünç.
Gülünç, çünkü meselenin özünde yatan kadın-erkek eşitliğine
inanmıyorsunuz.
Gülünç, çünkü kadınları çalıştırmamak için elinizden geleni
yapıyorsunuz.
Gülünç, çünkü her gün ortalama beş kadın, bir erkeğin elinde can
veriyor.
Gülünç, çünkü kadına yönelik şiddete dair en son 2009 yılında resmi
bir araştırma yayımlandı.
Gülünç, çünkü sığınma evlerinin sayısını artırmak için hâlâ gerekli
adımlar atılmıyor.
Gülünç, çünkü kadını şiddetten korumak için büyük ümitlerle
hazırlanan yasa tasarısı, kadının değil ‘aile’nin ön plana
çıkarılmasıyla yine sorunu çözmeyecek.
Pazar günü, şiddet yasa taslağıyla ilgili çalışan tüm kadın
örgütlerinin temel itirazlarını aktardım. Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Şahin arayarak, taslakta ‘kadın-erkek
eşitliği’ sözünün çıkarılmadığını bizzat söyledi.
Ne var ki taslağın Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM’de dolaşırken
uğradığı ‘değişiklikler’ yasanın özüne zarar verecek nitelikte.
Yasanın adı değişti
237 kadın örgütünün oluşturduğu Şiddete Son Kadın Platformu,
Şahin’in ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun
çabalarına ve verdiği sözlere rağmen, tasarının
5 Mart’ta Adalet Komisyonu’nda uğradığı değişikliklere itirazları
şöyle :
- Şu andaki haliyle yasanın adı, kadın değil aileyi koruma üzere
düzenlendi.
- Şiddete uğrayan kadınların tek adımda yardım ve korunma
alabileceği 7 gün 24 saat ve tek adım ilkesiyle çalışacak
merkezlerinin teşkilat, görev ve kadrolarının kadın örgütlerinin
talepleri doğrultusunda düzenlenmedi.
- Yasada sığınaklar ve cinsel şiddet kriz merkezleri yer
almıyor.
- Kadın örgütlerinin şiddet ve cinayet davalarına müdahilliği kabul
edilmedi.
- Kreş desteği daraltıldı, oysa şiddet gören kadının ‘çalışma’
durumuna bakılmaksızın, tedbir kararı süresince kreş desteği
verilmeli.
- Şiddet uygulanma tehlikesinin olduğu durumlarda tedbir kararı
süresiz verilmeli.
-Toplumsal cinsiyet eşitliği tanımı; kolluk, yargı, şiddet izleme
merkezlerinde yer almalı. Tüm kamusal alanlarda toplumsal cinsiyet
eşitliği eğitiminin verilmesi şart.
Tarihe geçin
Her şeyden önce, ‘Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına
Dair Kanun Tasarısı’nın ismini bile fazla bulup ‘Ailenin Korunması
ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı’ olarak
değiştirilmesinin gerekçesi açıklanmalı.
Eğer 8 Mart 2012’nin tarihe geçmesini istiyorsanız. Eğer kadınların
uğradığı şiddeti durdurmak ve bu toplumsal soruna kökten çözümler
bulmak istiyorsanız. Eğer bu toplumda sağlıklı bireyler
yetiştirmeye kararlıysanız.
O zaman kadının şiddetten korunmasına dair yasa tasarısında yapılan
son dakika değişikliklerinden vazgeçersiniz. Ha işte o zaman bizler
de Kadınlar Günü’nü kutlayabilir noktaya geliriz.
Ayşe’lerin, Şefika’ların, Münevver’lerin ruhu ancak böyle huzura
kavuşur, yetim kalan çocukları (aileleri!) için daha güvenli bir
gelecek mümkün olur.
TÜRKiYE YiNE SIFIR ÇEKTi
- Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), her
‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ öncesi, Türkiye’nin kadın-erkek
eşitliği alanında bulunduğu yeri belirleyen bir karne
yayımlıyor.
- Bu yılın 8 Mart karnesinin başlığı şu: Türkiye kadın-erkek
eşitliğinde yine ‘SIFIR’ çekti!
- Neden? Seçimle ve atamayla gelinen kadrolarda kadın temsilinde
yine yaprak kımıldamadı da ondan. İşte rakamlar:
- Genel seçim sonrası TBMM’deki koltukların ancak yüzde 14,2’sinde
kadın var.
- Hükümetteki 26 bakandan 1’i.
- 2 bin 924 belediye başkanın 26’sı.
- 34 bin 210 muhtardan 65’i.
- 81 valinin 1’i.
- 103 rektörden 5’i.
- 185 büyükelçiden 21’i kadın.
- 26 müsteşar arasında hiç kadın yok!
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nda, Yargıtay’da,
Sayıştay’da hiç kadın yok!
-DİSK, TÜRKİŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, MEMUR-SEN, TOBB, MÜSİAD, TZOB,
TESK yönetim kurullarında hiç kadın yok!