Kadınların tansiyonu daha yüksek
Belirti vermediği için teşhis konulamayan hipertansiyon, kadınlarda erkeklerden daha çok görülüyor. Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Erol “Herkes tansiyonunu ölçtürerek değerini bilmeli” diyor.
Türkiye Gazetesi'nden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine
göre Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Kemal Erol, hormonal farklılıklar sebebiyle yüksek tansiyon
hastalığının kadınlarda daha fazla görüldüğünü söyledi. Prof. Dr.
Erol “Hipertansiyon erkeklerde yüzde 30 oranında
görülürken, kadınlarda yüzde 36 oranında görülüyor” dedi.
Türk toplumunda her üç kişiden birinin yüksek tansiyonu olduğu
hâlde bu durumunun farkında olmadığını da belirten Prof. Dr. Erol
“Ülkemizde yüksek tansiyon hastasının sayısı 20 milyona
yaklaştı. Hipertansiyonu olan 10 kişiden 4-5’i hastalığının
farkında değil. Bu kişiler kalp krizi, beyin kanaması ve felç gibi
riskleriyle ortalıkta saatli bomba gibi dolaşıyor. Tansiyonun
farkında olmak için ölçtürmek gerekir. On sekiz yaşından sonra
herkesin düzenli olarak tansiyonunu ölçtürmesi hayat
kurtarıcıdır” dedi.
18 YAŞINDA İLK ÖLÇÜM OLMALI
Tansiyonun yaşla birlikte artan bir sağlık problemi olmasına rağmen gençlik döneminde ölçülmeye başlanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erol “35-65 yaş arasında yüzde 40’lara çıkıyor. Yetmiş yaşın üzerindeki her üç kişiden ikisinde yüksek tansiyon var. Ancak gençlerde olmaz diye bir şey yok. 18-25 yaş arasında görülme sıklığı yüzde 5 iken, 30 yaşından sonra bu yüzde 10’a çıkıyor. Hipertansiyonu teşhis etmenin en kolay yolu ölçmektir. O yüzden yaşa bakmadan herkesin tansiyonunu en az bir kere ölçtürmesi gerekir” dedi.
14/9’UN ÜSTÜ HASTALIK
Yetişkinlerde 12/8 değerinin ve altının, ideal olarak kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Erol “Eğer kan basıncı değeri 12/8’in altında ise en az 5 yılda bir, 12-13/8-8,5 arasında ise en az üç senede bir, 'yüksek normal' olarak nitelendirilen 13-14/8,5-9 arasında ise en az yılda bir kan basıncı değerinin ölçülmesi tavsiye ediliyor. 14/9’un üzeri hastalık kabul ediliyor ve ilaç ya da hayat tarzı değişiklikleriyle tedavi edilmesi gerekiyor” diye açıkladı.
HASTAYIZ AMA BİLMİYORUZ
Her iki tansiyon hastasından birinin hastalığının farkında olmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol “Bu kişiler çoğunlukla inme, kalp krizi ya da beyin kanaması ile geliyorlar. Tansiyon hastalarının en önemli hatalarından biri de ilaçlarını düzenli kullanmamaları. İyi hissettiği zaman ilacını almıyor. Tansiyon ilacı ağrı kesici değildir. Devamlı kullanılması gerekir. İlaç alanların da yarısının tansiyonu kontrol altında değil” diye anlattı.
TUZLU YEMEK BÜYÜK RİSK
Aşırı tuz tüketimi, sigara ve şişmanlığın hipertansiyon için en önemli risk faktörleri olduğuna işaret eden Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Atila Bitigen “Her üç faktör de Türk insanında çok görülüyor. İhtiyacın üç katı kadar tuz kullanıyoruz. Tuzu kesmek gerekiyor” dedi. Hipertansiyonun teşhisinde en kesin yöntemin 24 saatlik tansiyon ölçen holter cihazı olduğunu belirten Prof. Dr. Bitigen “Holterden sonra en çok önem verdiğimiz ev ölçümleridir. Zaman zaman evde tansiyonunuzu ölçün. Bilekten ve koldan ölçen tansiyon aletlerini kullanabilirsiniz” dedi.
NE ZAMAN İLAÇ KULLANALIM?
Hipertansiyon tedavisinde her zaman hemen ilaca başlanmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol “İlaç, tedavide ilk başvurduğumuz yol değil. Önce hayat tarzı değişiklikleri yaparız. Tuz tüketimini azaltmak, sigarayı bırakmak, kilo vermeyi sağlamak ve hareket, ilk tedavidir. Bunlarda başarısız olursa ilaca başlanır. Ancak ilaç alırken de bu risk faktörlerine dikkat etmek gereklidir” diye konuştu.
TANSİYON HASTALARI RAMAZANDA ÇOK SU İÇMELİ
Yüksek tansiyonu uzun süredir kontrol altında olan ve başka bir ek hastalığı da bulunmayan kişilerin, genellikle hekimleriyle de konuşarak oruç tutabileceğini söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, idrar söktürücü olarak gruplandırılan bazı ilaçları kullanan hastalara ikazda bulundu. Prof. Dr. Değertekin “İdrar söktürücü ilaç kullanan yüksek tansiyon hastaları sık idrara çıkmasına sebep olarak sıvı kaybını artırmakta ve bu da hastanın daha çabuk susamasına sebep olmaktadır. Sıvı kaybının düzeyi, kullanılan idrar söktürücü ilacın dozu ile orantılıdır. Bu sebeple idrar söktürücü ilaç kullananlar ramazan ayında mutlaka hekimlerine danışmalı bol su içmelidir” dedi.
Prof. Dr. Değertekin yüksek tansiyon hastalarının ramazanda dikkat etmesi gereken noktaları sıraladı:
¥ Kan basıncınız bir veya iki ilaçla kontrol altına alınabiliyorsa bunların birini iftarda diğerini sahurda alın.
¥ Tansiyonunuzun kontrol altında olup olmadığını anlayabilmek için sabah akşam düzenli olarak ölçüm yapın.
¥ İftarda mümkün olduğunca az ve yavaş yemek yiyin. Gıdaları çok iyi çiğneyin. Hafif bir çorba ya da bir salata ile başlayıp bir süre ara verdikten sonra yemeğe devam edin.
¥ İftariyeliklerin ve sahur yemeklerinin tuzsuz olanını tercih edin. Turşu gibi salamura gıdalardan uzak durun.
¥ Oruç sebebiyle elektrolit dengesi bozulur. Bu yüzden sodyum, potasyum ve magnezyum dengesini yeniden sağlayacak şekilde beslenin. Potasyum içeriği yüksek besinler tüketin ve protein ağırlıklı beslenmeye itina gösterin. Şerbetli tatlılar gibi karbonhidratlardan, börek ve kızartmalardan uzak durun.
18 YAŞINDA İLK ÖLÇÜM OLMALI
Tansiyonun yaşla birlikte artan bir sağlık problemi olmasına rağmen gençlik döneminde ölçülmeye başlanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erol “35-65 yaş arasında yüzde 40’lara çıkıyor. Yetmiş yaşın üzerindeki her üç kişiden ikisinde yüksek tansiyon var. Ancak gençlerde olmaz diye bir şey yok. 18-25 yaş arasında görülme sıklığı yüzde 5 iken, 30 yaşından sonra bu yüzde 10’a çıkıyor. Hipertansiyonu teşhis etmenin en kolay yolu ölçmektir. O yüzden yaşa bakmadan herkesin tansiyonunu en az bir kere ölçtürmesi gerekir” dedi.
14/9’UN ÜSTÜ HASTALIK
Yetişkinlerde 12/8 değerinin ve altının, ideal olarak kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Erol “Eğer kan basıncı değeri 12/8’in altında ise en az 5 yılda bir, 12-13/8-8,5 arasında ise en az üç senede bir, 'yüksek normal' olarak nitelendirilen 13-14/8,5-9 arasında ise en az yılda bir kan basıncı değerinin ölçülmesi tavsiye ediliyor. 14/9’un üzeri hastalık kabul ediliyor ve ilaç ya da hayat tarzı değişiklikleriyle tedavi edilmesi gerekiyor” diye açıkladı.
HASTAYIZ AMA BİLMİYORUZ
Her iki tansiyon hastasından birinin hastalığının farkında olmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol “Bu kişiler çoğunlukla inme, kalp krizi ya da beyin kanaması ile geliyorlar. Tansiyon hastalarının en önemli hatalarından biri de ilaçlarını düzenli kullanmamaları. İyi hissettiği zaman ilacını almıyor. Tansiyon ilacı ağrı kesici değildir. Devamlı kullanılması gerekir. İlaç alanların da yarısının tansiyonu kontrol altında değil” diye anlattı.
TUZLU YEMEK BÜYÜK RİSK
Aşırı tuz tüketimi, sigara ve şişmanlığın hipertansiyon için en önemli risk faktörleri olduğuna işaret eden Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Atila Bitigen “Her üç faktör de Türk insanında çok görülüyor. İhtiyacın üç katı kadar tuz kullanıyoruz. Tuzu kesmek gerekiyor” dedi. Hipertansiyonun teşhisinde en kesin yöntemin 24 saatlik tansiyon ölçen holter cihazı olduğunu belirten Prof. Dr. Bitigen “Holterden sonra en çok önem verdiğimiz ev ölçümleridir. Zaman zaman evde tansiyonunuzu ölçün. Bilekten ve koldan ölçen tansiyon aletlerini kullanabilirsiniz” dedi.
NE ZAMAN İLAÇ KULLANALIM?
Hipertansiyon tedavisinde her zaman hemen ilaca başlanmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol “İlaç, tedavide ilk başvurduğumuz yol değil. Önce hayat tarzı değişiklikleri yaparız. Tuz tüketimini azaltmak, sigarayı bırakmak, kilo vermeyi sağlamak ve hareket, ilk tedavidir. Bunlarda başarısız olursa ilaca başlanır. Ancak ilaç alırken de bu risk faktörlerine dikkat etmek gereklidir” diye konuştu.
TANSİYON HASTALARI RAMAZANDA ÇOK SU İÇMELİ
Yüksek tansiyonu uzun süredir kontrol altında olan ve başka bir ek hastalığı da bulunmayan kişilerin, genellikle hekimleriyle de konuşarak oruç tutabileceğini söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, idrar söktürücü olarak gruplandırılan bazı ilaçları kullanan hastalara ikazda bulundu. Prof. Dr. Değertekin “İdrar söktürücü ilaç kullanan yüksek tansiyon hastaları sık idrara çıkmasına sebep olarak sıvı kaybını artırmakta ve bu da hastanın daha çabuk susamasına sebep olmaktadır. Sıvı kaybının düzeyi, kullanılan idrar söktürücü ilacın dozu ile orantılıdır. Bu sebeple idrar söktürücü ilaç kullananlar ramazan ayında mutlaka hekimlerine danışmalı bol su içmelidir” dedi.
Prof. Dr. Değertekin yüksek tansiyon hastalarının ramazanda dikkat etmesi gereken noktaları sıraladı:
¥ Kan basıncınız bir veya iki ilaçla kontrol altına alınabiliyorsa bunların birini iftarda diğerini sahurda alın.
¥ Tansiyonunuzun kontrol altında olup olmadığını anlayabilmek için sabah akşam düzenli olarak ölçüm yapın.
¥ İftarda mümkün olduğunca az ve yavaş yemek yiyin. Gıdaları çok iyi çiğneyin. Hafif bir çorba ya da bir salata ile başlayıp bir süre ara verdikten sonra yemeğe devam edin.
¥ İftariyeliklerin ve sahur yemeklerinin tuzsuz olanını tercih edin. Turşu gibi salamura gıdalardan uzak durun.
¥ Oruç sebebiyle elektrolit dengesi bozulur. Bu yüzden sodyum, potasyum ve magnezyum dengesini yeniden sağlayacak şekilde beslenin. Potasyum içeriği yüksek besinler tüketin ve protein ağırlıklı beslenmeye itina gösterin. Şerbetli tatlılar gibi karbonhidratlardan, börek ve kızartmalardan uzak durun.