Kanserden Korunma Diyeti
Kanserden Korunma Diyeti
Bu diyetlerin mantığı, yağın karbonhidrat veya proteinden daha
fazla kalori içermesi, diyetimizde yağı kısıtlamanın, kilo vermenin
çok basit bir yolu olmasıdır.
Margarin, tereyağı, mayonez, salata sosu gibi eklenen her tür yağ
azaltılır veya diyetten kaldırılır. Kızartılmış yiyecekler, ara
öğünlerde tüketilen çerezler, abur cuburlar, peynirler ve kırmızı
et gibi fazla yağlı besinler daha az yağlı yiyeceklerle
değiştirilmeli veya daha küçük porsiyonlar tüketilmelidir.
Bir yıllık uygulamanın ardından meme kanseri olan kişilerin
beslenme programlarında yağ oranının azaldığı ve çalışma boyunca da
bu oranın az tüketildiği görüldü. Beş yıllık uygulama boyunca yağ
tüketim oranının daha azaldığı saptandı. Ayrıca kadınların
kilolarının daha düşük seviyelerde kalmasını sağlamakla beraber,
daha sağlıklı profil çizerek, kanser hastalığının nüksetmediği
belirlendi.
Gerçek böyleyken, düşük yağlı beslenme üzerinde biraz daha durmak
faydalı olacaktır.
DÜŞÜK YAĞ HİÇ YAĞ MI DEMEK?
Hayır. Yağ tüketirken, zeytinyağı olmasına özen göstermekte fayda
var. Bu hem bizi hastalıklardan koruyacağı gibi, hem de daha
sağlıklı olmamızı sağlayacaktır. Bir yandan da, vücudumuzun ihtiyaç
duyduğu besinlerden biri olan yağı, hayatımızdan tamamen
çıkarmamamız gerekir. Ölçülü miktarda kullanarak, Omega 3 yağ
asitleri açısından zengin olan zeytinyağı, balık, ceviz gibi
besinleri tüketmek, tümör uyarıcı etkilerinin olmamasından dolayı
oldukça faydalıdır. Düşük yağlı diyet planları da doğal olarak
meyveler, sebzeler yani sağlık için gerekli gıdalar gibi düşük yağ
içerir.
“Daha sağlıklı besleneceğim”, “Diyet yapacağım”, “Şekeri, hamuru
azaltacağım”... Bunlar arzu, amaç, hedef veya istek olabilir. Ancak
bazen çok basit bir istek bile gözümüzde dağ gibi büyüyebilir, bir
türlü başlayamayız. Bu şekilde başladığımız hedeflerimizden de
çoğunlukla kısa bir süre sonra vazgeçeriz. Ne üzücüdür ki,
başarısızlığımızın faturasını ya kendimize çıkartır; “İradem güçlü
değil, yapamıyorum” deriz. Ya da faturanın adresi sağlıklı beslenme
olur. “Çok zor. Benim yapabileceğim bir şey değil” deriz.
Neden insanlar çok istese de, bir davranış değişikliğini
gerçekleştirmekte bu kadar zorlanıyor, çoğunlukla da başarısız
oluyor? Ve sonucunda da büyük bedeller ödüyor?Bu kişiler yapılan
yanlışın nedenini doğru tespit edip, aslında başarmaları için en
önemli etkenin bilgi ve farkındalığın olduğunu belirleseydi, büyük
olasılıkla hedeflerine varacaktı. Daha önceki yazılarımda da
belirttiğim gibi, başarı bir yolculuk. Bir durak değil, ömür boyu
sürüyor. Kolay da olmayabilir. Ama, zaten kolay olsaydı, onun adı
başarı olur muydu?