Kariyer Evet, Aşk Evet, Evlilik Hayır
Kariyer Evet, Aşk Evet, Evlilik Hayır
İyi eğitimli, iyi bir mesleğe sahip olan “kariyer kadınları”
arasında özgürlüklerini öne çıkarıp evliliğe kolay kolay evet
demeyenleri var. İşte “seks and city” kadınları bir anlamda
evliliğe karşı çıkan kariyer kadınları. Yeni nesil ve kariyeri
güçlü genç kızlar (yaşları 20’nin sonları 30’un hemen başları) bu
trendi gittikçe yaygınlaştırıyorlar.
Bu çağın kadını öyle bir evrime uğradı, öyle değişimler yaşadı ki,
öncelikle erkekleri şaşırtıyor. Modern çağın şartlarında eğitim
düzeyini yukarılara çıkartan kadınlar, çalışma hayatına göre
yaşamlarını planlamaya başlıyorlar. Dolayısıyla kentlerde
çalışma yaşamı içindeki kadın sayısı artmaya başladı. İş hayatında
önemli noktalara taşındılar..
Kentli ve çalışan kadın son yıllarda medyanın da ilgi odağı olduğu
için, onların yaşam felsefelerinden, zevklerinden
beğenilerinden de artık haberdar olmaya başladık... Onlar da
gitgide “ayrıcalıklı” bir konuma doğru evrilmeye başladılar.
Tabii asıl olarak çalışan, belli bir kariyer yapmış kadınlardan söz
ediyorum. Bu nedenle de “ayrıcalıklı” kadınlar olarak da
anılıyor bu tip kentli kadınlar. (Kariyerlerinde yükselirken,
iş çevrelerinde gizli bir “savaş” halinde olanlar da
var.. Her an en yakın iş arkadaşı ona rakip olabilir çünkü. Bunu
farkında olan kentli kadın, gerektiğinde en yakın arkadaşına da
gardını alıyor.)
"Başarı”ya önem veren adlarından başarıyla söz ettirmek isteyen
genç kariyer kadınları, aynı zamanda bakımlı olmaya da özen
gösteriyorlar. Örneğin o klasik topuzlu saç modelli, gözlüklü, koyu
renk takım elbiseli ve boynuna doladığı fularla dolaşan
tiplerden olmamak için özen gösteriyorlar..
Bazıları sosyal yaşamda da var olmaya çalışıyorlar ve kendilerinden
bu alanda da söz ettirmeyi arzu ediyorlar. Örneğin içlerinde
boş zamanlarında tango dersleri alan ve bu alanda bir dansçı
kadar işi ilerleten var. Eğlenceye de önem veriyor pek çoğu. Bu
amaçla bir barda eğlenmeye de gidiyorlar, bir ev partisine de.. .
Sushi partisi gibi özgün etkinliklere karşı eğilimliler.
Bakımlı olmaya önem veriyorlar
Aynı
zamanda bakımlı bir kadın olmak için de çaba
gösteriyorlar. Bu nedenle de bütün kozmetikleri yakından
takip ediyorlar. Tabii bu trendler arasında estetik ameliyatlar da
var. Bir estetik cerrahı ziyaret edip “doktor şuramı düzelt”
diyenlerinin oranı yüzde 60’larda. Günde en az bir saatlerini
kuaförde geçiriyorlar. Genellikle hafta sonları bir davete ya
da bir eğlenceye önceden randevu veriyor. O akşam ne giyeceği
ise bir kaç gün önceden planlıdır bu kadınların. Kış bile
olsa solariuma teslim ediyorlar bedenlerini. Özetle modadan
müziğe kadar herşeyi sıkı sıkı izliyorlar.
Bakım deyince işin içine sıkı rejim reçeteleri ve “doğal
beslenme” de giriyor. Saatlerce atıştırıp sonra koşuya
gitmiyorlar! Ağızlarına attıkları her lokmayı planlıyorlar. Çünkü
çoğunun bir “diyetisyeni” var. Dolayısıyla da zayıflama ile
ilgili gelişmeleri yakından izliyorlar. İş yerindeki rekabet onları
bu alanda o kalıpta olmaya aslında “mecbur” etmiş diyebiliriz.
Çünkü birbirinden güzel hemcinsleriyle paylaştıkları aynı
ortamlarda hepsinin zayıf ve sülün gibi olması gibi bir
zorunluluk var”
Trendleri izliyorlar
Artık moda da oldu... Bu
tip kadınlara aynı zamanda “sex and city” kadınları da
deniyor. Klasik kadınların aksine, eş bulma hayallerini
de hayli ertelemiş durumdalar. Daha doğrusu bazıları evliliği
özgürlüğünü kısıtlayacak bir kurum gibi görüyor. Aynı zamanda
evine zaman ayırdığında kariyerinin olumsuz etkileneceğini
düşünenler de var..
Evlenme kararı verilmişse de mutlaka kariyer yapmış bir adam
tercih ediliyor. Ekonomik durumunun iyi olması da göz önüne
alınıyor. Ama yaşam standardı gelişmiş bu kadınların önemli
bir bolümü de “aşık olacağı” adamla evlenmeyi tercih ediyor.
Hem başarıya, hem de dış görünüşe çok önem veriyorlar. Bu tip
kadın her gün bakımlı, yaşı ortayı geçmişse bile genç
görünmeye önem veriyor. Genel anlamda lensle, saç boyalarıyla
araları iyi.. Çoğu saç boyası olarak en moda trendleri
izliyorlar. Özel zevkleri ve hobileri var ve bundan
vazgeçmiyorlar. O yüzden son güzellik ve anti-aging
trendlerini mutlaka takip ediyorlar.
Kentli okumuş kadın, kendisini mutsuz edecek olayların içine de
girmek istemiyor. Eğer bir erkekle birlikteyse ve mutluysa illa
evlenelim diye tutturmuyor. Evliliğe ancak çocuk doğurmak söz
konusu olunca sıcak bakanlar var .. Arkadaşlarıyla toplanıp kız
kıza eğlenme etkinliğini sık sık gerçekleştiriyorlar. Şık cafelerde
ve alışveriş merkezleri de en çok gittikleri mekanlar
arasında. Toplumun biçtiği rollere pek aldırış etmiyorlar. Pekala
arkadaşlarıyla buluştuktan sonra saat 24.00’lerde evinde
olabiliyor. Ve “O saatten sonra kadınlar sokakta olmaz” kuralını
çiğniyorlar.
Pozitif enerji, EQ ve kişisel gelişim
Kaliteli
TV ve dergileri takip ediyor ve sanat dünyasında da güç anlamında
takdir ettikleri kadınlar var. Bu anlamda bazıları Hülya
Avşar ve Zuhal Olcay’ın başarılarını takdir ediyor. Gazeteci
olarak Ayşe Arman’a hayran olanlar da var. En fazla hayranlık
duydukları kadınlar arasında. İş yaşamında da büyük holdinglerde
tanınmış kadınların yaşamlarını izliyorlar. Haftalık ve
ekonomi dergilerini da takip ediyorlar. Bazıları
insan kaynakları eklerini özellikle izliyor..
Pozitif enerji, meditasyon ve de yoga ile mutlaka
ilgileniyorlar. İş yaşamında başarı grafiğini hep yüksek
tutmak zorunda olduğu için sürekli bir baskı altında olduğu
için bunlara da ihtiyaç duyuyor çünkü.. Bunun yanı sıra,
kariyerini psikolojik anlamda da güçlendirmek isteyenler
var. Örneğin bir şirketin pazarlama müdürü Olcay H., şunu
söylüyor: “Ben iş hayatında EQ (duygusal zeka) bilmenin çok
yararlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü EQ, insan ilişkilerinde
önemli bir konu.. İş ekibimizle özel eğitimlerden yılda
en ez bir kez geçiyoruz. Bunu rağmen ben “kişisel gelişim” le
özellikle okuyarak ilgileniyorum. Bu da işimdeki verimi artırıyor.
Çabalarım karşılık da buluyor. Bu yıl işimdeki verimimden dolayı
ödüllendirildim. Pazarlama departmanında müdür
oldum”
“Evde kalmak”
Bu kadınlar için “Evde Kalmak” değil,
“Ayakları üzerinde durmak” önem taşıyor. O nedenle aralarında
birikim yapanlar da var. Kadın duygusaldır, romantiktir denir ya,
kariyer kadını bu yönünü çok öne çıkarmıyor.. O hep
“mantıklı” olmak zorunda. Duygularını dışa vurmamakta
erkekler kadar ustalar.
Ancak aralarında bu kadar ketum davranmayanlar var. Örneğin
Kimya mühendisi K G., “Ben işyerinde gözlerim yaşlanmışsa
bunun nedenini saklamam, yakın olan arkadaşlarımı bir kenara çekip
söylerim, paylaşırım da.. Sevgilimden ayrılmışsam güçlü
görünme çabası içine girmem” diyor. Böyleleri de var ama yine
o “fedakar” kadın rolünden sıyrılanlar da var. Bu kadınlar
“fedakarlık” konusunda geleneksel tutumlu kadınlar gibi asla
düşünmüyorlar. Örneğin bir erkek için kendini feda etme
ritüelini onlarda görmek zor. Pek çoğu, kendi hayatını bir
erkeğe endekslemek istemiyor.
“Evde kaldı” gibi bir sözden rahatsız olmuyor kariyer
kadınları. Eğer evliliği düşünüyorsa eş seçimini
çok önemsiyor. Eşlerinin zeki, kazancı iyi ve iyi eğitimli
olmasına önem veriyor. Evliliği ekonomik bir araç olarak
görmüyor. Çocuk sahibi olmaya çok fazla önem vermiyorlar...
Evliliği yalnızlıktan kurtulma olarak görmüyorlar.
Hoşlandıkları ya da aşık oldukları erkeklerle geziyor, eğleniyor
ama evlilik diye tutturmuyorlar.