Kariyerinin Ortasında Olmak
Kariyerinin Ortasında Olmak
Bir başlangıç noktasından ilerleme ve sonunda işten ayrılma her
çalışanın izleyeceği bir kariyer yoludur. Literatüre baktığımızda
yapılan işten bağımsız olarak her çalışanın izlemesi gereken
kariyer basamaklarının beş bölüme ayrıldığını görmekteyiz;
Araştırma, uygulama, orta-kariyer, geç-kariyer ve emeklilik.
Araştırma basamağı mezuniyetten sonra iş hayatına atıldığımız
dönemleri kapsar ve yirmili yaşların ortasında son bulur. Bir
kişinin kariyer hedeflerinin şekillenmeye başladığı bir dönemdir,
çoğu zaman kariyerinin başlangıç noktasındaki bir kişinin geleceğe
yönelik umutları ve beklentileri gerçekcilikten uzaktır.
Başarılı bir kariyer araştırma stratejisi bireyin potansiyel
alanlarını keşfetmesini, iş ortamında nelerden hoşlanıp nelerden
hoşlanmayacağının incelenmesini kapsar. Örneğin bireyin bu
dönemlerde stajyer olarak çeşitli firmalarda çalışması kariyer
beklentilerinin oluşmasında oldukça önemli rol oynar. Kısacası bu
dönem uzun bir iş hayatına hazırlık yaptığımız dönemdir.
Uygulama basamağı bireyin kendi özelliklerine uygun işi arama ve
uygun iş bulunduktan sonra bu alanda ilerleme dönemlerini kapsar.
Bu aşamada ilk işimizi buluruz, iş hayatını öğreniriz, iş
arkadaşlarımıza kendimizi kabul ettirmeye çalışırız, gerçek
dünyadaki başarı ve başarısızlık kavramlarını tanırız. Genelde ilk
işimizi yapmaya başladığımız firma emekli olacağımız firma olmaz.
Bir önceki basamak olan araştırma dönemindeki başarılı incelemeler
ve alınan hedefler bu dönemin kolay geçmesine yardımcı olur.
Orta-kariyer ise iş hayatındaki çalışanın belli bir tecrübe ve
bilgi kazandıktan sonra izleyeceği kariyer yoludur. Geç-kariyer
döneminde ise çalışanların iş hayatında göstermiş oldukları
başarıların ve performansların geride kaldığı bir dönemdir, bunu
emeklilik dönemi izler. Ve çalışan iş hayatından kopar.
Çoğu insan kariyerinin ortasına gelene kadar kariyer ikilemi
yaşamaz. Kariyerinin ortasında olan çalışanlar üç farklı durumla
karşı karşıya kalabilirler: mevcut performansını ve başarılarını
artırmak, sürdürmek ya da artık yavaş yavaş gerilemek.
Kariyerlerin ortasına gelen çalışanlar için üretkenliklerini
arttırmak bir alternatif olabilir. Özellikle artık bir “öğrenen”
olmadıkları için halen iş ortamında başarılı kalabilmek bu dönemin
en belirgin özelliğidir. Örneğin kendisine erken yaşlarda büyük
kariyer hedefleri koyan çalışanlar iş yaşamlarının bu döneminde
daha büyük hedefler için planlar yapabilirler. 35 yaşında İnsan
Kaynakları Koordinatörü olan bir çalışan 45 yaşında Genel Müdür
olmayı hedefleyebilir ve bu kariyer hedefi doğrultusunda sürekli
çalışmayı amaçlayabilir. Sürekli gelişim ve yüksek performans bu
dönemin başarılı sonuçlarından birisidir.
Bunun yanında varolanı korumak ve devamlılık bir başka orta kariyer
çıktısıdır. Firma içindeki çalışanın bir üst pozisyona terfi etme
ya da başka bir firmada daha fazla sorumluluk isteyen bir iş
teklifi alma olasılığının düşük olduğu dönemleri kapsar. Bu duruma
literatürde kariyer platoları denir.
Aslında teknik olarak belli bir birikime ve bilgiye sahip
olduklarından ya da “tırmanıcılar” olarak adlandırılan kariyerinin
başındakiler gibi hırslı ve agresif olmadıklarından bu dönemin
çalışanları firmalar için son derece faydalı olmaktadırlar.
Bu nedenlerden ötürü daha fazlasını isteyen bir çalışana oranla
yönetilmeleri daha kolaydır, güvenilirdirler. 40 yaşında İnsan
Kaynakları Koordinatörü olmuş bir kişinin hedefi tekrar bir terfi
almak değil, uzun süredir ihmal ettiği hobilerine zaman ayırmak ve
aynı zamanda ekonomik olarak buna imkan veren işindeki başarılarını
devam ettirmek olabilir. Çoğu zaman bu çalışanlar artık öğrenen
olmadıkları için iyi birer eğitmen olurlar ve firmanın “iyi
vatandaşları” olarak yenilik yaratmak, organizasyonun iyiliği için
çalışmak asıl hedefleridir.
Son olarak yavaş yavaş düşmekte olan bir performans ve iş tatmini
kariyerlerinin ortasına gelmiş çalışanları bekleyen bir sondur.
Belli bir yaştan sonra çalışanlar işe olan ilgilerini
kaybedebilirler, üretkenlikleri azalabilir. Firmalar bu durumdaki
çalışanlarını daha az dikkat isteyen bir işe yönlendirebilirler,
ünvanlar vererek bağlılıklarını kazanmak isteyebilirler ya da
emekliye ayırabilirler.
Örneğin 42 yaşında İnsan Kaynakları Koordinatörü olmuş bir çalışan
Genel Müdür olması için 13 yıl beklemek zorunda kaldığını ve
terfisini alana dek çoktan emekli olacağı gerçeğini bilmesi hem
moralini hem de üretkenliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Zamanla
yapmakta olduğu işe karşı ilgisini kaybedebilir.
Orta-kariyer aslında tahmin edildiğinin aksine sıkıcı ve artık
çalışanın ilgisini kaybettiği bir dönem değildir. Çoğunlukla
çalışanlar buna benzer durumlar yaşasa da bu kısırdöngüden kurtulup
iş yaşamlarında yepyeni başlangıç yapan çalışanlar da
bulunmaktadır. Örneğin farklı bir sektöre geçmek, kendi işini
kurmak ya da akademik kariyere devam edip ünvan almak bunlardan
bazılarıdır. Bu dönemi yaşayan çalışanların işlerine olan
ilgilerini canlı tutabilmek için firmalara ve özellikle İnsan
Kaynakları bölümlerine önemli görevler düşmektedir.