KATLİAMA AĞIR CEZA
Aile içi katliama ağır ceza...
Adana'da ailesinden 3'ü çocuk 8 kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık Murat Yüksel (38) hakkında 8 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi.
Adana Huzurevleri Mahallesi'ndeki apartmanda babası İbrahim (64), annesi Günay (62), ablası Nalan (40), kardeşi Ali (33), yengesi Ela Gül (29), yeğenleri Vedat (6) Yüksel, Halil İbrahim (17) ve Arif Kopar'ı (19) katlettiği iddia edilen Yüksel'e ilişkin soruşturma tamamlandı. Hakkında "Çocuğu veya beden ve ruh bakımından kendini savunmayacak kişiyi öldürme, yakın akrabayı öldürme, tasarlayarak öldürme" suçlarından 8 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan Yüksel, önümüzdeki günlerde Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşına çıkacak.
Cumhuriyet savcısının hazırladığı idianamede, soruşturmanın tüm aşamalarında susma hakkına kullanan Yüksel'in mal paylaşımı yüzünden ailesiyle anlaşmazlığa düştüğü belirtildi. İddianamede, cinayetin işlendiği dairenin kendisinin minibüs paraları ve babası İbrahim'in katkılarıyla alınıp hemşire ablası Nalan Yüksel'in üzerine tescil edildiğini ileri süren Murat Yüksel'in bu durumu "kendisine yapılmış haksızlık" olarak kabul ettiği ve son zamanlarda aile içinde huzursuzluk çıkarttığı ifade edildi.
Cumhuriyet savcısı iddianamede Murat Yüksel'in 8 kişiyi ne zaman ve nasıl öldürdüğüne dair şu bilgilere yer verdi: "Şüheli, 1 Haziran 2009 günü öğleden sonraki bir saatte ölenlerin birlikte yaşadığı Öz Emek Apartmanı'ndaki eve gelmiş. Zanlı, o andan itibaren ilk önce evdekileri, daha sonra gelenleri öldürmeye devam etmiş. Şüpheli, maktuller İbrahim, Ali, Ela Gül, Nalan Yüksel, Arif ve Halil İbrahim Kopar silahla, annesi Günay ve yeğeni 6 yaşındaki Vedat'ı boğarak öldürülmüştür."
Murat Yüksel'in öldürmeyi gerçekleştirdikten sonra geldiği araçla tekrar oradan ayrılarak Toros Mahallesi'ndeki evine gittiği ve burada karısına hitaben yazdığı mektupta cinayetti anlattığı vurgulanan iddianamede, şöyle denildi: "Murat Yüksel, yazdığı mektupta karısının gelecekte nasıl davranması yönünde yönlendirmeye çalışmış. Evinde yapılan aramada olay günü giydiği kanlı elbiseleri ve ruhsatsız silahı ele geçirilmiştir. Olay yerinde elde edilen boş kovanlar ile şüpheliden ele geçirilen silah uyum sağlamıştır. Elde edilen delillerden Murat Yüksel'in susma hakkını kullanması nedeniyle öldürdüğü aile yakınlarını hangi sırayla öldürdüğü tespit edilememiştir. Ancak, ölenlerin evde aynı anda bulunmadıkları sabit olduğundan Yüksel'in atılı suçu tasarlayarak işlediği anlaşılmıştır."
Savcı, sanığın öldürdüğü ailesinden her bir kişi için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Ayrıca mahkemeden şahsın katliamı tasarlayarak işlediği için verilecek cezadan indirim yapılmamasını istedi.
VEDA MEKTUBU KATLİAMIN SIR PERDESİNİ ARALIYOR
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden atılan ve Adana'da dolmuşçuluk yapan Yüksel, yakalanmadan önce eşine yazdığı 9 sayfalık veda mektubunda cinnetin arka planına dair ipuçlarını sıralıyor.
Mektupta kardeşi Ali'nin ailenin 7 ferdini öldürdüğünü, onu da kendisinin kazayla öldürdüğünü öne süren Yüksel, çalıştığı dolmuş hattında 3 -5 kişiyi öldüreceğini de söylüyor.
Yüksel'in mektubunda özet bazı bölümler şu şekilde: "...Benim senin için ne ifade ettiğimi uzun süre düşündüm. Başlarda, 30 yaşında, akıllı, zeki, çalışkan, bireylere ve topluma karşı duyarlı, 3 -5 evi, 3- 5 arabası olan (2000 yılının geliriyle) ayda 10 milyar lira civarında para kazanan, geleceği müthiş umutlu bir ticaret adamı ve bu adam senin için trenin kaçırılmaması gereken son vagonuydu. Ve sen de kaçırmayıp, son vagona atladın. Fakat heyhat, tren devrildi. Ve ihaneti gördüm, beni arkamdan ve içten vurdular. Diktiğim, yetiştirdiğim bütün fidanları ve emeklerimi çaldılar. Kim için, ne için. Benim kazanıp da ortaya koyduğum üç beş mal için yılmadım. O köpeklere bulaşmadım ve sıfırdan tekrar başladım."
İçine düştüğü durum için hem kendini, hem de ailesini suçlayan
Yüksel, satırlarında kendisinden geriye kalacak malların
paylaşımını ise şu şekilde yaptı: "Nalan'ın üzerine tapusu yapılmış
biri Gündoğdu Okulları'nın orada, birisi köyde 2 ev var. Günay ve
İbrahim'in üzerine kayıtlı Real'in orada yapımı bitmiş, borcu halen
devam eden TOKİ evi var. Ben Kurttepe'deki evi mahkeme aracılığıyla
boşalttıktan sonra bu evler alındı ve yapıldı. Allah şahidimdir ki
benden çalınanlarla alındı ve mahkeme ile tekrar alamayayım diye
(çünkü baştan beri elimde) İbrahim Yüksel'e ait 12 adet, toplam
değeri (bugünkü değeri) 800 milyar olan senetli alacağım var. Ben
yiğitliğe
sürmedim, tenezzül etmedim ve kullanmadım
Bıraktıklarım sadece fotolarım ve ordudan ayrılış evraklarım
(onları da Yüksel'in- çocuğu- ileride merak eder de okuyup öğrenmek
ister diye bıraktım). Köydeki evimin tapusunu Cemil'in -yeğeni-
üzerine yapın ki Handan -kardeşi- bir hastalık anında satmasın.
Handan ve Cemil köydeki evde otursunlar. Yüksel'im müthiş akıllı ve
zeki bir çocuk... Artık, Yüksel'imin evde her şeyi yapabileceği 'en
iyi arkadaşı' (kendi öyle söylüyordu) olmayacak. Mutfağa, tuvalete,
banyoya bensiz gidecek. Okuldan akşam, büyük bir adam edasıyla
döndüğünde kapıda onu babası karşılamayacak."