KEDİ DEĞİL ASLAN

Sanatçı Hülya Avşarın, Başbakan Erdoğanı anlatırken, "Çok uzun zamandır ortaya çıkmamış duyguları var. Bir destek verilse belki hüngür hüngür ağlar. Ürkek bir kedi gibi amatör bir tarafı vardı" sözleri, AKPde kedi tartışması yarattı.

KEDİ DEĞİL ASLAN

Biz onu hep aslan gibi görüyoruz

Başbakan'ın yakın çalışma kadrosundan arkadaşları, "Tayyip Bey duygusal bir lider, ama kedi benzetmesi yanlış. Biz onu hep aslan gibi görmeye alıştığımız için bu yorum yabancı geldi" dediler.

İşte değerlendirmeler:

Benzetmeler yanlıştır

AKP İstanbul Milletvekili, Psikolog Hüseyin Besli: Hülya Avşar'ın ne kadar psikolojik tahlil yapmaya yeterli ve yetkili olduğunu bilemem. Ama Tayyip Erdoğan'ın insani tarafının öne çıkarılıp ürkek kediye benzetilmesini de uygun karşılamam. Zaten bütün benzetmeler, analizler yanlıştır. İnsani özellikler, zaten insana hastır. Başka bir yaratılmışla benzetmek doğru olmaz. O zaman o benzettiğimiz varlığın başka özelliklerini de aramaya kalkarız. Ancak bir itirafta da bulunmam gerekiyor. Evet, dünya liderlerinde pek az rastlanan insani yön, Tayyip Erdoğan'da her zaman ağır basmıştır. Erdoğan her insanın yapması gerektiği kadar öfkeleniyor ve her insanın yapması gerektiği kadar üzülüyor. Benzetme dışındaki yorumlarının iyi bir gözlem olduğunu da söyleyebilirim.

Kimliği nettir, aslan gibidir

AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara: Ben bugüne kadar hiç ürkmüş halini görmedim. Hülya Avşar, orada duygusal ve olumlu bir yorum yapıyor herhalde. Biz Tayyip Bey'i hep bir aslan gibi görmeye alıştığımız için bu yorum bize yabancı geldi. Sayın Başbakan her zaman samimi, net ve ikinci yüzü olmayan bir kişidir. Düşmanının karşısında mert ve dik, dostlarıyla duygusal bir insandır. Ama en önemli kimliği nettir. Dili ne söylüyorsa, gönlü de onu söyler.

Özal gibi ama daha kararlı

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Hülya Avşar'ın gözüyle bakıp değerlendirmemiz mümkün değil. Onlar biraz daha magazin gözüyle bakıyorlar. Başbakan çok hassas bir kişiliğe sahip. Benim bugüne kadar gördüğüm, en kararlı, en halkıyla bütünleşmiş Başbakan. Kendine, ülkesine ve milletine güveni tam. Buna benzer özellikler rahmetli Özal'da vardı. Ama Özal biraz şalcıydı, nabza göre şerbetçiydi. Sayın Başbakan'ın Özal'dan farkı daha kararlı olması ve olduğu gibi görünmesi.

Cesurlar duyarlı olur

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan: Bazı devlet adamları hem duyarlıdır, hem de kararlıdır. Tarihte örnekleri vardır. Mesela Yavuz Sultan Selim bir mağdur insan gördüğü zaman ağlardı, ama devlet idaresinde çok sert olabilirdi. Sayın Başbakan'ın duyarlılığı da bir zaaf değildir. Cesur insanlar zaten duyarlı olur. Hülya hanımın yaptığı tahlil biraz daha psikolojik. Bu uzman insanın işi. Ben kimse hakkında öyle bir tahlil yapmaya cesaret gösteremem. Biz çok abartılı eleştirilen bir camiayız. Bunun bir duyarlılık geliştirmemesi de mümkün değil.

Başbakan'ın güçlü duruşunu anlattım

HÜLYA Avşar, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği sözlerine açıklık getiren ikinci açıklamasını A.A. Ankara mahreçli haberle duyurdu. Avşar, "Kedi gibi ürkek" sözleriyle ilgili şunları söyledi: "Bütün söylediklerim aslında Başbakan'ın güçlü duruşunu anlatıyor. Zaten bu sözler kişiliği kuvvetli, özgüvenli kişilere söylenebilir. Aksi takdirde yanlış anlaşılır. Emin olduğum tek şey var, Sayın Başbakanım beni anlamış ve üstünde durmamıştır. Bir kısım fikir ayrılığım da olsa merhum Özal'dan sonra gücünü hissettiğim tek Başbakan Sayın Erdoğan'dır. Kedi gibi ürkek sözü insani duyguları kuvvetli okuyucuların anlayacağı bir sözdür."

Kedilerin ruh hali gözlerindedir

HAYVAN bilimcilere göre, kedigillerin gözlerine bakılarak keyif durumları anlaşılabilir. Eğer mercekler büyük ise kedi savunma pozisyonuna geçmiştir. Eğer mercekler çok küçükse, kedi saldırmaya hazırlanmakta demektir. Bilim adamları göre, kediler haraketiyle titreşime geçerler ve bu titreşimleri algılayan hayvan tamamen karanlık bir ortamda bulunsa bile çevresinin görüntüsünü kabaca canlandırabilir ve emin adımlarla hareket eder. Yeni doğmuş yavrularda bile tamamen gelişmiş olması, bu duyu organlarının kedigiller için ne kadar mühim olduğunu gösterir. Kedigillerin müthiş bir duyma kabiliyetine sahiptir. Duyabildikleri frekans 65.000 Hz'e kadar varabilir, bu da insandakinin yaklaşık üç mislidir. Kedigiller iki kulağını birbirinden bağımsız şekilde farklı yönlere doğru hareket ettirebilir. Böylece tamamen karanlık bir ortamda bile, avladığı hayvanın bulunduğu noktayı ayrıntılı bir şekilde belirleyip, isabetli bir sıçrama ile yakalayabilir. Bir kedinin kulaklarını yatırmasından, kendini savunmaya hazırlandığı anlaşılır.

Karikatüre çok kızmıştı

ERDOĞAN, kendisini 'kedi' şeklinde betimlediği için karikatürist Musa Kart hakkında 5 bin YTL, karikatürü yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi aleyhine de 10 bin YTL tutarında manevi tazminat davası açmıştı. Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi de Cumhuriyet Gazetesi, Kart ve sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Sucu'nun 5 bin YTL manevi tazminatı Erdoğan'a ödemesine karar vermişti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, karikatürde Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı sonucuna varmıştı. Daire, bu nedenle tazminat isteminin reddedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararını esastan bozmuştu.

Bülent SARIOĞLU / ANKARA / Hürriyet

Kedi korkusu/Ertğrul Özkök

BAŞBAKAN Erdoğan dün yine tanıdığımız o yüksek sesiyle birilerine yükleniyordu:

"Bu ülkede ekonomik krizi körükleyenler var."

Yani, hiç de öyle Hülya Avşar'ın benzetmesiyle "kedi" gibi bir hali yoktu.

Başbakan resmen kükrüyordu.

Yazımın asıl konusu farklı, ama burada, içimdeki muzip gazeteciyi tahrik eden küçük bir ayrıntıyı da yazmadan geçemeyeceğim.

Dün saat 14.06'da, Anadolu Ajansı'ndan bir haber geçildi.

Başlığı şöyleydi:

"Hülya Avşar'ın Başbakan Erdoğan ile ilgili sözleri."

Alt başlık da şöyle:

"Bütün söylediklerim aslında Başbakanımızın güçlü duruşunu anlatıyor."

Hülya Avşar'ın "kedi" benzetmesi konusunda yaptığı açıklamayı bugün Hürriyet'te okuyacaksınız.

Konu geçen pazar günü Vatan Gazetesi'nde Sanem Altan'ın Hülya Avşar'la yaptığı mülakatla ilgiliydi.

Mülakat pazar günü yayınlanmış ve kimsenin sesi çıkmamıştı.

Ancak dün Hürriyet bunu alıp "kedi" benzetmesini başlığa çıkarınca, galiba işin boyutu biraz değişti.

Anadolu Ajansı'ndaki haberi görünce, içimden "Hülya neden böyle bir açıklama yaptı" sorusu geçti.

Bizim Magazin Servisi'ne sordum.

Avşar'dan kendilerine böyle bir açıklama gelmemişti.

O zaman A.A bu açıklamayı nereden geçmişti?

Magazin haberlerine pek ilgisi olmayan ajansın, bu merakı neden depreşmişti?

* * *

Biraz daha araştırınca gördüm ki, Hülya Avşar'ı A.A'nın muhabiri aramış.

Peki hangi muhabiri?

Magazin konularındaki uzman muhabiri mi?

Hayır, "Başbakanlık muhabiri".

Aynı saatlerde AKP'li milletvekillerinden, "Biz Başbakanımızı aslan gibi görüyoruz" açıklamaları da gelince, jeton düştü.

"Acaba A.A muhabirinden Hülya Avşar'ı aramasını Başbakanlık istemiş olabilir mi?"

Sakın hemen üzerine atlamayın.

Sadece soruyorum. Onu da içimdeki muzip soruyor, ben değil.

Karikatürlere gösterdiği tepkilerden Başbakan'ın "kedi" benzetmesinden pek hoşlanmadığını biliyoruz.

Neyse, asıl meselem bu değil, Başbakan'ın aslan gibi kükremesiydi:

Merak ettim, "Türkiye'de ekonomik krizi körükleyen" kim var?

* * *

Ekonomi Bölümümüzün başı Vahap Munyar, Türkiye'de ekonominin dengelerini en iyi bilen insanlardan biridir.

Ben, ekonomik krizi körükleyecek yayın yapmak istesem, ne yapar yapar beni engeller ve çoğu kez son sözü de o söyler.

Onun sağduyusuna güvenim her zaman tamdır.

Dün Vahap'a sordum.

"Başbakan kime kızıyor? Bize mi?"

Hürriyet son 20 yılda ekonomik krizleri körükleyecek hiçbir davranış içinde olmadı.

Hatta tam aksine, durumun vahametini yeterince vurgulamıyoruz diye eleştiriler alıyoruz.

Vahap, "Herhalde TÜSİAD'ın yaptığı uyarıları kastediyor" dedi.

TÜSİAD'ın yaptığı uyarılara baktım.

Öyle krizi körükleyecek bir cümleye veya o anlama gelecek bir ifadeye rastlamadım.

Hepsi son derece samimi görüş açıklamalarıydı.

Ayrıca TÜSİAD'ın, "ekonomik krizi körüklemesi" için kafayı yemiş olması lazım.

TÜSİAD'a üye şirketlerin hepsinin bu krizden dolayı büyük riskleri var.

Sonunda şöyle bir görüşe geldim:

Acaba Başbakan "gölge savaşı mı yapıyor?"

Yani siyasi amaçla kullanıyor.

O zaman da kendisine sorarlar:

Olayı asıl böyle siyasi amaçla kullanmak, krizi körüklemek anlamına gelmez mi?

Ve son nokta.

Evet, krizi körüklemek ülkeye ihanettir.

Ama krizi "hamdolsun"la küçümsemek de daha az ihanet değildir.

.......

Ürkek kedi... /Bekir Coşkun

O "Ben kedi değilim" diye mahkemeye verse de, nedense herkes Başbakan'da bir "kedi" taraf buluyor.

Hülya Avşar da "kedi"den girdi:

"Ürkek kedi..."

Söyleşi yaptığı Başbakan'ı "ürkek kedi"ye benzetmesi, bence kendi açısından doğrudur. Ömründe hiç dans etmemiş birisi, Hülya Avşar'ın karşısına oturduğunda "ürkek kedi" olabilir.

Ben o duyguyu bilirim.

İnsan önce bakacağı yeri bulamaz, sanki garson havadan gelecekmiş gibi arada bir tavana bakar. Ve aklına "Acaba burnumun kılları gözüküyor mu?" şüphesi takılır.

Boyun hafif yana yatar...

Her soruya yanıt verirken "C" harfi biçiminde ayağa kalkıp el ile ceket düğmelerine bastırarak "Arz edeyim efendim" demek ister.

Ama elinin yerini bulamaz.

İşte bunu gören Hülya Avşar'ın "ürkek kedi" benzetmesi doğal.

*

Avşar'ın "ürkek kedi" için "Ortaya çıkmamış duyguları var" görüşü de doğru ama tehlikelidir.

Aman ha, bence ortaya çıkmamış duyguları öyle kalsın...

Aslında bütün kediler paranoyaktır. Dünyanın bütün hareketlerini kendilerine karşı yapılmış sayarlar.

Diyelim ki bizim "Sarı", televizyonun uzaktan kumandasını her elime alışımda bunun kendisine karşı bir tehdit olduğunu düşünür ve benim deliği bulamayan şaşı fare olmamı diler, bilirim ben...

*

Bir tek Hülya Avşar'ın Başbakan için, "İçi öyle dolu ki, bir destek verilse ağlayacak..." sözlerini doğrusu anlayamadım.

Nasıl oluyor destekli ağlama?..

"Beyefendi siz ağlayın, ben sizi desteklerim" mi denir?

Ne bileyim ben...

Hani çocuklara işadamından burs desteği, damada-dünüre kamu bankasından televizyon-gazete alma desteği, yandaşlara özelleştirme desteği, Arap şeyhlerine arsa desteği, sanatçılara(?) TMSF desteği duymuştum da "ağlama desteği" hiç duymamıştım.

Doğrusunu isterseniz; Başbakan'ın ağlayan köylüye-memura-emekçiye destek vermesini umarken, ona "ağlama desteği" diye bir şey hiç aklımıza da gelmemişti.

Bence bu "ağlama desteğini" verse verse yine Hülya Avşar verir.

Programın adı da:

"Destekle ağlayan ürkek kedi..."