Kekemelik
Kekemelik
Bozukluğun şiddeti kişinin içinde bulunduğu duruma göre farklılık
gösterir. Psikolojik streslerin yoğun olduğu durumlarda artar
(sınav, korku, endişe duygularını yaratan ortamlar, müdür, patron,
karşı cinsten arkadaş). Konuşma bazen çok yavaş, bazen de çok hızlı
olabilir. Kekemeler şarkı söylerken, şiir okurken ve ritmik
tekrarlamaları yaparken kekelemez. Bazı kekemelerde, kekemelikle
birlikte tik biçiminde tekrarlayan hareketler konuşmaya eşlik eder.
Örneğin, elini dizine ya da masaya vurma, ayağını yere vurma,
başını sallama, gözlerini kırpma gibi. Kekemelik çoğunlukla 2-6
yaşları arasında başlar. Çocuklarda yaygınlık oranı %1’dir. 2-5
yaşları arasında başlayan kekemeliklerden bir kısmı kendiliğinden
ortadan kalkabilmektedirler.
Bu yaşlardaki çocuklarda düşünce hızı, konuşma hızını geçtiği için
henüz yetersiz konuşma ile düşünce ifade edilemediğinden dolayı,
konuşmada duraksamalar ortaya çıkabilmektedir. Kekemelikte aile,
çocuğa düzgün konuşması için baskı yapmamalı, konuşmasını
düzeltmemeli, onu sık sık uyarmamalıdır. Bu tür davranışlar
kekemeliğin düzelmesinde etkili olmaz, hatta kekemeliğin daha
yapışıp kalıcı olmasını sağlar. Bazı ailelerde çocukların
kekelemesiyle ilgili olarak çocuklarına olumsuz davranmadıklarını,
sanki çocuk hiç kekelemiyormuş gibi davrandıklarını üzerine basarak
anlatmaktadırlar. Bu tutumda yanlış bir yaklaşımdır. Çocuk kendisi
çok ufak yaşta olsa bile konuşmasının normalin dışında bir şekilde
olduğunu bilir, anlar. Ailesinin ona karşı hiçbir şeyi yokmuş gibi
davranması çocuğun ailesine olan güveninin sarsılmasına sebep
olabilir.
Burada yapılması gereken en doğru tutum çocuğun konuşmasında bir
problem olduğu ve bu durumun düzeltilmesi için en kısa zamanda
profesyonel bir yardım almak için uzman bir psikolog veya konuşma
terapistine başvurulmasıdır. Yayınlarda kekemeliğin oluş
nedenlerinin başında ailesel genetik bir yatkınlık genellikle kabul
edilmektedir. Bundan başka bazı yayınlara göre kekeleyen çocukların
anne ve babalarında obsesif-kompulsif kişilik özellikleri ve hafif
psikolojik rahatsızlıklara rastlandığı söylenmektedir. Bu tür
özellikleri olan yetişkin kişi, çocuğa küçük yaştan, düzen,
temizlik ve terbiye konularında disiplin uygulamakta olduğundan
dolayı kekemelik başlayabilmektedir. Bazı durumlarda ise yukarıda
belirttiğimiz her iki durumu da birlikte görebilmekteyiz.
Son yıllarda kekemelerde, konuşmanın beyinde yetersiz lateralize
olduğu; daha çok, her iki hemisferde de temsil edildiği; bu nedenle
konuşmanın kolaylıkla kesilmelere uğrayabileceği ve bunun farklı
bir etkene bağlı olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.Kekemeliğin
başlamasına neden olan en sık görülen etken korkudur. Halk arasında
da bu kanı yaygındır. Uzmanlar çoğunlukla çocukluk döneminde 2-6
yaşlar arasında görülen kekemeliğin bir korku faktörüyle ortaya
çıktığını belirtmektedirler. Işıklar söndü, köpek saldırdı, trafik
kazası geçirdik, babasını uzun süre göremedi, anne ameliyat oldu,
ikinci kardeş geldi, anneanne öldü, gibi korkutucu ve üzücü
olaylardan hemen sonra kekemelik başlamıştır. Bazı durumlarda da
aile kekeleyen çocuğu daha sorulmadan ’’ hiçbir şeyden de korkmadı
ki niye oldu anlayamadım ’’ diye getirmektedir.
Aileden derinlemesine bilgi alındığında gerçekten çocuğun büyük bir
korku ile karşılaştığı saptanmıştır. Örneğin çocuğu bakıcıya
bıraktık. Bakıcı çok iyi bir insandı diye anlatan anne, biraz
sonra, bakıcının epilepsi hastalığından dolayı çocuğun yanında
nöbet geçirerek bayıldığını anlatmıştır. Kekemelik genellikle
kronik bir gidiş gösterir. Zaman zaman düzelmeler olabilir. Bu
düzelmeler aylarca sürebilir. Hafif vakaların %30’unun
kendiliğinden düzeldiği bilinir.Kekemeliğin tedavisinde öncelikle
çocuğun düzgün konuşması için zorlanmaması gereklidir. Ayrıca
yetersizlik duygusunu pekiştirici tutumlardan alay etme, utandırma,
zorlanma gibi kaçınılması gerekir.Ailenin aşırı titiz, düzenli,
denetimci ve kuralcı tutumu gevşetilmelidir. Psikoterapi 7 yaşından
küçüklerde oyun, daha büyük çocuklarda konuşma terapisi yoluyla
uygulanır.
Kekemelik tedavisinde amaç yalnız kekemeliğin geçmesi değildir.
Çünkü kekemelik bir süre devam ettiği için toplum içinde çocuğu güç
durumda bırakır. Çocuğun benlik saygısını zedeler. Tedavinin esas
amacı benlik saygısını korumaya ve bozulmuş ise yeniden
yapılandırmaya yönelik olmalıdır. Bu çocukların var olan olumlu
özelliklerini bulup çıkarıp, dikkatini ve ilgisini bu olumlu
yönlerine çevirerek çocuğun benlik saygısı güçlendirilmelidir. Bu
durumda kekemelik de giderek hafifler ve ortada kalkar. Konuşma
tedavisi, psikologlar ve konuşma terapistleri tarafından, özel
konuşma teknikleri ile uygulanır. 2-6 yaşta konuşarak, 7 yaştan
itibaren ritmik okumalar ve tekerlemeler kullanılarak uygulanır.
Kekemeliğin ilaç tedavisi yoktur. Çocukta fazla heyecan varsa ya da
çocuk bu durumdan dolayı aşırı üzüntü duyuyorsa rahatlatıcı ilaçlar
kısa süre verilebilir.
Uzman Psikolog Alanur ÖZALP DANIŞMAN PSİKOLOJİK HİZMETLER
MERKEZİ
Tel:0212 292 09 49 - 0533 544 02 75www.alopsikolog.com -
[email protected]