Keyfine yenik düşen mahkumlar!

Ben, oldum olası bu uyuşturucu kelimesinin geçtiği konuşmaları sevmem...

Hele hele, bu pisliğe öyle veya böyle bulaşmış, içeni-kullananı hiç sevmem ve acımam..

Ama Deniz Seki'den başka kimse kalmamış, eğlence Dünya'sında herkes püripak mış gibi de kabul edemem doğrusu..

Uyuşturucu kullanan şöhretler defalarca yakalanıp işlerinde hiç bir aksama olmaz hatta sırada sürüde ailelerin kızlarıyla desti izdivaç ederken, en itibarlı insanlar olarak addedilmeye devam edilirken bu işin toplum tarafından kabul edilebilir olduğu mesajı verilmiyor mu?... Toplum kınamaz ve müeyyide uygulamaz hale geliyorsa bu uyuşturucu ile mücadelede ciddi bir sorundur. Belkide en önemli sorun, canım kullanıyor diyip geçmemeliyiz, açıkçası itibar kayıpları yok!

Bırakanların bile yıllar sonra Seymour Hofman gibi birden geriye dönüş riski var, adam oscar aldı ama neden golden shot attığı hala tartışılıyor.

Deniz Seki'nin sadece kullanma ile sınırlı olmayan bir cezadan ötürü tekrar içeri alınması bu mücadeleye  tek başına katkıda bulunacaksa diyecek fazla bir şey kalmıyor, ama iknaa edici değil.

Ancak, son 15 senedir bu pisliğe bulaşmış insanların sayısında her geçen gün büyük bir artış olduğu da bilinen bir gerçek.

Bu güne kadar, bu konuda kimseyi savunmadım, savunmam da, uyuşturucuya müptela olan biri için asla meşru mazeret aramam.

"İşlerim çok kötü gitti"-"çok sevdiğim insanları kaybettim"-"bilseniz ben neler çektim, benim yerimde olsan sende kullanırdın"-"arkadaş kurbanıyım"-"hayatımda ilk defa denedim", falan gibi mazeretlere hayatım boyunca inanmadım, asla inanmam ve asla da itibar etmem..

Allah herkese akıl vermiş, irade vermiş...

Sen bunun nasıl bir pislik olduğunu bildiğin halde içmeyeceksin-kullanmıyacaksın hatta adını bile telaffuz etmiyeceksin arkadaş..

Siz değilmisiniz "benim çocukluğum çok yoksullukla geçti, ne acılar çektim, babam annemle boşandı, beni şu büyüttü, bu büyüttü" diye acıklı hayat hikayeleri anlatan..

Bunca çekilen acılardan, yoksulluktan sonra, Allah, size "yürü ya kulum" demiş, hayatınızda hayal bile edemeyeceğiniz paraları kazandırmış, aklınıza gelmeyen şöhreti size nasip etmiş..

Yalılarda, köşklerde oturuyorsunuz, 3-5 kişi hizmetinizde, en pahalı arabalara binip, en pahalı kıyafetler giyiyorsunuz!..

Yatıp-kalkıp Allahanıza şükredeceğiniz yerde, toz-toprak üflüyorsunuz!..

Derdiniz nedir o zaman kardeşim?

Derdiniz, sadece şımarıklık ve hazımsızlık!..

Benzer acıları, hemde ne acılar! yaşayan milyonlarca insan var bu memlekette, onlar niye kullanmıyor bu zıkkı mı?..

Bir çoğunuz, bu şöhrete gelene kadar neler yaşıyorsunuz, nerelerden geçiyorsunuz, katıldığınız canlı yayınlarda anlatmıştınız..

Şimdi gelelim sadede, hatırladığım kadarıyla bugüne kadar böylesi büyük bir ceza Deniz Seki için verildi..

Ben verilen cezayı asla eleştirmiyorum, T.C kanunlarına kim muhalefet ediyorsa ve bu kim olursa olsun, ister siyasetçi, ister işadamı, ister şarkıcı, işlediği suçun cezasını eksiksiz çekmeli..

Ayrıca, eğlence Dünyasın'da Deniz Seki gibi aynı durumda olmasına rağmen, kendi kendilerine "kral-imparator-güvercin-serçe-aslan-kaplan" gibi ünvanlar veren, besteci, şarkıcı, türkücü, oyuncu, kısaca kim varsa ve kendini "ulaşılmaz, dokunulmaz" gibi gören, aslında kendinin böyle olduğuna vehmeden soytarıları da yakın takibe alıp, hak ettikleri ceza verilmediği sürece adalet rencide olmaktan kurtulamaz!

Deniz Seki sanki seçilmiş kurban görüntüsündedir. Bu da ayrıca bir başka sorun, sanki mağdur gibi kaldı diğerlerinin yanında.

Devlet, yarından tezi yok, gerekeni yapmalı ve bu tipleri gençliğin "rol modeli" olmaktan derhal çıkarmalıdır.

Sacit ASLAN