Kılıçdaroğlu: "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım"

CHP Kurultayı'nda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım" dedi.

Kılıçdaroğlu: "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım"

Sözcü Gazetesi'nden Başak Kaya'nın haberine göre CHP'nin 38. Olağan Kurultayı, “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganı ile Ankara Spor Salonu'nda toplandı.

Kurultay’da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu mesajları verdi:

BAŞKA PARTİLERE BENZEMEYİZ

“Bu salon, diğer partilerin kurultaylarına benzemez. Bu salonda olanlar da diğer partilerin liderlerine veya üyelerine benzemez. Çünkü, bu salonda beşli çeteler yok, sarayın oligarkları burada yok; uyuşturucu baronları burada yok. Bundan sonra da bu salonda onlar asla olamayacaklardır. Bu salonda mafya bozuntuları yok, harama ekmek doğrayanlar yok, beytülmale el uzatanlar yok; bundan sonra da olmayacaktır.

HİÇ KİMSE KENDİSİNİ PARTİNİN ÜSTÜNDE GÖREMEZ

Bizim kurultaylarımız her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı ve sorgulandığı kurultaylardır. Çünkü biz, demokrasiyi içselleştirmiş bir partiyiz. Üç temel noktayı ifade edeyim. Bir, partinin yükünü taşıyan örgütlerdir. Dolayısıyla örgütler, 100 yıllık birikimimizin temel taşlarıdır. Hiç kimse örgütün gücünü, otoritesini dayanışma ruhunu asla sarsamaz. Üç, ben dahil hiç kimse kendisini partinin üstünde göremez.

SİZLERİ UTANDIRACAK BİR ŞEY YAPMADIM

Biliyorum. Sizleri zaman zaman üzdüm ama bir şeyi bilmenizi isterim. Asla ve asla sizleri üzecek, sizi utandıracak bir şey yapmadım. Hep sizlerle beraber ve sizler için, Türkiye için mücadele ettim. Bu parti, bütün kurultaylarında tartışarak ve güçlenerek çıkmıştır, yine güçlenerek çıkacaktır.

SELAM OLSUN…

Türkiye fiilen yarı açık cezaevi haline döndürülmüş durumdadır. Gazeteciler görevlerini yapamaz halededirler. Bu kurultayımızda şuan tutuklu olan Tolga Şardan’a, Can Atalay’a, Osman Kavala’ya, Selahattin Demirtaş’a, Tayfun Kahraman’a, Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Yiğit Ali Ekmekçi’ye, Hakan Altınay’a ve Barış Pehlivan’a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları.

TARİHİN BİZLERE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUK

Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan iktidarın Türkiye’yi sağlıklı yönetme şansı yoktur. Bu tablonun diğer yüzü, biz CHP’lilere verilen görevi göstermektedir. Tablonun diğer yüzünde biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek ve bu ülkede var olan sorunları çözmek durumundayız. Tablonun diğer yüzü, tarihin bize yüklediği bir sorumluluktur.

UMUDUMUZU YİTİRMEYE HAKKIMIZ YOK

Elbette bütün bunlar olurken asla ve asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Umutsuzluk, bizim kitabımızda yoktur. Biz umudumuzla, bilgimizle, birikimimizle tarihe yön vereceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün böyle bir umutsuz tabloyla karşılaştığında söylediği güzel bir cümle vardır, “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.’ Bu salondakilerin hiçbirinin umudunu yitirmeye hakkı da yoktur yetkisi de yoktur.

SIRTIMDAKİ HANÇERLERLE SEÇİME GİRDİM

Tarihin bize yüklediği sorumluluk dedim. Altı parti, bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz için oturduk çalıştık.  İş, cumhurbaşkanlığı adaylığının seçimine gelince hepinizin malumu olan masadan kalkmalar ve masaya yeniden dönmeler geldi. Fazla ayrıntılara girmek istemiyorum. Ancak sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Usta Nazım’ın dediği gibi ateşi ve ihaneti gördük ama yılmadık, yıkılmadık, çalıştık. Yapılan bütün kumpaslara rağmen, beşli çetelere rağmen, vatandaşlık verilen milyonlarca sığınmacıya rağmen, saray devletinin harcadığı milyarlara rağmen çalıştık, yılmadık, yıkılmadık, asla ve asla boyun eğmedik. Çünkü, şuna inanıyordum ve hep inandım: Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yükümüz ağırdı. Üstelik hançerlerle beraber yükümüz ağırdı. Ama beni asıl üzen sırtımdaki yük değildi arkadaşlar. Sırtımdaki hançerlerdi.

SEÇİM BİTTİ DEĞİŞİM SÖYLEMLERİ BAŞLADI

Seçim bitti. Kazanamadık. Daha nefes almadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemini dillendirenler, uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim, onları değiştirmek oldu.

SAĞIN DA SOLUN DA NE OLDUĞUNU BİLMİYORLAR

Değişimci olup da değişmeyen arkadaşlarım ve bazı gazetecilerin de çok sık dillendirdikleri bir şey var: Efendim CHP sağa kaydı. Bunlar, sağın da solun da ne olduğunu bilmiyorlar. Bakınız, çok açık ve çok net söylüyorum: CHP, halkın partisidir. Altı okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa’nın en güçlü sosyal demokrat partisi CHP’dir. Aldığı oy itibariyle, ürettikleriyle, üyeleriyle dünyaya ve diğer sosyal demokrat partilere örnek olan bir partidir.  Sokak esnafıyla ilgilenen, onların sorunlarıyla ilgilenen CHP değil mi? Yahu şimdi biz sağcı mı olduk arkadaşlar? Bu nasıl bir kindir? Bu nasıl bir önyargıdır anlamakta zorluk çekiyorum.

MAJESTELERİNİN MUHALEFETİ OLMADIM

Bir kere bile olsa haramzadelerin sofrasına oturmadım ve asla oturmayacağım. Benim sofram Halil İbrahim sofrasıdır. Mustafa Kemal’in kurduğu bu partide hiçbir zaman majestelerinin muhalefeti olmadım. Birilerinin muhalefeti olmadım. Halkın sorunlarını dillendirdim ve halkla beraber oldum, onlar gibi yaşadım. Benim sırça köşklere ihtiyacım yok. Benim evim benim sarayımdır, benim mutfağım benim mutfağımdır. Helal lokma benim başımın üstünde yeri olan bir lokmadır. Sarayın sofrasına gidip diz çökmedim. Doğru bildiğimi hep savundum, bundan sonrada doğru bildiğimi hak için adalet için savunacağım.

KAPTAN OLARAK…

13 Haziran 2023 yine grup toplantısı: Ben bir genel başkan olarak partimin sadece bugününü ve yakın geleceğini değil, uzun hedefli yapısını da düşünüyorum ve düşünmek zorundayım dedim. Ve hiç kimse unutmasın gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen öğrendiğim, aldığım en büyük derslerden birisi budur.

TÜZÜK KURULTAYI

Bu kurultaydan 20-25 gün sonra biz tüzük kurultayı yapacağız. Değişim nasıl olur, dönüşüm nasıl olur, yenilenme nasıl olur sadece Türkiye değil bütün dünya bunu öğrenecek. Dalgalara karşı güvenli bir limanın taşlarını öreceğiz, hiç kimse endişe etmesin. Cinsiyet kotası getireceğiz yüzde 50 var mısınız? Yüzde 50 kadın, yüzde 50 erkek varsanız getireceğim. Yığma üyeliklere son verilecek. Bir seferde 5 bin üye kaydetmek bir seferde 7 bin üye kaydetmek, bunlara son vereceğiz. Milletvekillerini 3 dönemle sınırlayacağız. Belediye meclis üyeliklerine ve il genel meclis üyeliklerine belirli kontenjanlar getireceğiz. Hayvancılık yapılıyorsa mutlaka bir veteriner olacak, bir avukat olacak bir mali müşavir olacak bir kent plancısı olacak. Bunları gerekirse ilgili sivil toplum örgütlerinden isteyeceğiz. Danışma kurulunu arka arkaya 3 kere toplamayan il otomatikman düşmüş olacak. Mahalle temsilcilerimiz bir kişi olmayacak.

HER YERDE ÖN SEÇİM OLACAK

Mahalle temsilcilerimiz bir kadın bir erkek olacak. Bugüne kadar çözmekte zorlandığım en zayıf halkamız ev kadınları. Evlere giremiyoruz, evlere girmemiz lazım. Ev kadının dramını onlardan dinlememiz lazım. O nedenle Kadın Kolları Genel Başkanıma söyledim; güçlendirin 6 veya 7 ayda 100 bin yeni kadın üyeyi partiye kaydettik. Kadın üye sayısını artırın ve kadınlar mutlaka evlere girmeli. Aktif üye pasif üye uygulamasını geçmişte getirdik reddedildi; şimdi getireceğiz. Artık her yerde her zaman ön seçim olacak. Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. Bilim, Yönetim, Kültür Platformu'nu yeniden inşa edeceğiz. Bilim, Yönetim, Kültür Platformu'na ilk kez girenler önlerindeki bir seçimde milletvekili adayı olmayacaklar. Buraya bilgisiyle, birikimiyle gelen önce kendisini ispat edecek. İç denetim mekanizmasını getireceğiz. Parti müfettişliklerini yeniden inşa edeceğiz. Çünkü artık illerin hesapları da Sayıştay tarafından denetlenmeye başlanacak. Seçimlerde en başarılı olan oyunu en çok artıran 5 ilin başkanı Parti Meclisi üyesi olacak.

SON KEZ ADAYIM MESAJI

Sokrates’in bir sözü var: ‘Değişimin sırrı, tüm enerjinizi eskiyle savaşmaya değil yeniyi inşa etmeye odaklanmanızdır.’ Bizim değişimden anladığımız budur, yeniyi inşa edeceğiz ve güçlü bir şekilde inşa edeceğiz, hukuksal altyapısını oluşturacağız. Bunları gerçekleştirdiğimiz de hep beraber köklü bir yenilenmeye ve köklü bir değişime imza atmış olacağız. Çünkü hukuksal normu örgütümüz belirleyecek. Ve inşallah ben de bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup seçilen yeni genel başkanımı alkışlayacağım.

Benim tek isteğim halkımın gönlünde bir taht kurmaktır başka bir şey değil. Herkes şunu söyleyebilmeli; ‘Evet bu genel başkan çalıştı, evet bu genel başkan emek harcadı.’ Ben bunu istiyorum, başka bir şey istediğim yok. “