Kıskançlık Evliliği Nasıl Etkiler!!!
Kıskançlık Evliliği Nasıl Etkiler!!!
Az miktarda kıskançlık duygusu evlilikte tutkal etkisi yapar,
eşleri bir arada tutmak, evlilik bağlarını güçlendirmek açısından
yararlıdır. İlişkiyi diri tutan, kişileri birbirine bağlayan
kıskançlık doğaldır. Ancak, çok ciddi bir ilgiden, sevgiden yoksun
kalma kaygısı taşınıyorsa, bu hem kıskanan kişiye, hem de ilişkiye
zarar verir. Kıskançlığın yoğun yaşandığı evlilikler, kıskanan için
de, kıskanılan için de çekilmez olur. Her şeyden önce yersiz yere
kıskanılan kişi, kendisini kapana kısılmış hisseder. Kıskanan ise,
zaten en büyük zararı kendisine vermektedir. Böylece evliliğin
temelleri sarsılabilir.
KISKANÇLIK HASTALIK MI?
Sabah evden giderken açılıp açılmadığını kontrol etmek için
perdeleri işaretleyenler, eve gelince banyoyu, sabunu kontrol
edenler, eşlerini kapıcıyla bile konuşturmayanlar gibi hezeyan
derecesinde kıskançlık hisseden insanlarla karşılaşıyoruz. Bu bir
hastalıktır ve ilâç tedavisi gerekir. İşin zor tarafı ise, kişinin
kendisinin hasta ve tedaviye ihtiyacı olduğunu kabul etmemesidir.
Böyle durumlarda bütün ailenin uyanık olması gerekir.
AHENGİNİ BOZAR
Bu derece yoğun yaşanmayan, hastalık sınıfına koymadığımız, ama
evliliğin ahengini bozan kıskançlıkların çoğu, kişinin sevdiği
insanı kaybetme korkusunun ve kendine olan güvensizliğinin
sonucudur. Bazı insanlar eşlerinin karşı cinsten birisinin bazı
özelliklerini beğenmesinden rahatsız olurlar. Bunu eşlerinin
kendilerini beğenmediği şeklinde algılayıp, kıskançlık duygusuna
kapılırlar. Oysa bu yanlış bir algılamadır. Kimse mükemmel
değildir, başka bir insanın bazı özellikleri insanın kendi
özelliklerinden daha iyi olabilir. Kişi, eşinin başkalarının bazı
özelliklerini takdir etmesinden, kendisini sevmediği, istemediği
anlamını çıkarmamalıdır.
EŞİM BENİ ANLASIN
Kıskançlık sorunu yaşayanlara, bunu eşleriyle paylaşmalarını
önerdiğimizde, kişiler bunu ifade etmeyi bir zayıflık olarak
görüyorlar. Arzu ediyorlar ki, eşleri kendi kendine anlasın. Oysa
eşleri kendilerini incittiklerinin farkında bile olmayabilir. Bu
yüzden duygularını mutlaka ifade etmelidirler. "Eşim duygularımı
anlasın" diye düşünmek zaman kaybettirir. Güven duygusunu
zayıflatan en önemli etken açık konuşmamaktır. Birbirlerine
dolaylı, imalı mesajlar veren, kinayeli konuşan insanlar farkında
olmadan düzeltmek istedikleri yanlışı daha da arttırırlar.
Sorunların büyümemesi için kesinlikle açık iletişim şarttır.