Korkulu rüya Akne...
Korkulu rüya Akne...
Gençler ve ergenlik çağındakilerin ortak sorunu olarak bilinen
“Akne” dermatoloji kliniklerine başvuru sebepleri arasında ilk
sıralarda yer alıyor.
Günümüzde 25 yaş sonrasında da giderek artan bir problem haline
gelmeye başlayan aknelerin (sivilce) uygun tedaviyle kontrol altına
alınabileceğini belirten Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Deri
Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş hastaların erişkin aknesinin
tedaviye dirençli olduğunu kabullenmesinin ve hekim tarafından
önerilen tedavileri bıkmadan uzun süreli devam ettirmelerinin
önemine değindi.
Akne, 15-45 yaş aralığında dermatoloji kliniklerine başvuru
nedenleri arasında diğer hastalıklara göre açık ara önde. Ergenlik
çağında erkeklerde daha sık görülen akne, erişkinlik döneminde ise
daha çok kadınları etkiliyor. Erişkin akneleri olarak adlandırılan
25 yaş sonrası akneleri ağırlıklı olarak ağız ve çene çevresinde
uzun süre devam eden derin yerleşimli lezyonlar şeklinde olup
kaşıntı ve ağrı gibi yakınmalara yol açabiliyor.
Aknenin ergenlikten beri hiç sönmeden devam ettiği “persistan akne”
ve 25 yaş ve sonrasında ortaya çıkan “geç başlangıçlı akne” olarak
iki şekilde görülebildiğini belirten Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp
Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş “Erişkin yaşlarda
daha çok kadın hastaları etkileyen problem genellikle hafif
seyretme eğilimindedir” dedi.
Dr. Sadiye Kuş sözlerine şöyle devam etti, “Klasik olarak akne
oluşumu derideki yağ bezleri tarafından üretilen sebumun
gözenekleri tıkaması, bakterilerin buralara yerleşmesi ve bunun
sonucunda iltihaplı sivilcelerin gelişmesine bağlıdır. Erişkin
aknesi ise daha karmaşık, henüz tam olarak nasıl ortaya çıktığı
yeterince aydınlatılamamış bir akne çeşididir.”
Aknenin erişkin yaşta görülmesine neden olduğu düşünülen
faktörlerinden söz eden Dr. Sadiye Kuş, “Androjen (erkeklik)
hormonlarına aşırı duyarlılık ya da bunların fazla üretimi, doğum
kontrol hapları arasında androjenik özelliği yüksek olanların
kulanımı, stress, dirençli bakterilerin kıl kökü ve yağ ünitelerine
yerleşmesi, hava kirliliği, yetersiz uyku, sigara akne oluşumuna
neden olan faktörler arasındadır” dedi.
Erişkin aknesinin tedaviye dirençli olduğunun altını çizen Anadolu
Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş
“Arka arkaya farklı tedavilerin denenmesi gerekebilir. Akne
tedavisinde elimizdeki en güçlü ilaç olan isotretinoin tedavisi
sonrası bile tekrarlama oranı %32’dir. Çoğu ilaç ergenlerin yağlı
derisinin ihtiyaçlarına göre formüle edildiğinden daha kuru olan
erişkin derisinde problem yaratabilir. En etkili tedavi çoğu zaman
deneme yanılma yöntemiyle bulunur. Bu nedenle farkı tedavilerin
bıkıp usanmadan denenmesi gerekebilir. En doğru tedavi yöntemine
ulaşıldığında ise tedavinin başarısının sürekli olması için düzenli
bir şekilde tedaviye devam edilmesi gerekir” dedi.
Dr. Sadiye Kuş akne tedavisinde ek olarak diğer yapılması
gerekenleri şöyle sıraladı;
•Cilt kurutmayacak yumuşak bir ürünle günde bir ya da iki kez
temizlenmelidir. Aşındırıcı yapıda ve cildi tahriş edici
temizleyicilerden kaçınılmalıdır.
•Kapatıcı makyaj malzemelerinden, saç spreylerinin ve jölelerin
cilde temasından kaçınılmalıdır.
•
Sigaranın erişkin aknesini ortaya çıkaran faktörlerden biri olduğu
kanıtlanmıştır. Ayrıca aknenin şiddeti içilen sigara miktarına
bağlı olarak artmaktadır.
•İyi beslenme ile akneyi tedavi edemeyiz ancak iyi yönde
etkileyebiliriz. Bunda glisemik indeksi yüksek olmayan gıdalarla
beslenme alışkanlığı geliştirmek mevcut çalışmalar ışığında önemli
bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
•Akne tedavisinde salisilik asidli peelingler etkili ve güvenilir
olmaları nedeniyle özellikle tercih edilen ve erişkin aknesini
kontrol altına almak için dönem dönem uygulanması önerilen peeling
çeşidir.
•Orta şiddetli olgularda hekim önerisi ile kullanılacak topikal
(sürülerek kullanılan) ya da ağızdan alınan antibiyotikler, düşük
androjen hormon içerikli doğum kontrol hapları yararlı
olabilmektedir.