Kuran dersi hocasından erkek çocuğa defalarca tecavüz!...
Yurtta tecavüze uğrayan 14 yaşındaki A.nın babası, "Aile Bakanlığı çocuğu korumaya alıp, davaya müdahil olacağız dedi ama hâlâ kimse el uzatmadı" dedi.
Midyat'ta 14 yaşındaki lise öğrencisi A.'nın kaldığı özel öğrenci yurdunda hocası tarafından dört kez tecavüze uğradığı ve bir başka öğrencinin de tecavüz girişimine maruz kaldığı iddiasına ilişkin davanın üçüncü duruşması 11 Temmuz'da görülecek. Tecavüz iddiaları ortaya atıldıktan sonra aileye yardım edeceğini, çocuğa koruma sağlanacağını açıklayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ise hiçbir sözünü yerine getirmiş değil. Bakanlığın tahsis ettiği avukatlar duruşmaya gitmedi, hizmetli olarak çalışan baba özel avukat tutmak zorunda kaldı. Psikologlar da sadece iki kez kapılarını çaldı. Baba ise isyanlarda: Neden oğlumu korumuyorlar? Ya ben öldürseydim?
Cizreli A. başarılı bir öğrenciydi. Geçen yıl Midyat Anadolu
Lisesi'ni kazandı. Derslerinin yanı sıra Kuran eğitimi almak için
Özel Bağlar Erkek Öğrenci Yurdu'na kaydoldu. Odada 18 öğrenciyle
kalıyordu. A.'nın Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı 'ndaki ifadesine
göre; Kuran dersi hocası H.K, Kasım 2012'de gece tuvalete kalkan
A.'yı odasına çağırdı. Kapıyı kilitleyip Bana masaj
yap dedi. Masajdan sonra A.'nın pijamasını çıkararak
tecavüz etti. A., korktuğu için sesini çıkarmadı. Bir ay sonra
H.K., yine gece yarısı A.'nın yanına gitti. Odasına götürüp taciz
ettikten sonra tekrar tecavüz etti. Ocak 2013'ten sonra da H.K.,
A.'yı iki kez odasına çağırıp porno film izletti ve tecavüz etti.
A. ifadesinde şunları söyledi: Bu olayın stresinden ve
üzüntüsünden çok fazla devamsızlık yaptım. Bu olaylardan sonra ders
çalışmak istemedim. Okulda tüm hevesim gitti ve derslerim
kötüleşti. H.'nin benimle birlikte olması olaylarında hiç rızam
yoktu. Bir kez arkadaşımla şakalaşınca elindeki tahta sopayla elime
ve sırtıma vurdu.
A., başına gelenleri anlatmasından sonra muayeneye
götürüldü. Muayenesinde, anal bölgede iyileşmekte olan
ekimoz, anal fissur ve rektal tuşede belirgin hassasiyet
saptandı. Raporda, Livata düşündürür bulgular
saptanmıştır denildi. Bu arada, A.'dan sonra Y. adlı bir
başka öğrenci de 25 yaşındaki H.K.'nın tecavüz girişimine maruz
kaldığını iddia etti. İfadesinde, masaj yapması için iki kez odaya
çağrıldığını anlatarak, Beni öpmeye çalıştı. Bunu
yapmamasını söyledim, geri çekildim. Eşofmanımı indirmeye çalıştı.
Sarılarak beni havaya kaldırdı. Bana cinsel organını sürtmeye
başladı. Omuzlarından ittim, kapıyı açıp çıktım dedi. Y.,
iddiaya göre, yurtta kalmaya devam ettiği için ifadesini geri
çekti.
H.K. ise ifadesinde, A.'ya tecavüz etmediğini savundu. A.'yı
devamsızlık yaptığı ve küfürlü konuştuğu için uyarması nedeniyle
bu iftirayı söylemiş olabileceğini ileri sürdü. H.K. ayrıca
odasında porno film izlemediğini fakat bilgisayarını çocuklara
verdiğini söyledi. Tutuklanan H.K.'ya nitelikli cinsel istismar
suçundan Midyat Ağır Ceza Mahkemesi 'nde dava açıldı. Üçüncü
duruşma, 11 Temmuz'da görülecek. Ancak soruşturma sürecinde ne
tecavüzle suçlanan hocanın bilgisayarına el konuldu, ne de yurtta
arama yapıldı. Üstelik yurdun hala faaliyette olduğu ortaya
çıktı.
Baba: Örtmek istiyorlar
Bir kamu kuruluşunda
hizmetli olarak çalışan baba B., olaydan sonra başına gelenleri
Radikal'den İsmail Saymaz'a anlattı. Baba, çocuğunu düz liseye
yazdırdığını ve köye gönderdiğini ifade etti. Ailece ruh
sağlıklarının bozulduğunu söyleyen B., Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı'nın oğluyla ilgilenmediğini ve koruma altına dahi
almadığını belirterek şöyle konuştu: Ben 3-4 aydan beri
yatamıyorum, her akşam ağlıyorum. Kafayı yedim. Kimse sahip
çıkmıyor. Bu adamlar dini gruptan oldukları için mi olayı
kapatıyorlar? Bu yurda darbe vuran ben miyim? Ben de Müslümanım,
Kuran okumuşum, imanlı insanım. Bu olayı niye örtmek
istiyorlar? Baba B., bilgisayara dahi el konmadığını,
yurt müdürünün eşini çağırarak, Kocana söyleme, bunu
aramızda halledelim dediğini savunarak, Nasıl
olacak, parayla mı kapatacak? diye sordu. Baba B.,
kendilerine avukat verilmediğini, yardımda bulunulmadığını ve
yalnızca iki kez psikolojik yardım için gelindiğini ifade ederek,
şöyle devam etti: Ben Başbakanıma mektup yazdım, cevap
alamadım. Cumhurbaşkanıma faks çektim, cevap alamadım. Başbakan
diyor ki çocukları seviyorum. Niye bize elini uzatmıyor? İnsan yok
mu bize yardımcı olacak? Biz mağduruz. Huzurumuz bozuldu. İkide bir
ağlıyoruz. Çocuk tamamen gitmiş. Çocuğa yetişmeseydik kendini
öldürürdü. Böyle pırıl pırıl bir öğrenciye bu yapılıyor. Türkiye
'de kimse bu olaylara sahip çıkmıyor mu?
Hiç kimsenin kendilerine el uzatmadığını anlatan baba
B., Ben gidip yardım istersem diyecekler ki para için mi
bu işin peşine takıldı. Ben dilenci miyim? Onlar benim durumumu
görecekler. Çocuğumun yanına biri geldi de ben mi
görmedim? diye konuştu.
Bakanlık: Ailenin talebi olmadı
Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri aile istemediği için maddi
yardımda bulunulmadığını, zaten babanın güvenceli işte çalıştığını
açıkladı. Aile çocuğa sahip çıktığı için koruma altına alma
uygulamasının yapılmadığını ifade eden yetkililer Zaten
karar mahkemece veriliyor. Ailenin de talebi olmadı dedi.
Aileyle iki kez görüşüldüğünü doğrulayan yetkililer çocukla
ilgilenilmeye devam edildiğini savundu. Bakanlığa bağlı avukatların
da duruşmaları izlediğini ileri sürdüler. Ailenin avukatı
Abdulhaluk Ay ise bakanlık avukatlarının yalnızca dosyanın örneğini
aldığını ve duruşmaya gelmediklerini söyledi.
İSMAİL SAYMAZ / RADİKAL İNTERNET SİTESİ