Mevsimler duygu durumumuzu bozabilir
Çocuk ve Genç Psikiyatri Kliniği’nin kurucusu Dr. Özlem Özcan: "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu, en az 2 yıl boyunca yılın belirli dönemlerinde başlayan ve sona eren depresyon belirtileri olarak tanımlanmaktadır."
Yeni Asır'da yer alan habere göre 1997 yılından bu
yana İzmir Alsancak'ta hizmet veren Çocuk ve Genç Psikiyatri
Kliniği'nin kurucusu Dr. Özlem Özcan, klinik olarak çocuk ve genç
psikiyatrisi alanında uzun yıllardır hizmet verdiklerini belirtti.
Kliniklerinde ileri yöntem test ve tetkikin uygulandığını söyleyen
Dr. Özlem Özcan, "Kliniğimizde çocuk, genç, yetişkin ve
ailelere yönelik psikiyatrik tedaviler uygulanmaktadır. Aynı
zamanda çocuk, genç, yetişkin, aile ve kurumlara yönelik
danışmanlık hizmetleri sunulmakta, psikoterapiler, bilgisayar
destekli bilişsel terapiler ve ilaç tedavileri
planlanmaktadır" dedi.
MDB HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Kliniklerinde mevsimsel duygudurum bozukluğu tedavilerinin gerçekleştirildiğini belirten Dr. Özlem Özcan, "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu, en az 2 yıl boyunca yılın belirli dönemlerinde başlayan ve sona eren depresyon belirtileri olarak tanımlanmaktadır. Sıklıkla kış aylarında görülmesine rağmen; yaz aylarının başlangıcında da bu bozukluğa rastlanabilir. MDB majör depresyondan ayrı bir tanı olarak düşünülmemelidir. Çünkü bu bozukluk, majör depresyonun mevsimsel örüntüye bağlı olarak görülme halidir. MDB tanısının konması için mevsimsel atakların, mevsimsel olmayan ataklara göre daha fazla olması gerekmektedir. Tekrarlayan majör depresyon epizodları olan hastaların yüzde 20'si ile 25'inde Mevsimsel Duygdurum Bozukluğu'na daha çok rastlanmaktadır" dedi.
DEPRESYON BELİRTİLERİ
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nun majör depresyonda olduğu gibi genellikle üzüntülü ruh hali ve düşük enerji ile karakterize olduğunu belirten Dr. Özlem Özcan, "MDB olan hastalar kendilerini üzgün ve ajite hissederler. Sık sık ağlama eğilimi, yorgunluk ve halsizlik gözlenmektedir. Buna ek olarak, konsantre olmada güçlük, normalden fazla uyuma, günlük aktivitelerde azalma, yavaşlık, sosyal geri çekilme, karbonhidrat ve şeker alımını arttırma ve buna bağlı olarak kilo alma durumuna rastlanmaktadır. Bunun aksine, yaz aylarında ortaya çıkan duygudurum bozukluğunda, huzursuzluğun yanı sıra, iştah kaybına bağlı olarak kilo verme, uykusuzluk, ajitasyon ve anksiyete gözlenmektedir. MDB herkeste aynı şiddette kendini göstermemektedir. Bazı bireyler, MDB'nin daha hafif formunu deneyimlerken, bazılarında o kadar şiddetli olur ki kişi, işlevselliğini sürdüremez hale gelir. Buna ek olarak, diğer tüm depresif bozukluklarda olduğu gibi MDB'de de intihar düşüncelerine ve girişimlerine rastlanabilir" dedi.
GÜNEŞ IŞIĞINDAN UZAK KALMAK TETİKLİYOR
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nun tetiklenmesine neden olan bazı faktörler üzerinde durulduğunu belirten Dr. Özlem Özcan, "Yaz ve kış aylarında maruz kalınan gün ışığının, gece melatonin hormonunun salınım süresi ile ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Yapılan araştırmalar, mevsimsel depresyonu olan hastaların gündüz melatonin salınımlarının daha fazla olduğu göstermiştir. Özellikle kış aylarında gün ışığına daha az maruz kalmak, kişilerin günlük ritimlerini düzensizleşmesine ve uyku- uyanıklık arasındaki senkronizasyonun bozulmasına yol açmaktadır. Sonbahar ve kış mevsimlerinde gün ışığından yeterince faydalanamamak, serotonin seviyesinde azalmaya neden olur ve bu durum, melatonin seviyesinde artış sağlar. Böylece, belirli dönemlerde duygudurum bozuklukları kendini gösterebilir. Kış aylarında daha fazla uykuya ihtiyaç duyma sebebi de bundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nda genetik faktörler de önemli rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalar, MDB'na genetik yatkınlığın yüzde 29 oranında olduğunu ortaya koymuştur. MDB, kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazla rastlanmaktadır. Başlangıç yaşı 18 ile 30 yaş aralığında değişim göstermektedir. Üniversite öğrencilerinde sıkça görülmektedir" dedi.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİLER
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu tedavisinde antidepresan ilaçlar ve D vitamini takviyesinin yanı sıra ışık terapisi (fototerapi) ve bilişsel davranışçı terapi de oldukça etkin bir şekilde kullanıldığını belirten Dr. Özlem Özcan, "Bilişsel davranışçı terapi de (BDT), MDB tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bilişsel davranışçı terapide amaç, birey için bunaltıcı olan negatif örüntü ve problemlerin, onlar ile ilgili düşünce tarzlarını değiştirmelerini sağlamaktır. Üzüntülü ruh hali ile ilgili yeni düşünme yollarının keşfedilmesi, bireylerin işlevselliğini önemli ölçüde arttırmaktadır. Depresif semptomlar fazla şiddetli olmadığında bireyler, BDT'nin de yardımı ile yaşamlarını düzene koymada daha az" dedi.
MDB HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Kliniklerinde mevsimsel duygudurum bozukluğu tedavilerinin gerçekleştirildiğini belirten Dr. Özlem Özcan, "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu, en az 2 yıl boyunca yılın belirli dönemlerinde başlayan ve sona eren depresyon belirtileri olarak tanımlanmaktadır. Sıklıkla kış aylarında görülmesine rağmen; yaz aylarının başlangıcında da bu bozukluğa rastlanabilir. MDB majör depresyondan ayrı bir tanı olarak düşünülmemelidir. Çünkü bu bozukluk, majör depresyonun mevsimsel örüntüye bağlı olarak görülme halidir. MDB tanısının konması için mevsimsel atakların, mevsimsel olmayan ataklara göre daha fazla olması gerekmektedir. Tekrarlayan majör depresyon epizodları olan hastaların yüzde 20'si ile 25'inde Mevsimsel Duygdurum Bozukluğu'na daha çok rastlanmaktadır" dedi.
DEPRESYON BELİRTİLERİ
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nun majör depresyonda olduğu gibi genellikle üzüntülü ruh hali ve düşük enerji ile karakterize olduğunu belirten Dr. Özlem Özcan, "MDB olan hastalar kendilerini üzgün ve ajite hissederler. Sık sık ağlama eğilimi, yorgunluk ve halsizlik gözlenmektedir. Buna ek olarak, konsantre olmada güçlük, normalden fazla uyuma, günlük aktivitelerde azalma, yavaşlık, sosyal geri çekilme, karbonhidrat ve şeker alımını arttırma ve buna bağlı olarak kilo alma durumuna rastlanmaktadır. Bunun aksine, yaz aylarında ortaya çıkan duygudurum bozukluğunda, huzursuzluğun yanı sıra, iştah kaybına bağlı olarak kilo verme, uykusuzluk, ajitasyon ve anksiyete gözlenmektedir. MDB herkeste aynı şiddette kendini göstermemektedir. Bazı bireyler, MDB'nin daha hafif formunu deneyimlerken, bazılarında o kadar şiddetli olur ki kişi, işlevselliğini sürdüremez hale gelir. Buna ek olarak, diğer tüm depresif bozukluklarda olduğu gibi MDB'de de intihar düşüncelerine ve girişimlerine rastlanabilir" dedi.
GÜNEŞ IŞIĞINDAN UZAK KALMAK TETİKLİYOR
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nun tetiklenmesine neden olan bazı faktörler üzerinde durulduğunu belirten Dr. Özlem Özcan, "Yaz ve kış aylarında maruz kalınan gün ışığının, gece melatonin hormonunun salınım süresi ile ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Yapılan araştırmalar, mevsimsel depresyonu olan hastaların gündüz melatonin salınımlarının daha fazla olduğu göstermiştir. Özellikle kış aylarında gün ışığına daha az maruz kalmak, kişilerin günlük ritimlerini düzensizleşmesine ve uyku- uyanıklık arasındaki senkronizasyonun bozulmasına yol açmaktadır. Sonbahar ve kış mevsimlerinde gün ışığından yeterince faydalanamamak, serotonin seviyesinde azalmaya neden olur ve bu durum, melatonin seviyesinde artış sağlar. Böylece, belirli dönemlerde duygudurum bozuklukları kendini gösterebilir. Kış aylarında daha fazla uykuya ihtiyaç duyma sebebi de bundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu'nda genetik faktörler de önemli rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalar, MDB'na genetik yatkınlığın yüzde 29 oranında olduğunu ortaya koymuştur. MDB, kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazla rastlanmaktadır. Başlangıç yaşı 18 ile 30 yaş aralığında değişim göstermektedir. Üniversite öğrencilerinde sıkça görülmektedir" dedi.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİLER
Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu tedavisinde antidepresan ilaçlar ve D vitamini takviyesinin yanı sıra ışık terapisi (fototerapi) ve bilişsel davranışçı terapi de oldukça etkin bir şekilde kullanıldığını belirten Dr. Özlem Özcan, "Bilişsel davranışçı terapi de (BDT), MDB tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bilişsel davranışçı terapide amaç, birey için bunaltıcı olan negatif örüntü ve problemlerin, onlar ile ilgili düşünce tarzlarını değiştirmelerini sağlamaktır. Üzüntülü ruh hali ile ilgili yeni düşünme yollarının keşfedilmesi, bireylerin işlevselliğini önemli ölçüde arttırmaktadır. Depresif semptomlar fazla şiddetli olmadığında bireyler, BDT'nin de yardımı ile yaşamlarını düzene koymada daha az" dedi.