Minik Ecrin'in annesinden yürek yakan sözler

Sözcü Gazetesi'nden Mehmet Serbes'in haberine göre İstiklal Caddesi'nde gerçekleştirilen bombalı saldırıda yaşamını yitiren 6 kişi içinde yer alan Yusuf Meydan ve 9 yaşındaki kızı Ecrin Adana'da gözyaşları arasında toprağa verildi. 

KIZINI HEM GEZDİRİP HEM DE YEMEK YEDİRMEK İSTEMİŞ

Kardeşinin nişanı için 3 günlüğüne İstanbul'a gittiği öğrenilen baba Yusuf, Adana'ya dönecekleri gün karnı acıkan kızı Ecrin'i İstiklal Caddesi'nde hem gezdirip hem de yemek yedirmek isteyince bombaların hedefi oluyor.

Yakınlarının verdiği bilgiye göre çalıştığı kurumda ve ailesi tarafından oldukça sevilen baba Yusuf Meydan'ın Elazığ'dan Adana'ya uzanan serüveninde son nefesini İstanbul'da vereceği kimsenin aklının ucundan bile geçmiyor elbette.

Baba Yusuf'un dayısının oğlu İbrahim Ünal'ın verdiği bilgiye göre patlamanın olduğu akşam Adana'ya bilet aldıklarını ancak dönüşte Yusuf ve Ecrin'i tabuta sarılı şekilde Adana'ya götürmenin acısını yaşadıklarını söyledi.

Biletlerini alan, Adana'ya dönecekleri sırada acıktığını belirten kızı Ecrin'e yemek yedirmek isteyen 34 yaşındaki masum bir babanın ve minik bir kız çocuğunun hayatına kast edenleri affetmelerinin mümkün olmadığını dile getiren İbrahim Ünal, “Vatanımız, milletimiz sağ olsun” diye konuştu.

Adana Kabasakal Mezarlığı'ndaki cenaze töreninde gözyaşları sel oldu. İl Müftüsü Mehmet Taşçı, baba Yusuf ve kızı Ecrin için ayrı ayrı cenaze namazı kıldırdı.

Baba ve kız yan yana açılan mezarlarda ağıtlarla toprağa verildi.

GERİDE GÖZÜ YAŞLI BİR ANNE VE EŞ KALDI

Patlamada hayatını kaybeden Yusuf Meydan ve kızı Ecrin geride gözü yaşlı bir anne eş bıraktı.

Adana’nın Seyhan ilçesi Güzelevler Mahallesi'ndeki evlerine dev Türk bayrağı asılan aileyi cenaze töreninde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, AKP ve CHP Milletvekilleri, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar yalnız bırakmadı.

ANNE VE ANNEANNENİN AĞITLARI YÜREK YAKTI

Patlamada kızı Ecrin ve eşi Yusuf'u kaybeden ve saldırıdan yaralı olarak kurtulan anne Mevlüdiye ve Ecrin'in anneannesinin ağıtları yürekleri dağladı.

Kızının ve eşinin fotoğraflarını öpen ve elbisesinde eşi ile kızının kanı olduğunu hıçkırarak anlatan anne Mevlüdiye'nin feryatları yakınlarını gözyaşlarına boğdu.

“EN BÜYÜK HAYALİMİZ İKİ ÇOCUĞUMUZLA TEMİZ BİR EVDE YAŞAMAKTI”

Anne Mevlüdiye ve Yusuf Meydan'ın kardeşi Yasin Meydan ile taziye evinde konuştuk.
Ağlamaklı gözlerle konuşan Mevlüdiye Meydan şunları söyledi:

“Hiç kimsenin davası benim kızımın kanı etmez. Benim yavrum, benim kocam çok masumdu. Benim kocam bu ülkeye çok faydalı olacak biriydi. Yaşamalıydı. Bizi hiç incitmezdi, kızlarımı hiç incitmedi, beni hiç incitmedi, dili ile bile. Ben ondan razıydım.

Bütün dünyaya şunu söylüyoruz makam için, mal için, mülk için savaşan bütün insanlar Ercin'in öbür dünyada sizi şikayet edeceğini bilin. Sizi Allah’a şikayet edecek başka kimseye değil.

Bizim Yusuf'un da benim de bu hayatta büyük hayallerimiz olmadı. En büyük  hayalimiz iki çocukla temiz bir evde yaşamaktı. Onun için çabalıyorduk sadece.

“KORKTUĞUNDA ELİNİ AĞZINA GÖTÜRÜRDÜ ONA BİLE VAKTİ KALMAMIŞTI”

Benim kızım çok saf ve temiz bir çocuktu. Ben pırıl pırıl yetiştirdim onu. Ve avucumda gitti. Ben terör ya da patlama ne demek algılayamadım bile sadece kafamı çevirdiğimde hiç bir şey yoktu.

O anda bilincim kaybolmuş demek ki ilerde eltimi görene kadar hiç fark etmedim bile onu görünce çocuğum aklıma geldi. Silahlı bir şey olsa çocuğunun üstüne atlarsın falan. Bu öyle bir şey ki üstüne de atlayamıyorsun. Hiç bir şey yapamıyorsun, bilmiyorsun başına gelen şeyi.

Sadece ben ayaktaydım. Onların ikisini gördüğümde yerdeydi. Çok kötüydü çok dehşet bir görüntüydü. Hiç kimse bana bir şey diyemez çünkü benim çocuğum bebekti. İpek gibi saçları vardı.

Korktuğunda elini ağzına götürürdü benim çocuğum elini ağzına götürecek vakti kalmamıştı. Elini ağzına götürememişti yavrum. Yeter artık bu kan dursun. Başka çocuklarımızda ölmesin”

Ağabeyi Yasin Meydan, ise duygularını şöyle dile getirdi:

“Suriyeliyi istemiyoruz. Kendi vatanlarında savaşsınlar. Bizim ülkemizde değil. Kardeşim yanımdaydı. Ayaklarımın dibinde. Ben gördüm”