Mustafa Avkıran özel hayatını anlattı
ATV'de yayınlanan "Kaçak" dizisinde rol alan Mustafa Avkıran: Ben de bütün Türk erkekleri gibi biraz geç büyüdüm. Beni büyüten herkese teşekkür ederim" dedi.
Usta oyuncu Mustafa Avkıran, ATV'de yayınlanan 'Kaçak' dizisiyle
ekrana geliyor. Canlandırdığı kötü karakterlerle hafızalarda yer
eden ünlü oyuncu, dizide 'İsmet Ali Topçuoğlu' isimli bir mafya
babasını canlandırıyor. Avkıran; hayatında iz bırakan insanları
anlattı: "Ne zaman öğrenmeye başladım bilmiyorum. Annem ve
babam, benim ilk öğretmenlerimdi. Hayatın ne olduğunu, neyin doğru,
neyin eğri olduğunu, nasıl bir insan olmam gerektiğini onlardan
öğrendim."
SEVMEYİ ANNEANNEM
ÖĞRETTİ
Annem ve babam; yemeğin sağ elle yeneceğini, sol elin mundar
olduğunu, sofraya doğru esnemenin günah olduğunu, gece tırnak
kesilmeyeceğini de öğretti. Ayrıca onlardan hastalıktan kurtulmak
için balık yağı içmenin önemini, zatürre olmamak için içime mutlaka
yün fanila giymem gerektiğini, tatillerde çalışmamın beni
büyüteceğini öğrendim.
Henüz küçük bir çocukken babam bana sigaranın zararlarını anlattı;
daha o yaşta sigaranın kötü olduğunu anladım ve hiç sigara
içmedim.
Ben de kardeşlerime bir şeyler öğrettim. Ayrıca onlardan çok şey
öğrendiğimi de itiraf etmeliyim.
Anneannem, benim hayatımda çok önemli biriydi; onu, annem kadar
sevdim. O bana; yemeğin tadını, sevmeyi, sevildiğimi ve özel
olduğumu öğretti. Kendisi Selanik göçmeniydi ve ölene kadar
yakınımdaydı. Ben, 'anneanne hikayeleri'
dinleyerek büyüdüm.
Babam astsubaydı; şimdi emekli. Mütevazı bir adamdır, çok konuşmaz.
Sükuneti, karşımdakini dinlemeyi, anlamaya çalışmayı ailemden
öğrendim.
DEDEMİN DEDESİ
KÖLEYMİŞ
Yaşadığım ülkeyi; babamın tayinleri ve göç yolları sayesinde
öğrendim. Babamın sülalesi, Yemen'den getirilmiş. Dedemin dedesi
köleymiş. Öteki olmayı, ezilen olmayı soyağacıma bakarak
öğrendim.
Büyüdüm, bütün erkekler gibi; bütün Türk erkekleri gibi biraz geç
de olsa büyüdüm. Beni büyüten herkese teşekkür ederim.
Oyunculuğu ve yönetmenliği ise sınıf arkadaşlarımdan öğrendim. Daha
doğrusu hep birlikte öğrendik.
30 yaşındayken kendi tiyatromu kurdum. O günden beri, çeşitli
mekanlar açtım ya da kuruluşlarına ortak oldum. Yaptığım işten çok
ders aldım.
Biliyorum, yolun yarısı geçti; kendime zaman ayırıp, daha çok
okuyup daha çok izleyerek, çevremi ve tabii ki sağlığımı korumaya
çalışarak yola devam ediyorum.
Tiyatro, televizyon, radyo, sinema, eğitim... Hepsi insanla
yapılıyor. Sanat bana; farklı insanlarla birlikte yaşama kültürünü
ve disiplinini öğretti.
SANATI VE POLİTİKAYI BANA ZELİHA BERKSOY
ÖĞRETTİ
Emreden ve emredilen olmayı babamdan gördüm; ne kadar öğrenebildim
bilmem. İlkokul, ortaokul, lise yıllları.. Çok şey öğrendim tabii.
Ama en çok konservatuvarda öğrendim. Bütün öğretmenlerime teşekkür
ederim; en çok da Zeliha Berksoy'a. Bugün hayatımda politika ve
sanat tartışabiliyorsam; onun emeği çoktur. n Mesleki anlamda,
Yücel Erten, ustam oldu; ondan çok şey öğrendim. Tiyatronun ne
kadar heyecan verici, yaratıcı bir iş olduğunu bir kez daha anladım
ve aşkla bağlandım. Bir daha da bırakmadım.
BİR KADIN TANIDIM HAYATIM
DEĞİŞTİ
1991 yılında bir kadın tanıdım, hayatım değişti. O bana, hayatı
yeniden öğretti; birlikte yürümeyi, yolculuk yapmayı, yoldaş
olmayı... 22 yıldır yol arkadaşım olan Övül Avkıran'a teşekkür
ederim; hem de kocaman! O kadar çok şey var ki paylaştığımız; hem
işte, hem evde, hem hayatın içinde... Yazmaya kalksam roman
olur.
SEDA KARAN /ESQUIRE