Mutfağımızdaki eczane: baharatlar

Kimyon sindirime yardımcı olur, kırmızıbiber metabolizmayı hızlandırır, körü tozu beyninizi korur, kakule hazımsızlığa iyi gelir.

Mutfağımızdaki eczane: baharatlar

Karabiberse eski çağlarda para yerine kullanılıyordu, günümüzdeyse karabiberi yemeğimizin üzerine keyifle serpebiliyoruz.. Baharatlar hem dünyamızın hem de sofralarımızın çeşnisi aslında...

Sağlığımızı korumanın doğal yolu

Tarih boyunca baharat ve şifalı bitkiler besinlere tat ve koku vermek için kullanılmıştır. Bu besinler yiyeceklere kendilerine has koku ve zenginleştirici tatlar verirler. Ancak yemeklerde kullanılan baharat ve şifalı bitkilerin insan sağlığı üzerinde çok sayıda olası biyolojik etkisi vardır. Yiyecekleri son derece lezzetli ve çekici yapan baharatlar, uzun yıllardır insanlardaki rahatsızlıkların önlenmesi ve/veya tedavi maksadıyla geleneksel ilaçlar olarak kullanılan bitkilerden elde edilmektedir. Bitkilerden ayrılan fitokimyasallar pulmoner (akciğer vb.) hastalıkların, kardiyovasküler rahatsızlıklar, diyabet, obezite ve kanser gibi çeşitli hastalıkların tedavisi için mevcut olan ticari amaçlı ilaçların büyük kısmının keşfi açısından harika birer kaynak olmuşlardır. Baharat ve şifalı bitkiler sağlığımızı korumanın doğal araçlarıdır.

Kakule

Eğer Hint restoranında yemek yediyseniz, büyük olasılıkla kakuleyi biliyorsunuzdur.Kakule aslında zencefil ailesinin bir üyesinin kurutulmuş ham meyvesidir. Oldukça aromatik, turunçgil benzeri, mentol esintisi veren çiçek kokulu tohumlar içerir. Çoğu Hint lokantasında bu tohumlardan yapılan küçük bir karışım, yemek sonrası sunulan nane şekerleri gibi restoranın girişine ya da yazar kasının yanına konulur. Bunun sebebi, kakule tohumunun çiğnendiğinde nefesi inanılmaz bir şekilde tazelemesidir.

Dünyanın en eski baharatı

Bir baharat olarak kakule tohumları bütün ya da ufalanmış halde kullanılabilirler. Kakule aslında dünyanın en eski baharatlarından biridir. Günümüzde kakule, Mısır'da yemekleri ve kahveyi tatlandırmakta kullanılır. Özellikle Fransa'da parfüme aromatik madde olarak katılır. Fakat kakule yemek sonrası ağzınızı tatlandırmanın ötesinde bazı durumlarda da etkilidir. Karaciğer sağlığı ve yağ metabolizması açısından önemli olan safra akışını harekete geçirir. Bu lezzetli baharatın sağlık açısından faydası oldukça fazladır: eski çağlardan bu yana sindirimi kolaylaştıran yardımcı bir madde olarak kullanılmıştır, mide kramplarını gidermesi, hazmı kolaylaştırması, balgamı kesmesiyle de bilinir. Mide ve bağırsaklarda gazla ilgili rahatsızlığı olanlar için de harika bir çözümdür.

Gerçeği pahalıdır

Kakuleyi tüketmenin harika bir yolu çayını içmektir ki bunu yaklaşık iki çay kaşığı tohuma kaynar su dökerek kolayca yapabilirsiniz. Beş dakika kadar bekleyin, sonra süzüp tohumları atın ve o güzel aromasının tadına varın!

Gerçek kakule pahalıdır, fiyat olarak safrandan sonra gelir. Kakuleyle ilintili bitkilerden elde edilen ve kakule olarak satılan çok sayıda değersiz bitki mevcuttur. Sadece 'elettariacardamomum' ki botanikteki adıdır, gerçek kakuledir.

Dikkat etmekte fayda var !

Safrakesesi taşı olanların kakuleyi tüketmemeleri gerekir..

Kimyon

Kimyon alerji semptonlarını azaltır. Kimyon aynı zamanda siyah tohum ya da nigellasativa olarak da bilinir ki önemli ve şifalı bitkidir. Arap, Asya  ve Afrika ülkelerinin çoğunda, siyah tohum yağı özellikle alerjiler olmak üzere bir dizi hastalıkta doğal ilaç olarak kullanılır. Siyah kimyon tohumundan elde edilen yağ ile yapılan dört değişik araştırmada, hastaların alerjik semptomlarında önemli düşüşler gözlemlenmiştir. Araştırmalardan biri, bu yağın göğüs kanserinde bazı hücrelerin, en azından test tübünde, faaliyetlerini durdurmakta etkili olduğunu ispatlamıştır.

Hint tıbbında kimyon sakinleştirici şifalı bir bitki olarak dikkate alınır. Mide  ekşimesini azaltır ve hazmı kolaylaştırır. Tohumlarını kaynatıp demlenmelerini bekleyerek harika bir çay yapabilirsiniz, kimyon tohumları hazma yardımcı olması maksadıyla sık sık bu şekilde kullanılabilir. Tohumların temel yağı antimikrobiyal (mikrop karşıtı) dir.
Kimyon iyi bir demir kaynağıdır ki bir yemek kaşığında neredeyse 4 mg demir vardır. Aynı zamanda 22 mg magnezyum, 107 mg potasyum ve 56 mg kalsiyum içerir.

Hardal tohumları

Hardal torumu turpgilllerin bir üyesidir ki bu özellik, bu besini süperstarların arasına sokar. Turpgiller ailesinin diğer üyeleri lahana, brokoli,  brüksel lahanası ve yabani lahanıdır. Bu besinlerin hepsi indol, izotiyosiyanat, sülforofan gibi kanserle savaşan maddeler açısından oldukça zengindir. Amerikan Kanser Topluluğu'nun da önerdiği sağlıklı beslenme yöntemlerinden biri; turpgiller ailesindeki sebzeleri düzenli olarak beslenmemize dahil etmemizdir.

Tümör oluşumunu önlüyor

Bitki dokusunun zarar gördüğü anda meydana gelen enzimsel bir reaksiyonla, mesela bitki çiğnendiğinde büyük bir hızla izotiyosiyanatlar oluşur ki bu izotiyosiyanatların, insanları kansorejenlere karşı korumak gibi çok önemli rolleri olduğunun keşfedildiğini daha önceki yazılarımda belrtmiştim. Hardal tohumları, tümör oluşumunun önlenmesi ve tümör hücresinin ilerlemesinin durdurulması konusunda önemli bir rol oynamaktadır.

Tohumu tarihe de kök salmıştır

Aslında hardal ve hardal tohumunun şifali bitki tarzında kullanımı fitokimyasallar hakkında var olan araştırmalardan çok öncelere dayanmaktadır. İlk başlarda hardal bir besinden ziyade tedavi edicibir ilaç olarak kullanılmıştır. Modern tıbbın babası Hipokrat hardalı her tür ilaç ve yara lapasında kullanmıştır.

İyi hardal iştahı artırıp kan dolaşımını harekete geçirebilir, toksinleri etkisiz kılabilir.

Biberiye

Biberiyenin şiirsel ve romantik bir geçmişi vardır. Akdeniz bölgesi, Fransa 'nın güneyi ve Portekiz' de yetiştirilir. Üzerinde güzel küçük mavi çiçekler taşır ki efsanesi de buraya dayanır. Güzel kokusundan dolayı 14. yüzyıldan bu yana aromaterapide kullanılmaktadır. Asırlardır şifalı bitki uzmanları tarafından bilinip takdir edilen tedavi edici özellikleri ise günümüzde yapılan araştırmalarla ispatlanmıştır.

Karaciğeri koruduğu ispatlanmıştır

Biberiyenin sağlık açısından faydalı olmasının nedeni içeriğinde bulunan kafeik asit ve rozmarinik asit, terbenler ve monoterbenler adlı bitki bileşkeleri, E vitamini gibi antioksidanlar ve flavonoidlerdir. Antiinflamatuar özellikleri vardır; astım, karaciğer rahatsızlığı ve kalp hastalıklarına neden olan inflamasyonun (iltihabın) azalmasına yardımcı olabilr. Biberiyenin göğüs, kolon ve deri gibi kanser türlerini  önleme olasılığı hakkında heyecan veren araştırmalar yapılmaktadır. Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen incelemelerde biberiye yağının karaciğeri koruduğu ve tümör oluşumunu önlediği ispatlanmıştır. Bu yağın aynı zaman da az da olsa antibiyotik ve antiviral (virüs karşıtı) etkisi vardır, bu da büyük olasılıkla içerdiği terbenlerden kaynaklanmaktadır.

Alzheimer ilacı gibi iş görür

Modern bilmin ışığı altında biberiyenin, beyindeki önemli bir nörotransmitter olan, hafıza ve sağlıklı beyin fonksiyonları için gerekli asetilkolinin kırılmasını önleyen çeşitli bileşkeler içerdiği ortaya çıkarılmıştır. Aslında Alzheimer için kullanılan bazı ilaçlar da  benzer şekilde savaşarak işe yarar. Biberiye yemeklerde geniş çapta kullanılan şifalı bir bitki olmanın yanı sıra, kendine özgü güzel kokusundan dolayı sık sık sabun ve kozmetiklerde de kullanılır. Aromaterepistler biberiye yağını banyo ve masaj losyonlarında kullanır, tedavi ve mutluluğu artıran canlandırıcı bir niteliği olduğuna inanırlar.

Bilmeye değer

Uygun miktarda kullanıldığında kaydedeğer hiçbir yan etkisiyle karşılaşılmamıştır. Ancak  hamilelikte kullanılmalıdır.

Karabiber

Karabiber tat alma cisimciğini uyarır ki bu da midedeki hidroklorik asit üretiminin artmasına ve hazmın kolaylaşmasına yardımcı olur. Biber uzun bir süre mide bulantısını gidermesinin yanı sıra, iştah açma özelliğiyle de bilinmektedir. Ayrıca karabiber, bağırsaklardan gaz atımına yardımcı olabilecek şifalı bir bitki ya da hazım yardımcısıdır.

Eskiçağlarda, karabiber para yerine kullanılıyordu ve tanrılara armağan olarak sunuluyordu. Şimdi ise soframızın vazgeçilmezlerinden.

Banu TOPALAKÇI