Necati Akpınar ile..

NECATİ AKPINAR İLE "BKM" BİR FİLM, EĞLENCE 'TEKEL'İ Mİ, YOKSA 'KARTEL'Mİ?

Necati Akpınar'ı Türk sinemasının uzun zamandır kaderini belirleyen adam diye tanımlıyorlar.

Bir de: 'bir anlamda alemde kraldır ama sokakta kimse fark etmez esas kralın o olduğunu.  '... bu amca da yıldızları kontrol eder ama İstanbul sokaklarında kimse kontrolün onda olduğunu bilmez.' diye yazmışlar ekşi sözlükte.

Yazımızda bahse konu olan BKM'nin Necati Akpınar'ı. BKM'nin bilinen diğer bir ortağı ise Yılmaz ErdoğanDiğer gizli ortakları bir Allah biliyor bir ben biliyorum.

Türk sinemasının kontrolünün onlarda olduğu çok belli, en izlenmeyecek çöp olmuş bir filmi bile 16 hafta gösterimde tutup 1.5 milyon seyirci yaptırmadan salmıyorlar. Şimdilik bir örnekle geçelim, zamanı geldiğinde çoğaltmak mümkün.

İşin siyasi yanını geçelim ama sanatçıları Sermiyan Midyat bir röportajında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler'in 'Hükümet Kadın'ın Mardin Galasından pek memnun kaldığını filmin mesajlarını kastederek "Bizim hükümetin yapmak istediği de bu" demişti. Bu sözleri, BKM'nin Medyadaki kadrolu köşe yazarlarından Şirin Sever röportajında net.

Andımızda bu filmde son defa okunmuş, bütün bunlar devletin o günkü stratejisinden uzak olmadıklarını gösteriyor.

Görünen o ki Necati Akpınar çoktan Türker İnanoğlu efsanesine nal toplatır duruma gelmiş filmler, diziler, proje organizasyonları sayısız, çok az yer bırakmış kendine biat edenlerin dışında kalanlara.

Artık Kartel ünvanını hak ediyor sinemanın bu yeni 'God Father'ı...

Necati Akpınar'ın işine karışacak değilim ancak ben enayi biri hiç değilim. Hükmettiği sinemada ve Türk Filmlerinin geldiği noktada alarm zilleri çalıyor. Harcanan muazzam paralar iyi sinema yapmaya yetmedi.

Sahibi olduğu Beşiktaş Kültür Merkezini 11 Kasım 1994'te Yılmaz Erdoğan'la kurmuş, bünyesinde faaliyet gösteren yapım ve dağıtım şirketi eğlence sektöründe en ağırlığı olan şirket diye tanımlanıyor, yazılanlar bu.

Film işine 2000 yılında Vizontele ile başlamışlar, hemen ardından G.O.R.A geliyor.

G.O.R.A aslında onların yapımı değil, çekimleri 2002 yılında başlıyor, 2004 yılında gösterime giriyor film. Türk sinemasında en pahalı yapımlardan biri olarak adı geçiyor Filmin yapımcılığı sahipliği Uzan Ailesi'ne ait ancak Uzan Ailesi'nin bankalarına devlet el koyunca, film de TMSF kontrolüne geçiyor ve filmi BKM Cem Yılmaz aracılığıyla satın alarak tamamlayıp yayımlıyor.

İkinci filmleri TMSF'ye devredilen yani devletten ucuza satın alıp çok kar ettikleri bir film. 5 Milyon dolar bütçeye 26.2 milyon dolar hasılat hemde fazla yorulmadan hazır bir filmden hiç fena değil. Zaten ne Vizontele ne daha sonra gelen AROG bu hasılatı yakalayamamış.

Özet ilk ateşleme devletten, TMSF'den.

Şimdi hatırı sayılı bir film sayıları var portföylerinde ve diziler, organizasyonlar, solonlar falan filan.

Tekel tanımı Necati Akpınar BKM için hafif kalır ve onları küçümsemek olur, elbette tek firma da değiller aynı alanda faaliyet gösteren ama BKM'nin dahası var, Kartel demek daha doğru gibime geliyor çünkü aynı alanda faaliyet gösteren işletmelerin bir araya gelerek tekelleşmesi durumu gözüken.

Bunun serbest piyasa koşullarında istenmeyen bir durum olduğu malum.

Necati Akpınar bu durumu 'Uzlaşmacı' kişiliğiyle izah etsede gerçek bu.

Bir röportajında: "Dışarıdan çok büyük bir sektör gibi algılanıyor ama benim görüşüme göre; dar bir alanda omuz omuza duran kişiler gibiyiz. O kadar azız yani! Dolayısıyla birbirimize ters düşmek gibi bir durum olmamalı." diyor.

Yani herkes aynı koşu bandında birbirine parallel koşacak belki sanatsal kaliteyi yakalayamamaların nedeni bu, fark yaratamama,sorunu  Akpınar devamında şöyle diyor: '….Hele ki oldu, o gün benim için çok daha önemli olduğunu bildiğim bir toplantım dahi olsa iptal eder, belki başkasının gözünde çok daha önemsiz olan o sıkıntıyı çözmeye giderim. Onlara 'Nedir husumetimiz? Belki bugün, belki de önümüzdeki yıl, sizinle karşı karşıya geleceğiz, nedir sorunumuz çözelim...' derim."

Burada açıkça dostça çözelim karşı karşıya geleceksin benimle nasılsa iması var.

Kartel'ler böyledir. Ancak asla samimi değildirler, esir almaya, madden yahut manen bir zaaf ararlar insanlarda, suni girdaplar oluştururlar ve kaçınılmaz son. Biat edersin. Merhum Fahrettin Aslan'dan bilirim bu acımasızlığı...

Benim BKM, Necati Akpınar ile hiç bir husumetim yok dolayısıyla karşı karşıya gelmemiz hayatta mümkün değil, hatta ayıracağım bir vakit bile olmaz, olamaz aracıya tefeciye boş yere gerek yok....

Ama BKM bu hali ve gücüyle  sanatçının karşısında ciddi bir kartel. Kaliteyi getirerek rekabeti engelleme gücü onun elinde.

Bu tip anlaşmalar ve yine hükümetler tarafından önlenerek hükümetler tarafından rekabetin ülke içerisinde yaygınlaştırılması amaçlanır.

Yeşilçam'da anlaşılan Kral değişmiş.

Birde filmlerinde değişen sosyoloji, ve siyaset, hoş onlarda değişir bu gün olduğu gibi.

Necati Akpınar BKM filmlerinin hangi sosyolojiden ilham aldıklarını herhalde akademik olarak  araştırıyordur, yoksa onun kitabını da kendi yazabilir.

Aslında başka araştırmalarda herhalde yapılacaktır BKM dolu dolu anlaşılması gereken bir yer çünkü Türk Sineması'na hükmetti ve devam ediyor.

Gelecek ile ilgili kendi yorumu ise bunu pek takmadığını gösteriyor şöyle demiş:

"…..Biz yaptığımız işleri hesap ederek yapmadık. Ben 17 günlük programımı net çizen biri değilim. Nerede 17 sene sonrası..."

Lakin Sinema sektörü Dünya'da net hesaplar üzerinden gidiyor, Trump'ın Maliye Bakanı'nın da Hollywood yatırımcısı olduğu düşünülürse, yani sanatçılar sokakta yatırımcıları başta!

Bakarsınız bir gün belli mi olur Necati Akpınar Maliye'nin başında sanatçılar sokakta olur.

Allah bu ülkenin hakiki sanatçılarına, sinemacılarına, gerçek yeteneklerine kolaylık versin işleri hiç kolay değil. İşleri Necati Akpınar'ı anlamak çözmekten geçiyor. Hükmettiği starlarının aksine mütevazi bir çizgisi olan övünürken görmediğimiz bir adam. Velhasıl yaman bir adamın Kartelciliği var eğlence alanında, bizim usul, Türk Karteli deyip ırkçılık yapmayalım. Çünkü bu çok orijinal bir kartel!

Sacit ASLAN