Neden bir başkası değil de o?
Neden bir başkası değil de o?
Gözleriniz kalabalık bir odada birbirini bulur… Sen hissedersin, o
hisseder. Peki bu hissedilen ‘şey’ tam olarak nedir? Başka
sözcüklerle, iki insan arasındaki kıvılcımlara sebep olan nedir? Bu
soru bilim adamlarının, şairlerin ve sıradan insanların kafasını
meşgul etmeye devam ediyor. Fakat sizi ölüm ayırana dek birlikte
olabileceğiniz doğru insanı arıyorsanız, modern araştırmaların
bulduğu bazı cevapları bilmek istersiniz herhalde.
Benzer kişilikler
Masallar, bambaşka tabakalardan çiftlerle dolu olsa da Sindrella
misali hikayeler gerçek hayatta nadiren gerçekleşir. İnsanlar
genellikle eğitim, zeka, inanç ve maddi statü açısından kendilerine
benzer insanları çekici bulur. Birisiyle ilgili neyin benzer olduğu
her zaman hemen aşikar olmaz. “İnsanlar kendilerine tanıdık olan
bir tavırla yaklaşan birisine kimyasal çekim duyabilir çünkü bu
bildikleri bir dinamiktir” diyor Lisa Firestone, Sex and Love in
Intimate Relationshipsadlı kitabın yazarı ve klinik psikolog.
Alkolik bir babayla büyüyen bir kadın, örneğin, asi bir aktörle
birlikte olabilir; benzer şekilde sağı solu belli olmayan bir
adamla ama çok daha pozitif şekilde. Yani eğer ilişkiniz
geçmişinden bir dinamiği barındıyor ise şaşırmamalısınız.
Neden birbirini tamamlayan insanlar bağ kurar
Kız son derece düzenli; adam daimi dağınık. Adam ev kuşu, kadın
parti delisi. Birbirine tamamen zıt pek çok çift görmüşsünüzdür.
Yani zıt kutupların birbirini çektiği doğru mu?
Tam olarak değil. “Zıt olanlar arasında inanılmaz bir çekim olur ve
ilişki neredeyse tamamen tutku üzerine kurulmuştur” diyor
Firestone. “ Ama eninde sonunda ilk zamanlar onları bir araya
getiren her şey birbirlerinden nefret etmeleri için birer sebebe
dönüşebilir.”
Daha iyi bir eşleşme, birbirini tamamlayan ama tamamen tezat
olmayan kişiliklerin bir araya gelmesi ile sağlanabilir diyor
uzmanlar. “Bazen sinirli bir insan rahat biri sayesinde
sakinleşebilir, ya da belki fazlasıyla enerji sahibi biri tembel
biri için motive edici bir etkiye sahip olabilir ve bu iki taraf
için de gayet iyidir” diyor Firestone.
Aynı şekilde, birbirine fazlasıyla benzeyen insanların birlikteliği
yeni deneyimleri kaçırmalarına sebep olabilir. “Eğer ikisi de riske
girmeyen insanlardansa, hiçbir zaman kovalamaları gereken
fırsatların peşine düşmezler” diyor ilişki terapisti ve Will Our
Love Last?’ın yazarı Sam Hamburg. “Benzer şekilde risk almayı seven
iki insanın birlikteliği de çiftin başının beladan kurtulmamasına
sebep olabilir. Ama birbirlerinden farklı düşünebildiklerinde,
mantıklı bir diyalog sayesinde daha isabetli kararlara
varabilirler.”
Tamamlayıcı çiftler de risk taşır elbet, farkların daha da
derinleşmesi her zaman mümkün. “Birisi dengeleyici roldeki bir
başkasıyla beraber olduğunda, diğeri kutuplaşır: Sessiz insan daha
çok sessizleşir ve konuşmayı seven kendisini ilişkinin sözcüsü ilan
edebilir!” diyor Firestone. “Birisi sadece diğeri yanında
iken tam bir insan, bir bütün olduğunu düşünebilir. Ve insanlar
bunu yaptığı zaman, ilişkinin kalitesi düşmeye meyillidir.” Yani
çiftler, partnerlerinin güçlü olduğu yönleri kol değneği gibi
görmemeli ama kendi güvenli alan ve pozisyonlarından dışarı çıkmak
ve izleyip öğrenmek için bir fırsat kabul etmelidir.
Kimya arkasındaki kimya
Genetik, biyoloji ve nöroloji alanlarındaki bilimsel buluşlar
uzmanlara romantik çekimin gizemini çözmelerinde yardımcı
oluyor.
Fisher, söz gelimi, vücut kimyası üzerindeki bilgisini kimin
kiminle ve neden yakınlaşabileceğine dair bir teori üzerinde
kullanmış.
“Belirli genler, hormonlar ve sinir taşıyıcıları, spesifik kişisel
özelliklerle bağlantılıdır” diyor. “Mesela, testosteron
bağımsızlıkla ilişkilidir. Hepimizde bu kimyasallardan var, ama
bazılarımızda bu kimyasallardan kimisi diğerlerinden daha
aktif.”
Sonuçta? Bilgileri yeniden gözden geçirdikten sonra, Fisher, kilit
kimyasalların (serotonin, östrojen, dopamin ve testosteron)
aktivite oranlarına göre, insanları 4 gruba ayırıyor:
Yapıcı
Baskın kimyasal: Serotonin (yatıştırıcı duygular ve sosyallikle
bağlantılı)
Kişilik: Sakin, yönetici, özenli, evcil ama sosyal
En iyi uyum: Kaşif
En kötü uyum: Yönetici
Aracı
Baskın kimyasal: Östrojen (yaratıcılık ve önsezi ile
bağlantılı)
Kişilik: Hayalperest, sempatik, sosyal yönden kalifiye,
idealist
En iyi uyum: Hepsi
En kötü uyum: Hiçbiri
Kaşif
Baskın kimyasal: Dopamin (merak ve kendiliğindenlik ile
bağlantılı)
Kişilik: Risk alan, spontane, meraklı, uyumlu
En iyi uyum: Kurucu
En kötü uyum: Yönetici
Yönetici
Baskın kimyasal: Testosteron ( bağımsızlık ve rasyonel düşünce ile
bağlantılı)
Kişilik: Odaklanmış, yaratıcı, gözü pek, mantıklı, kesin
En iyi uyum: Arabulucu
En kötü uyum: Kurucu
Bu dört mizaç, uygun partneri bulmak için bir kılavuz niteliği
taşısa da Fisher aşk hakkındaki esrarın hiçbir zaman tamamen
çözülmeyeceğini kabul ediyor. “Aşkta sihir olduğu su götürmez bir
gerçek” diyor, “ama kültür ve biyoloji önemli rol oynuyor. Aşık
olmaya hazır olduğunuzda ve tamamlayıcı kimyasal profili olan
biriyle tanıştığınızda, çekimi hissedersiniz