Onlarda estetik yok bizim içimiz fesat!

Onlarda estetik yok bizim içimiz fesat!


Bu estetik müdahale işi çok riskli. Ayarı kaçırmazsan her dem tazesin, ayar kaçarsa alemin maskarası...

Fakat bu konuda anlamadığım bir nokta var ki o da yaptırılan işlemlerin saklanması.

Tamam sen saklıyorsun da, güzel kardeşim bizim gözümüzü ne yapacaksın? Hafızalarımızı mı sileceksin?

Türkücü Ceylan kardeşim çıkmış ekrana "Vallahi bende öyle söylenildiği gibi çok estetik yok. İşte biraz burnum, biraz dudağım..." sayıyor...

Yahu daha ne olsun?

Allah gecinden versin emri hak vaki olup huzura çıktığımızda, Allah yarattığı kulunu tanımayacak "Ben böyle bir şey göndermedim " diyecek... Bunlar hala "Bende estetik var ama çok az" diyor.

Kim mi onlar?

Ohoo liste uzun...

Ajda Pekkan, Seda Sayan, Deniz Akkaya, Seren Serengil, Gülben Ergen, Petek Dinçöz, Funda Arar, Ebru Şallı, Demet Akalın, Sezen Aksu, Sertab Erener...

Hepsi doğuştan böyleydi de işte, kiminin burnunda et vardı, kiminin çenesinde sivilce, onu düzelttirdiler sadece...

Aldırılan kilo kilo yağlar da sayılmaz mesela.

Haa bir de çok spor yapıyorlar ondan.

Hele Ebru Şallı, ilk çıktığı zamanlardan bu zamana kadar olan mucizevi değişimini pilatese borçlu!

Pilatesin çene kemiğini inceltme, elmacık kemiklerini şişirme, dudakları iki katına çıkarma, cildi tef gibi germe özellikleri olduğunu eminim bu sporu icat edenin kendisini bile bilmiyordur!

Hem hafızalarımızın hem de gazete arşivlerinin varlığı ortadayken "Benim yaşım daha minnacık, estetiğim de varla yok arası" demenin kendilerini gülünç duruma düşürdüğünü neden fark edemiyorlar acaba?

Bazıları 20 küsur senedir piyasadalar ama aralarında daha 40'ı gören yok çok şükür!

Bazılarınınsa sevgilileriyle aralarında 15-20 yaş fark var ama onlara sorsan taş çatlasın 7-8!

Yahu ne yapsanız, ne deseniz millet sizin neştersiz zamanlarızı da çok iyi hatırlıyor, yaşınızı da...

Delikanlı olup "Yaptırdıysam yaptırdım kardeşim! İmkanım vardı, gözüme çirkin gelen her yerimi yeniden yaptırdım size mi soracaktım?" diyen çıksa gidip ilk ben alnından öpeceğim.

Haydi diliniz 'bende estetik yok' diyor... Peki o yüzünüzdeki ifadeyi ne yapacaksınız?

Ne kadar estetik operasyon geçirirseniz geçirin yüzdeki yılların verdiği o yorgunluk gitmiyor, silinmiyor.

Cilt istediği kadar gerilsin ruhun tazeliği artık ifadeye yansımıyor.

Bu yüzdeh bırakın sizi sevenlerin zekasını küçümsemeyi de, ekranlara çıkıp "Estetik değil de küçücük, minicik bir müdahale yaptırdım" demeyi bırakın.

Ayıp ve komik oluyor!




Bu fotoğraflar yayınlanıp da millet eleştiriye başladığında; birden inkara kalkışıp "Yooo bende estetik, dolgu falan yok. Parlatıcıyı fazla kaçırmışım da ondan öyle görünmüş dudaklarım" falan dersen, işte o zaman artık arkandan teneke çalınmasını, dalga geçilmesini sonuna kadar hak edersin!

Kısacası böyle durumlarda, aranmayacaksın.
"Yaptıysam yaptım, evet size göre şebeğin mabadına döndüm belki ama ben memnunum, size ne kardeşim" demeyi bileceksin.

Deniz SekiHülya Avşar ve benzerleri gibi; kilolarından, selülitlerinden utanıp yok "Onlar ters ışık", yok "Fotoğrafı deforme etmişler", yok "Ben aslında öyle değilim" gibi ezik açıklamalarla, insanların gözünde minik matruşkalara dönmeyeceksin. Açıklama yaptıkça, kendi içlerinden daha da küçülmüş olarak çıkıyorlar, söylüyoruz işte, böyle yapmasınlar.

























Sacit ASLAN