Özge Özberk anneliği çok sevdi!
Özge Özberk, sekiz ay önce anne oldu ve oğlu Leo’yla yepyeni bir hayata başladı. İşte haberin detayları...
- Çok keyifli ve güzel. Anneliğin tarifi yok bence. Aslında annelik bir yandan da kaygı verici bir şey çünkü hayatınız bir anda soru işaretleriyle doluyor. Hayat “acaba”larla geçiyor. “Acaba mutlu mu? Acaba neden ağlıyor? Acaba ateşi neden çıktı?” gibi kocaman soruların içinde kaybolurken, bir yandan da kocaman bir mutlulukla yoğruluyorsunuz.
Annelik sizi değiştirdi mi?
- Aslında bunu beni tanıyanlara sormak gerek, ama sanki daha bir yufka yürekli oldum.
Emziriyor musunuz?
- Doğduğu günden beri emziriyorum ve bünyem elverdiği sürece emzirmeye devam edeceğim. Altı aya kadar gayet güzel emdi, şimdi ek gıdalara da başladık. Bana kalsa ilkokula başlayana kadar emziririm! Şaka bir yana, gittiği yere kadar emzirmeye devam edeceğim. Doğumdan sonra çalışan anneye verilen üç aylık emzirme süresi çok az bence, her röportajımda bunu özellikle dile getiriyorum. Hem ilk altı ay sadece anne sütü diye kampanyalar yapıp hem de doğumdan üç ay sonra annenin doğum iznini bitirmek çok saçma. Bebeğin anneye ve süte ihtiyaç duyduğu en önemli zaman ilk altı ay.
ŞİMDİ BİR DE KIZIM OLSUN İSTİYORUM
Kızınız mı olsun istiyordunuz, oğlunuz mu? Var mıydı içinizden geçen bir şey?
- Açıkçası oğlumun olmasını istiyordum ama şimdi de acayip şekilde kızım olsun istiyorum.
Bu durumda Leo’nun bir kardeşi olacak gibi görünüyor?
- Yakın zamanda bir çocuk daha düşünmüyorum fakat ilerleyen zamanlarda neden olmasın? Hele Leo gibi çocuklarımın olacağını bilsem beş tane daha doğururum. Çünkü Leo çok keyifli bir bebek, arıza çıkarmıyor. Bana çok güzel bir annelik yaşatıyor.
Hamileliğiniz nasıl geçti?
- Gayet güzeldi, çalışmadığım için rahattım. “Yol Arkadaşım” dizisi bittikten hemen sonra hamile kaldım, sonra da bir sezon çalışmadım. O koltuk senin bu koltuk benim modunda bol bol dinlendim, film seyrettim, kitap okudum. Bir de hamile olduğum dönemde Domuz gribi yaygındı. Korkudan dışarı bile çıkmadım neredeyse.
Bu durum sizi sıkmadı mı?
Hayır, zaten çok gezen tozan biri değilimdir, bu yüzden zorlanmadım.
Hamileliğinizde kaç kilo aldınız?
- 15 kilo.
Şu an gayet formda görünüyorsunuz
ama...
- İki kilo kadar bir şey kaldı. Yeni doğum yapmış annelere en büyük
tavsiyem, doğumdan sonra kiloları bir anda vermeye çalışmasınlar,
çünkü bu kiloların bir anda gitmesine imkan yok. Nasıl kilolar
dokuz ayda alınıyorsa, doğumdan sonra da yine en az dokuz ay
geçmeli.
EVDE HAYVAN OLMASI ÇOCUĞA YARARLI
Leo’ya siz mi bakıyorsunuz?
- Ben bakıyorum
fakat bir de yardımcım var. Leo doğduğundan beri günlük tutuyorum,
her gün neler yediğini, neler yaptığını yazıyorum. Şimdi ilk
sayfaları açıp okuduğumda ne kadar uzun yol kat ettiğimizi fark
ediyorum.
Leo’nun ismini kim koydu?
- Eşimle birlikte koyduk. Leo çok güzel bir isim, hem akılda halıcı
hem de kısa ve öz. Birçok yerde eşimin de benim de Aslan burcu
olduğumuz için Leo adını koyduğumuz yazıldı, ama alakası yok. Bunu
düşünmüş olsaydık, burcunun Aslan olmasını sağlardık.
Evinizde bir kedi besliyorsunuz, hijyen açısından bir
problem oluyor mu?
- Hayır. Hamileliğim sırasında doktoruma danışmıştım ama zaten onun
da iki kedisi vardı ve kedi köpek gibi hayvanların bulunduğu
ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklıklarının daha güçlü
olacağını söyledi. Ben çocukken bizim evde de bir sürü hayvan vardı
zaten.
Neler vardı mesela?
- Kedi, köpek, sincap, balık, kaplumbağa, kuş... Bin tane hayvanın
bulunduğu bir evde büyüdüm. Bu yüzden kedimizin aşılarını
yaptırdığımız sürece Leo için de problem yok.
Eşiniz bebek bakımında yardım ediyor mu?
- Ediyor tabii, etmez olur mu? Yardımcım yemek yaparken, benim bir
yere gitmem gerektiğinde gözüm kapalı babasına teslim ediyor ve
gidiyorum. Bu çok büyük lüks.
BU PROJEYE KİM OLSA DESTEK VERMEK İSTER
“Adım Adım Büyüyorum” projesine nasıl dahil oldunuz?
- Zaten uzun zamandan beri bir sosyal sorumluluk projesinde yer
almak istiyordum. Haziran ayında da karşıma “Adım Adım Büyüyorum”
çıktı. Projeyi anlattıklarında hiç düşünmeden kabul ettim.
Projede sizi en çok cezbeden ne oldu?
- İşin içinde bebeklerin bulunması ve proje sonunda bir
rehabilitasyon merkezi kurulacak olması. Engelli arkadaşlarımızın
eğitimi için çok büyük bir adım olacak bu proje. Kim olsa elinden
geleni yapadı. Önemli olan anne ya da baba olmak değil, birbirimize
destek olmak.
ÇOK ÇEKİNGEN BİR ÇOCUKTUN BKM’YE GİRİNCE FENA AÇILDIM
Siz nasıl bir çocuktunuz?
- Çok çekingen, sıkılgan ve ürkek bir çocuktum. Minibüsteyken
“İnecek var” demeye çekinirdim! Misafirliğe gittiğimizde annemin
kolunun altından çıkmaz “Hadi gidelim” diye tuttururdum. Ta ki
BKM’ye girene kadar. Ondan sonra bir açıldım “Bu durakta inecek
olan varsa bana söylesin, paraları ben toplarım” şeklinde!
Müge Serçek