Pelin Akil ve Onur Tuna iddialı filmin başrolünde buluştu
Oyuncu kadrosunda Engin Şenkan, Necip Memili, Mustafa Kırantepe, Yasemin Baştan, Aslı Tandoğan, Tuğba Daştan, Nehir Gökdemir ve çocuk oyuncu Azra Aksu'nun yer aldığı 'Son Akşam Yemeği'nde 'Atatürk’ü Onur Tuna, 'Latife Hanım’ı Pelin Akil canlandırıyor.
CineGenna Pictures yapımı 'Son Akşam Yemeği'nin yaratıcı yapımcılığını Esra Seyrekbasan üstlendi. Ön hazırlık çalışmaları yaklaşık iki yıldır süren filmin senaryosunu Ayla Hacıoğulları ile Vilmer Özçınar kaleme aldı. Yönetmen koltuğunda ise Levent Onan oturuyor.
A. Selim Tuncer (Yapımcı): Cumhuriyet’in 100'üncü yılını kutladığımız bu günlerde 'Son Akşam Yemeği' filmimiz ile etnik köken, dil, din, siyasi görüş ayrılığına düşmeden herkesi Cumhuriyet’in 100'üncü yılı masasının etrafında toplamak istedik. Kenetlenmiş bir millet olabilmemiz için buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyor ve bir sinema eseriyle bu ideale mütevazı bir katkıda bulunmak istiyoruz.
Vilmer Özçınar (Senarist): Fikirler ana karnına düşen cenin gibidir. Nasıl büyürse, öyle gelişir. “Son Akşam Yemeği” de bizim için öyle oldu. Biz onu çok sevdik. Doğurduk, büyüttük yönetmenimize teslim ettik. Bizim için çok ayrıcalıklı bir proje.
Ayla Hacıoğulları (Senarist): Uygun toprağı buldu ve şimdi de boy veriyor o çocuk. Sanatın birleştirici gücünden kimsenin şüphesi yok. Tarihleri, coğrafyaları, insanları ve hikayeleri birleştiriyor sanat. Biz bunun gücüne sığınarak, arkamıza bunu alarak bir birlik, bir devam hikayesi kurguladık. Bu film aslında Cumhuriyet’in kurulduğu ve Osmanlı’nın sanki sona erdiği geceyi anlatıyor gibi oysa ne kadar bitti dersek diyelim soframızda yemeği, aklımızda hatıraları var. Dolayısıyla tam olarak hiçbir şey bitmiş değil. Biz o anılarla, o mirasla yolumuza devam ediyoruz. O farklılıklarla, farklı görüşlerle, bunları bir arada toplamayı başararak yolumuza devam ediyoruz ve bugünden Cumhuriyet’in 100'üncü yılından geriye doğru bakıp bir film yapıyoruz.
Onur Tuna (Atatürk): Bir korku kapladı içimi, daha sonra hikâyeyi okumaya başladım. İçerisinde çok farklı doneler vardı. Bugüne kadar anlatılmış bütün Atatürk hikâyeleri tabii ki hepsi bizim için çok önemli ancak bu konuya daha farklı bir yerden yaklaştığını düşünüyorum senaryonun. Ufak bir kız çocuğunun gözünden yaklaşıyor. Aslında Mustafa Kemal anlatımı bekliyorken, Çankaya Köşkü’nün mutfağını anlatan bir film yapıyoruz. Atatürk bu hikâyenin içerisinde bir yardımcı kahraman diyebilirim. Çünkü asıl anlatmak istediğimiz şey, Türk milletinin kendine ait olduğu, egemenliği ve hakimiyetidir. Kendi kendini yönetebilmesidir. Bunu, hangi evrelerden geçerek bugünlere geldiğimizi anlatmaya çalışan bir film var ve çok lokal, çok küçük bir hikaye içerisinde devleştirerek yapan bir hikâye var.