Rahim ağzı kanseriyle ilgili bilinmeyenler...
Rahim ağzı kanseri, dünyanın en hızlı kontrol altına alınan kanser türü olarak bilinir. Smear testiyle erken teşhis edilen hastalığın aşısı ise korunmada etkilidir. Erken evrelerde tedavi başarılı olur...
Human Papilloma Virüsü’nün (HPV) etken olduğu
kabul edilen rahim ağzı kanseri; çok erken dönemde belirti vermez.
İleri evrelerde en sık görülen belirtisi ise genital kanamadır.
Kanama, çok şiddetli olabileceği gibi lekelenme şeklinde
olabilir.
3 AY SONRA TEKRAR
Hastaya servikal smear testi yapılması; erken teşhis için günümüzde en yaygın kullanılan tarama yöntemidir. Şüpheli olan bulgularda, smear testi üç ay sonra tekrar edilmelidir.
İlerlemiş tümörün yayılımına bağlı olarak; ağrı, bacakta şişme, kötü kokulu vajinal akıntı, rektal kanama ve idrarda kan gibi çeşitli yakınmalar görülebilir.
Aktif bir kanama varsa vajinal tampon uygulanıp hasta gözlem altına alınabilir. Bu hastalara öncelikle jinekolojik muayene yapılmalıdır. Bu aşamada ilk teşhis konabilir. Vajinal muayene sonrasında ise hasta, rektal kontrolden geçirilmelidir.
Gözle görülen bir lezyon saptandığı zaman biyopsi yapılmalıdır. Radyolojik olarak MR ve BT tetkikleri istenmelidir. MR; tümörün boyutu ve yayılımı hakkında doktora fikir verir. Lenf nodlarının olup olmadığı da bu tetkikle ortaya çıkabilir.
Kolposkopik incelemenin de teşhis aşamasında önemi büyüktür. Kolkoskop adlı alet; normal jinekolojik muayene sırasında çıplak gözle izlenen rahim ağzının, daha detaylı şekilde gözlenmesine olanak tanır.
Kolposkopik incelemede pozitif bulgu saptanırsa, biyopsi yapılarak histopatolojik tanıya gidilmelidir. Bunlara ek olarak bazı hastalara küretaj da yapılabilir.
İLK TEDAVİ CERRAHİ
Hastalığın erken evresinde cerrahi tedavi uygulanır. Kanser; rahmin çevresinde bulunan bağ dokusuna yayıldığında ise ilk tedavi seçeneği radyoterapidir. Bu aşamada radyoterapi; kemoterapiyle kombine yapılmaktadır. Bu uygulama, başarı oranını çok yükselmektedir.
İYİLEŞME ORANI YÜKSELDİ
Serviks kanseri; dünyada en hızlı kontrol altına alınan kanser türüdür. Smear testiyle erken teşhis edilebilen hastalığın, aşısı da var. Rahim ağzı kanseri vakalarındaki ölüm oranı, geçtiğimiz 10 yıla göre yarı yarıya azalmıştır. E vitamini ve selenyumun ise korunmada etkili olduğu hayvan deneyleriyle kanıtlanmıştır.
AKCİĞERE METASTAZ YAPABİLİR
evrelerdeki rahim ağzı kanseri hastalarında; akciğer, karaciğer ve kemik metastazları ortaya çıkabilir. Nadir de olsa beyin metastazı vakalarına rastlanır. Beyin metastazında, radyoterapiye öncelik tanınmalı, diğerlerinde ise kemoterapiye başlanmalıdır.
RADYOKEMOTERAPİ ÇOK ETKİLİ BİR TEDAVİ
Çocuk isteyen hastaların tedavisinde, erken evrelerde konizasyon (rahim ağzının çıkarılması) yeterli olabilir. Çocuk istemeyenlerde ise histerektomi (rahmin alınması) yeterli cerrahi yaklaşımıdır.
Tümörü ufak hacimli hastalarda, hem radyoterapi hem de radikal histerektomi ile lenf nodlarının çıkarılması; yüzde 85 oranında şifa sağlayabilir.
Tümör, üç santimetrenin üstündeyse radyoterapi tedavisi tercih edilmelidir.
Ameliyat edilmiş hastalarda, tümör ganglionlara (kistik yapıdaki iyi huylu tümör) metastaz yapmışsa, radyokemoterapi yapılmalıdır.
Bu kombinasyonda cisplatin en önemli kemoterapi ajanıdır. Kombine tedavi; serviks kanseri ölümlerini yüzde 30 oranında azaltır.
ANANAS İLE ELMA SUYU DOĞAL DESTEK
Serviks kanserinin doğal besin destekleri arasında; yüksek dozda betakaroten içeren nar, havuç, böğürtlen, karadut ve ahududu bulunur.
Kuşkonmazın içindeki ’apigenin’ adlı maddenin ise hücre büyümesini durdurduğu hayvanlar üzerindeki deneylerde belirlenmiştir. Kilo kaybı olan hastalara ananas yedirilmelidir.
Bağırsak problemlerine karşı genellikle komposto şeklinde gıdalar önerilir. Yoğurt, haşlanmış semizotu ve pazı gibi gıdaların alınması da rahim ağzı kanseri hastalarına iyi gelen gıdalardır.
Elma suyu, özellikle tavsiye edilir. Maydanoz, rezene, taze zencefil ve iki elmanın suyu sıkılarak, her gün iki çay bardağı içirilmelidir. Bu karışım, kemoterapi ve radyoterapiye bağlı reaksiyonları azaltabilir.
PROF. DR. ERKAN TOPUZ
3 AY SONRA TEKRAR
Hastaya servikal smear testi yapılması; erken teşhis için günümüzde en yaygın kullanılan tarama yöntemidir. Şüpheli olan bulgularda, smear testi üç ay sonra tekrar edilmelidir.
İlerlemiş tümörün yayılımına bağlı olarak; ağrı, bacakta şişme, kötü kokulu vajinal akıntı, rektal kanama ve idrarda kan gibi çeşitli yakınmalar görülebilir.
Aktif bir kanama varsa vajinal tampon uygulanıp hasta gözlem altına alınabilir. Bu hastalara öncelikle jinekolojik muayene yapılmalıdır. Bu aşamada ilk teşhis konabilir. Vajinal muayene sonrasında ise hasta, rektal kontrolden geçirilmelidir.
Gözle görülen bir lezyon saptandığı zaman biyopsi yapılmalıdır. Radyolojik olarak MR ve BT tetkikleri istenmelidir. MR; tümörün boyutu ve yayılımı hakkında doktora fikir verir. Lenf nodlarının olup olmadığı da bu tetkikle ortaya çıkabilir.
Kolposkopik incelemenin de teşhis aşamasında önemi büyüktür. Kolkoskop adlı alet; normal jinekolojik muayene sırasında çıplak gözle izlenen rahim ağzının, daha detaylı şekilde gözlenmesine olanak tanır.
Kolposkopik incelemede pozitif bulgu saptanırsa, biyopsi yapılarak histopatolojik tanıya gidilmelidir. Bunlara ek olarak bazı hastalara küretaj da yapılabilir.
İLK TEDAVİ CERRAHİ
Hastalığın erken evresinde cerrahi tedavi uygulanır. Kanser; rahmin çevresinde bulunan bağ dokusuna yayıldığında ise ilk tedavi seçeneği radyoterapidir. Bu aşamada radyoterapi; kemoterapiyle kombine yapılmaktadır. Bu uygulama, başarı oranını çok yükselmektedir.
İYİLEŞME ORANI YÜKSELDİ
Serviks kanseri; dünyada en hızlı kontrol altına alınan kanser türüdür. Smear testiyle erken teşhis edilebilen hastalığın, aşısı da var. Rahim ağzı kanseri vakalarındaki ölüm oranı, geçtiğimiz 10 yıla göre yarı yarıya azalmıştır. E vitamini ve selenyumun ise korunmada etkili olduğu hayvan deneyleriyle kanıtlanmıştır.
AKCİĞERE METASTAZ YAPABİLİR
evrelerdeki rahim ağzı kanseri hastalarında; akciğer, karaciğer ve kemik metastazları ortaya çıkabilir. Nadir de olsa beyin metastazı vakalarına rastlanır. Beyin metastazında, radyoterapiye öncelik tanınmalı, diğerlerinde ise kemoterapiye başlanmalıdır.
RADYOKEMOTERAPİ ÇOK ETKİLİ BİR TEDAVİ
Çocuk isteyen hastaların tedavisinde, erken evrelerde konizasyon (rahim ağzının çıkarılması) yeterli olabilir. Çocuk istemeyenlerde ise histerektomi (rahmin alınması) yeterli cerrahi yaklaşımıdır.
Tümörü ufak hacimli hastalarda, hem radyoterapi hem de radikal histerektomi ile lenf nodlarının çıkarılması; yüzde 85 oranında şifa sağlayabilir.
Tümör, üç santimetrenin üstündeyse radyoterapi tedavisi tercih edilmelidir.
Ameliyat edilmiş hastalarda, tümör ganglionlara (kistik yapıdaki iyi huylu tümör) metastaz yapmışsa, radyokemoterapi yapılmalıdır.
Bu kombinasyonda cisplatin en önemli kemoterapi ajanıdır. Kombine tedavi; serviks kanseri ölümlerini yüzde 30 oranında azaltır.
ANANAS İLE ELMA SUYU DOĞAL DESTEK
Serviks kanserinin doğal besin destekleri arasında; yüksek dozda betakaroten içeren nar, havuç, böğürtlen, karadut ve ahududu bulunur.
Kuşkonmazın içindeki ’apigenin’ adlı maddenin ise hücre büyümesini durdurduğu hayvanlar üzerindeki deneylerde belirlenmiştir. Kilo kaybı olan hastalara ananas yedirilmelidir.
Bağırsak problemlerine karşı genellikle komposto şeklinde gıdalar önerilir. Yoğurt, haşlanmış semizotu ve pazı gibi gıdaların alınması da rahim ağzı kanseri hastalarına iyi gelen gıdalardır.
Elma suyu, özellikle tavsiye edilir. Maydanoz, rezene, taze zencefil ve iki elmanın suyu sıkılarak, her gün iki çay bardağı içirilmelidir. Bu karışım, kemoterapi ve radyoterapiye bağlı reaksiyonları azaltabilir.
PROF. DR. ERKAN TOPUZ