Rahşan Gülşan "Canım Ailem"e böyle veda etti..

Rahşan Gülşan ekrana veda edecek olan "Canım Ailem"i yazdı.. İşte o yazı..

Rahşan Gülşan "Canım Ailem"e böyle veda etti..

Çok parlak bir başlangıç yapmamıştı aslında Canım Ailem. İlk bölümünde Cem Yılmaz‘ın konuk oyuncu olmasına karşın patlamalı bir reytingle başlamamıştı.

Ancak kanalın da projenin arkasında durmasıyla Canım Ailem yavaş yavaş ama çok kalıcı şekilde gönül kubbemizdeki yerini aldı. Efsanevi, ‘İkinci Bahar’ dizisinin genlerine sahipti. Hepimizin, apartman günlerinde özlemle andığımız mahalle günlerini öyle gerçek anlatıyordu ki bu duygu akışına kayıtsız kalmak imkânsızdı. İki sezon yayınlanan bir dizi insanda bu kadar mı anı oluşturup, bu kadar mı sevilirmiş anlamakta zorlanıyorum.

Şimdi erken ve buruk bir veda ile karşı karşıyayız. Kendimi tutamadım TMC‘nin iletişiminden sorumlu Ayşe Barım‘ı arayıp kendimi dizinin final setine davet ettirdim. Bir izleyici olarak çok sevdiğim diziyi bizzat uğurlamak istedim. Zekeriyaköy yakınlarında çekilen düğün sahnesini canlı izledim. Ama hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım. Sette kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Anlattıkları kadarıyla o gün çekilen önceki sahnelerde hem oyuncular hem de set ekibi gözyaşlı anlar yaşamışlar.

Hepsi, bu iş bittiğinin ertesi günü iş bulabilecek beceri ve başarıya sahip olan ekibin ortak cümlesi şuydu: “Böyle bir ekip bir daha çok zor bir araya gelir!” Gerçekten de oyuncusundan yönetmenine, senaristinden kostümcüsüne çok özel bir ekibin bir araya gelişiydi Canım Ailem. İşin teknik kısmı bir tarafa bize bazen çok eğlenceli bazen çok hüzünlü ama toplamda çok güzel anlar geçirtti televizyon karşısında. Onu çok özleyeceğiz ve eminim tekrarlarında tıpkı “Neşeli Günler” veya “Tosun Paşa” filmlerini bilmem kaçıncı kez izlerken aldığımız hazzı alacağız. Tüm ekibe çok teşekkürler ve tabii ki erken bittiği için üzüntüler gönderiyorum. Ve benim gözümden Canım Ailem’den aklımızda kalanlar:

UĞUR YÜCEL:Onunla ilgili uzun uzun övgüler düzmeye, destanlar yazmaya gerek yok. Zaten hepimiz onun bu ülkenin en büyük değerlerinden ve insan gibi insanlarından biri olduğunu biliyoruz. Ama ben bu dizide bu kadar büyük bir oyuncunun ve büyük bir şöhretin nasıl da egosunu terbiye etmeyi başardığını gördüm. Kendisini ön plana atmadan, bağıra bağıra gözümüzün içine sokmadan oyunculuk yapmayı başarabildiğini ve ekibi bir arada tutarken nasıl da yücelebildiğini öğrendim. İyi oyuncu olduğu kadar özel de bir insanmış belli ki. Yeni işini heyecanla bekliyorum...

ŞEBNEM BOZOKLU:O, bu diziden çıkan en büyük sürpriz. Canlandırdığı iki yıl boyunca kendi kimliğini, kişiliğini, sesini, saçını kısacası Şebnem’e ait ne varsa bir sandığa atıp kaldırmayı başaran ve yerine Meliha’yı koyan sanatçı bu dizinin ülkemiz görsel sanatlarına kazandırdığı çok önemli bir değer. Meliha’da öylesine doğaldı ki herkes onu Adana’da oyunculuk seçmesi yapılmış ve 40’larında tatlı bir teyze bulunmuş sandı. Oysa Şebnem,Meliha’nın sütannesiydi. Yaratıcısıydı ve eserini dokunulabilecek kadar gerçek ve yaşayan bir organizmaya dönüştürmeyi başardı. Üstelik her bölümdeMeliha’nın içine çıktığı yolculuktan elinde yeni parçalarla döndü.Meliha’yı öylesine ete kemiğe büründürdü ki hiç birimiz içindeki Şebnem hakkında en ufak bir fikre sahip değiliz. İşte saygı duyulacak ve sanatçı seviyesinde alkışlanacak oyunculuk benimiçin budur. Bu nedenle dizi oyunculuğunu küçümseyip “Biz sinema için diziye katlanıyoruz” edebiyatı yapan oyuncular gerçek oyuncu değildir. Şebnem’in yeni işini heyecanla bekliyorum!

OZAN GÜVEN: Ozan bu ülkenin yeni romantikkomedi starıdır. İlk hangi yapımcı ona böyle bir film teklifi getirip sağlambir senaryo ile karşısına çıkarsa akıllıca davranmış olur. Ozan hem yakışıklı, hem hayta, hem ciddi, hem seksi, hem akıllı ve de bunların hiçbirini abartmıyor. Oyun o an neyi gerektiriyorsa o kadarına yükleniyor. Tabii ki eskiden beri hayranıyız ama CanımAilem’de artık olgunlaşmış ve kendisine verilen karakteri başka türlü çözümleyen birOzanGüven gördük. Bence o bu ülkenin yeni Brad Pitt’idir. Yanlış anlaşılmasın yüzeysel bir yakışıklılık göndermesi yapmıyorum. ‘Fight Club’ filminde de ‘Meet Joe Black’ filminde de ‘Mr. AndMrs. Smith’ filminde de oynayabilen yakışıklı ve oyunculuk kabiliyeti yüksek Brad Pitt’e gönderme yapıyorum. Bir sonraki filmini heyecanla bekliyorum!

EZGİ MOLA: Müjdat Gezen SanatMerkezi’nin ülkemize kazandırdığı şahane bir yetenek daha. Ama yaşam okulunda Uğur Yücel Üniversitesi’nin gözde bir öğrencisi. Zaten dizide de altını çizdiler, o yeni Türkan Şoray. Gerçi bu tanımlama Ezgi’ye çok ayıp olur. Oyeni bir geçmişten biri değil.O yepyeni, duygusal tarafı yüksek, boncuk bakışlı, Türk kadınının ekrandaki temsilcisi. Yaşı daha pek küçük, önü çok açık. Ezgi’nin kariyermacerasına tanık olacağımiçin kendimi çok şanslı hissediyorum.

İLKER AKSUM: O nasıl oynamaktır İlker? İnsan her rolü bu kadar mı sahiplenir. Kendini ‘o ana’ bu kadarmı verebilir? Süper, süper, süper bir oyuncu. Her filme, her diziye lazım. Ama artık başrole terfi etme zamanı çoktan geldi!

SELİN TUNÇ: Bu şahane hikâyeyi yazan parmakları da alkışlamak lazımdizimizle helalleşirken. Selin Tunç hepimizi ekrana yapıştırdı. Adlarını saydığım ve sayamadığım oyunculara içini keyifle doldurabilecekleri sağlam bir senaryo verdi. Zoru başardı, her biri uzunmetraj niteliğinde sürelere lezzet dolu diyaloglar sığdırdı. Bebek olayını atlatsın yeni ürünlerini heyecanla bekliyoruz!

Rahşan Gülşan /HABERTÜRK