Şafak Sezer'in mutlu aile hayatı
Şafak Sezer eşi Esra Sezer ve kızları Sudem ile Irmak bir arada poz verip aile hayatlarını anlattı...
Oyunculuk serüveniniz nasıl
başladı?
- Annem ev hanımı, babam karayolları emeklisiydi. İyi taklit
yeteneği vardı. Babam kalfalık yaparken orada harç karıp
çalışırdım. Her Ankaralı gibi benim de İstanbul’a gelme hayallerim
vardı. 1992’de Müjdat Gezen’in yanına geldim ve sanat merkezinde
oynamaya başladım. Palyaçoluk yaptım. Eğitim alan bir sürü çocuğu
kendime hayran bıraktım. Ama yanımda çalışan bir kız beni Müjdat
Abi’ye şikayet etti, sahnede rol çalmakla suçladı. Hakkımdaki ilk
şikayet. Yıl 2010, şikayetler devam ediyor (Gülüyor).
Oradan neden ayrıldınız?
- Sabah 10 akşam 10 çalışıyordum. Askere gitmeye karar verdim.
İstanbul’a düştüm. Orada da yüzbaşı ve astsubayların taklitlerini
yapardım. Bana hokkabaz derlerdi. Tabur komutanının sesiyle koğuşu
falan kaldırırdım. Bir de en büyük zevkimiz yeni askerlerin
ayaklarının ortasına gazete kağıdı koyup, yakıp kaçmaktı!
Bunları yaparken hiç yakalanmadınız
mı?
- Hayır. Ama askeri cezaevinde yattım. Haftasonları izin alıp
çalışırdım. Bir kere izinden geç dönüp kışlaya palyaço makyajını
unutarak girmiştim.
Sizi üne kavuşturan “İner misin Çıkar mısın?” programına
askerdeyken nasıl katıldınız?
- Askerliğimin bitmesine 60 gün kalmıştı. Arkadaşlarım ve komutanım
‘git’ dedi. Birinci oldum. Oyuncu arkadaşım Hakan Yılmaz’la o
dönemde tanıştık. Zaten inanır mısın, bir tek onunla kavga etmedim.
Gerçi onun da babasıyla kavga ettim (Gülüyor).
Babası size ne yaptı?
- Babalar Günü’nde evlerine misafir gitmiştim. Bana “Bir daha bu
eve gelme” dedi. Ben de sinirlendim evden çıkarken Hakan’a taş
attım! Sonra da çok yakın arkadaş olduk. Ardından Okan Bayülgen
bizi keşfetti. Gece Kuşu’nda skeçlere çıkmaya başladık. Ardından
Nokia reklamları, Sıdıka, Baskül Ailesi ve Şafak Vakti gibi diziler
geldi. Hızla tırmandım.
Hızlı çıkışın sonu ne oldu?
- Valla, tepeden kanatsız şekilde düştüm. İki-üç yıl hiçbir iş
yapamadım. Sonra 1999’da tiyatroyla geri döndüm.
KADINLAR TABİİ NEFRET EDER ÇİRKİN ÇİRKİN ADAMLARIZ
Hep komedi mi oynamak istediniz?
- Aslında drama oynuyorduk. Ama sana Ankara’dan geldiğim topluluğu
tarif edemem. Çocuk tiyatrosu yapardık ama o kadar paramız yoktu
ki, oyuncular bıyıklı adamlardı. ‘Geldim loo’ diye konuşurlardı.
Katil tipli bir kadın periyi canlandırırdı. O sahneye çıkınca
çocuklar ‘Anne bu gitsin’ diye bağrışırdı!
Bazıları size hayranken, bir kesim de gıcık oluyor.
Neden?
- Hatta nefret ediyorlar (Gülüyor). Niye bu evde oturuyor, bu
arabaya biniyor diyorlar. Sana ne! Ben senin babanın kazancını
soruyor muyum? Durmasını bilerek hak ettiğim parayı kazandım.
“Durmasını bilmek” ne demek?
- İstediğim parayı alana kadar bekledim, sonra bu parayı verdiler.
Bu her meslek için aynı.
Lükse düşkün müsünüz?
- Sadece evim. O da sünnettir zaten.
Peki arabalar. İki Porsche aldığınız doğru
mu?
- Arabalarımdan biri başarımdan dolayı hediye
edildi. Diğeri maddi durumum düşükken sattığım ve sonra geri
aldığım bir araç.
Şimdi bir de şirket kurdunuz?
- Su Film Aş 2008’de kuruldu. Sektörü yakından takip eden Tayfun
Topal da projeye dahil oldu. Levent’te bir ofis açtık. Yapımcılık
bana göre değil. Sadece yönetmen ve oyuncu konusunda yorumda
bulunacağım.
Sizinle aynı saatte yayınlanan Ezel’deki rakipleriniz
Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalıoğlu. Onların karşısında yeni bir
jönsünüz diyebilir miyiz?
- Kenan’la burunlarımız aynı. Şimdi kilo da verdim. Binnur Kaya da
Cansu’dan güzel olmak için kilo verdi(Gülüyor). Açıkçası bizim
dizide yakışıklı yok. Tek yakışıklı yönetmenimiz! Kadınlar bizden
tabii nefret eder. Çirkin çirkin adamlarımız. Hepimiz Okan Bayülgen
burnuna sahibiz.
BENİ AÇLIK SİNİRLENDİRİR
Sert bir adam mısınız?
- Yok. Bu dedikodular filmlerin PR çalışmaları yapılırken ortaya
çıkıyor. Tabii tartışmalar yaşadığım da oluyor. Benim de bir
yüreğim var. Kimseye sempatiklik yapmam. Düz durduğumda da bu
lakaplar takılıyor.
Bu imajı değiştirmeye hiç çalışmadınız mı?
- Küpe takayım dedim, yine de bu imajı yıkamadım. Suratımdan
herhalde (Gülüyor).
Sizi en çok ne kızdırır?
- Açlık. Ve aynı şeyi 10 kere tekrarlamak.
Cem Özer’le barıştığınız doğru mu?
- Orada kişisel bir sorun yoktu. İşle ilgiliydi. Kırgın olduğum
kimse de yok.
Geriye dönüp baktığınızda en büyük pişmanlığınız
ne?
- Tekrar filmleri hiç olmamalıydı. Hababam Sınıfı hariç. Maskeli
Beşler ve Kutsal Damacana keşke ilk haliyle kalsaydı.
KOCAMIN TELEFONUNDA YADİGAR DİYE KAYITLIYIM
Nasıl tanıştınız?
E.S: 1999’da arkadaşlarımla gittiğim bir barda tanıştık. Biraz
çakırkeyifti. ‘Ben aşık oldum’ diye bağırıyordu. Sonra masaya gelip
elimi tuttu. Ciddiye almadım. Numaramı istedi, ertesi gün aradı.
Oyununa çağırdı. İlk gün takside kucağıma yatıp “Ben bu kızla
evleneceğim” dedi. Bu adam deli herhalde, diye düşündüm.
Ş.S: Hayatımda 3-5 kere içki içmişimdir. Biri de o gecedir. Zaten o
geceden sonra da içkiyi bıraktım.
Önceden hayran mıydınız?
E.S: Yok. Baskül Ailesi’nde oynuyordu. Hatta mekana girdiğinde “Bu
televizyondaki şaşı çocuk değil mi” dedim (Gülüyor).
Şafak Sezer evde nasıl bir adamdır?
E.S: Karnı toksa keyiflidir. Zaten tek kavgamız yemekten çıkar. Bu
camiada arkadaşları çok yanını yaktı. Kalbinde en ufak bir kötülük
yoktur. Kendi camiası dahil kimse hakkında konuşmaz. Hakkını
savunmaz. Yönetmenlik, oyunculuk yapar, senaryoya katkısı olur ama
megolaman görünmemek için sadece oyuncu kısmına adını yazdırır.
Bunlara tahammül edemiyorum.
Birbirinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönler
neler?
Ş.S: Her şeyini seviyorum. En kötü huyu takıntıları. Eskiden
telefonumu çok kurcalardı. Şimdi o da azaldı. Hatta son dönemde
yaşadığımız bir olay var.
Nedir?
Ş.S: Geçen gün telefonuma bilmediğim bir numaradan mesaj geldi.
“Kahve teklifin hala geçerliyse buluşalım. Öptüm” diye. Ben de
ciddiye almadım. Telefonu kapadım. Sonra baktım Esra gelip gidip
telefona bakıyor, tabii duruma uyandım.
E.S: Hayır. Olay şöyle oldu. Mesajı ben attım yeni numaramdan.
Şafak korkusundan cebini kapadı. Ama ben evden çıktıktan sonra
numarayı başka telefondan aradı. Sesini değiştirip ‘Kimsin’ dedi.
Hemen yüzüne kapattım. Ama kızmadım (Gülüyorlar).
Birbirinize nasıl hitap edersiniz?
E.S: Ben ona kocam, o bana karım der. Telefonuna Yadigar diye
kaydeder.
Eşinizin Abiye’ye benzer yanları var mı?
Ş.S: Hayır yok. Abiye gibi bir karım olsa gırtlaklarım herhalde
(Gülüyor).
Hakan Genc