Sağlıksız iletişim en büyük sorun
Sağlıksız iletişim en büyük sorun
Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ile Hastalıkları
Uzmanı Dr. Zafer Atasoy hastalığın üç farklı yönünü anlattı:
“ Halk arasında dikkat eksikliği olarak tanımlanan tablonun tıbbi
adı Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB). Bu durum üç
alanı kapsar; dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik.
Kimi çocuklarda dikkat sorunları, kiminde aşırı hareketlilik ve
dürtüsellik daha belirgin olur. Çocuk ve ergenlerde görülme
sıklığı yüzde 5-10 arasında.
1) DİKKAT EKSİKLİĞİ: Çocuğun dikkat
süresinin yaşına göre az olması ve özellikle okuma, yazma gibi
akademik alanlarda dikkatinin çabuk dağılması anlamına gelir.
Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdir. Ödev
yapmayı sevmez, başkalarının zoruyla yapar. Çeşitli bahanelerle
(tuvalete gitme, su içme) sık sık masa başından kalkar. Ders
çalışırken sürekli yanında birini ister. Üzerine aldığı işi
bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden başka birine geçer.
İşitsel dikkati bozuk olan çocuklar konuşulanı dinlemiyormuş
görüntüsü verir. Bir komutu birkaç defa söyledikten sona yerine
getirir. Sınıfta öğretmeni dinlemez, dışarıdan gelen uyarılarla
hemen dikkati dağılır. Elindeki kalem, defter ve oyuncak gibi
malzemeyle uğraşır, dersi takip edemez. Derste sıkılması nedeniyle,
sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak konuşma, arkadaşlarına laf
atma ve garip sesler çıkarma gibi davranışlar sergileyebilir. Ders
anlatılırken dalıp gider, hayaller kurar.
Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve
yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata
yapabilir. Genellikle kelime uydurmalarına, hece
atlama ya da eklemelerine sık rastlanır. Öğrettiğiniz ve iyi
öğrendiğini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilir. Kendine
uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremez. Yaşanan tüm
bu öğrenme zorluklarına, sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar da
eklenir. Sabırsızlığı ve çabuk sıkılması, sorulan soruları
yanlış okumasına dolayısıyla da yanlış anlamasına neden olur.
2)AŞIRI HAREKETLİLİK (HİPERAKTİVİTE):
Aslında her çocuğun hareketli ve enerjik olması beklenir. Çocuk
koşar, düşer ve gürültü çıkararak oynar. Bunların hepsi doğal
karşılanabilir. Ancak hiperaktivite denince, yaşıtlarına oranla
daha hareketli çocuk akla gelir. Her hiperaktif çocuk, düz duvara
tırmanacak kadar hareketli ve kontrolsüz değildir.
Hiperaktivite bir anlamda kıpırtılı olma, oturamama olarak
tanımlanabilir. Okul öncesi dönemlerde (3-6 yaş arası) bu
çocukların hareketlilikleri ve enerjileri daha fazladır. Oturmayı
sevmezler, ev içinde koşuşturur ve “Dur” sözünden anlamazlar.
Oturmaları gereken durumlardaysa elleri ayakları oynar. Çok
konuşur, iki kişi konuşurken araya girerler. Masanın başında
oturamaz dolayısıyla derslerini masada çalışmayı sevmezler.
3) DÜRTÜSELLİK: Sonunu
düşünmeden eyleme geçme olarak tarif edilebilecek olan dürtüsellik,
bu çocukların sosyal uyumlarını bozan en ciddi belirti kümesidir.
Sabırsızlıkları, sırasını beklemekte güçlük çekmeleri ve
yönergeleri dinlememeleri tipik özellikleridir. Sonuçta kendileri
ve çevresindekiler için zararlı olabilecek fevri hareketleri, sınır
tanımadaki zorlukları davranış sorunlarının ilk
habercileri gibidir.
Yaşıtlarıyla birlikte olduklarında olaylara aşırı tepki vermeleri,
fiil ve sözle arkadaşlarını rahatsız etmeleri nedeniyle toplum
içinde ‘istenmeyen’ ilan edilirler. Bu çocuklar disipline olmadaki
zorlukları nedeniyle kuralları sevmezler, kurallara ve otoriteye
karşı gelirler.”