Şebnem Dönmez, Sude Beylice'yi anlattı
‘Medcezir’ dizisinde rol alan Şebnem Dönmez, yoga ve meditasyon sayesinde hayatının değiştiğini söylüyor: “Hoşgörüyle bakabilmeyi, ilişkilerimde sevginin zihnimi kaplamasını ve üstün gelmesini sağladı...“
'Medcezir' dizisinde 'Sude' karakterini canlandıran Şebnem Dönmez,
yeni projesini, özgürlüğün ve aşkın kendisi için ne ifade ettiğini
Marie Claire dergisine
anlattı.
1996 yılında sunduğunuz ‘Sabah Şekerleri’ programından
bugüne yaşadığınız en büyük değişiklik ne oldu?
O kadar uzun zaman geçti ki, 18 yıldan bahsediyorsunuz. Çok sert
koşulların hüküm sürdüğü bir ormanda yolumu aramakla meşguldüm ve
pusulayı kalbim yaparak içtenlikle arayışımı sürdürdüm. Etiketler,
yargılar, onaylanmamalar dünyasında hakikati bulma ısrarıyla
yürümeye devam ettim. Herkesin gittiği yolun tam tersine yürümek
pek kolay değil ama yaptığım en anlamlı şey de bu oldu.
Hazreti Mevlana’nın bir sözü var çok sevdiğim; “Ne arıyorsan, o
aradığın da seni arıyor.” Aradığım hakikatti. Ne kadar can acıtıcı
olacaksa olsun gerçeği bilmek istedim. Kalbimde yanan ateş yolumu
aydınlatıyor ve tek gerçek de buymuş; sevgi. Nokta!
ÖZGÜRLÜĞÜN PEŞİNDEYİM
Peki, bu sonucu yaratan değişimin pratik hayattaki
karşılığı nedir?
Yoga ve meditasyon... Elimden geldiğince süreklilik içinde
uygulamaya çalışıyorum. Bu disiplinler yaşamımı değiştirdi,
dönüştürdü. Hoşgörüyle bakabilmeyi, önce kendimle olan ilişkimde ve
tüm ilişkilerimde sevginin zihnimi kaplamasını ve üstün gelmesini
sağladı. Direksiyonda ego değil, sevgi olsun istiyorsan müthiş
yöntemler bunlar.
Kariyerinizin en büyük şansı neydi?
Kariyer diye bir şeyin varlığına inanmıyorum. Zaten geçmişe bakınca
asla süreklilik gösteremediğim yıllara da kariyer denemez bence.
Özgürlüğü kovalıyordum, başarılı olmayı değil... Sadece ‘olma’
halindeydim. Üç yıl çalıştım, beş yıl oturdum. Benim
için yaşam bir kariyere sahip olmaktan çok daha büyük ve anlamlı.
Kariyer denen olgunun içine sıkışıp kalamayacak kadar özgürlüğüme
düşkünüm.
Şebnem Dönmez özünde nasıl bir kadın? Karakterinizin en
belirgin özellikleri neler?
Özgürlük en başta geliyor, sonra şeffaflık, güç ve hassasiyet.
Gerçek olan benim yolum;
o yüzden ne hissediyorsam, nasılsam öyleyim. Maskeler, gizli
ajandalar, akıllı manevralar yok dünyamda. Ve evet çok güçlüyüm ve
evet aynı zamanda korunmasız ve kırılgan. Kırılgan olmayı göze
almak ve utanmadan hassas olmayı kabul etmek büyük bir
güç.
Canlandırdığınız ‘Sude Beylice’ karakterinden bahseder
misiniz?
Sude! Aman Allah’ım, ne kadın! Gerçek anlamda başımı döndürüyor.
Benim törpülediğim tüm hırsları ve kavramları ustalıkla geliştirmiş
zırhlı bir tank adeta. Tam bir hayatta kalma ustası. İnsanlara olan
net tavrı, güzelliği, bunun farkında oluş biçimi, zekâsı ve kendini
aslında ne denli hırpalıyor oluşu... Hayatıma girdiği için
müteşekkirim. Çocukları uğruna her şeyi göze alan, ailesi
parçalanmasın diye parçalamaktan hiç çekinmeyen vahşi bir avcı o.
Aynı zamanda Afrodit. Kadının her yanından aşk ve canlılık akıyor.
Engel tanımazlığımız çok benziyor fakat uğruna engel tanımadığımız
konular, birbirinin tam zıddı olduğu için ilgiyle, büyülenmiş gibi
izliyorum kendisini.
AŞKIN
ANLAMI DEĞİŞTİ
Aşk uğruna da her şeyi göze alan kadın
mısınız?
Aşk nedir? Aşkın anlamı çok değişti benim için. Karşı cins ya da
aynı cins ne ise işte o başka bir insana duyulan, içinde cinsel
arzunun da olduğu hal, çok sıkışık bir kutunun içinde olmak gibi
geliyor. Her şeye, önce kendime, tabiata ve tüm canlılara derin bir
aşkla bağlıyım. Sevmek karşılıksız olmalı, sevmek; sevdiğinin her
nasıl olacaksa mutlu olmasını canı gönülden istemektir. Zor değil
mi? Bence de zor ama başka türlüsüne razı gelmemeyi öğrenmeliyiz.
Ve evet acıtır. Tehlikelidir. Taahhüt edilemez, garantisi yok
çünkü... Ama canlıdır, yaşam doludur.
Kendinizi dişi mi, maskülen mi buluyorsunuz?
Çok dişi esansları olan bir kadınım ama çok da güçlü maskülen bir
yapım var. Dişi olanla yarışacak kadar güçlü... Tabii lafın gelişi
yarışacak diyorum, yoksa şimdi yarış falan yok aralarında. Maskülen
ile tanrıça iyi anlaştıklarında huzur ve uyum geliyor.
Yarışmasınlar, birlikte uyum içinde aksınlar daima inşallah.
‘MEDCEZİR’ ÖNCE İLGİMİ
ÇEKMEDİ
‘Kuzey Güney’den sonra ‘Medcezir’ ile karşımızdasınız.
Diziyi kabul etmenize neden olan neydi?
Doğrusu önce pek ilgimi çekmedi. Hatta ilk görüşmeye “Hayır” demek
için gittim. Ay Yapım, büyük konuşmayayım ama galiba
çalışabileceğim tek şirket. Dizi sektöründeki maalesef sektör
olamamaktan kaynaklanan sorunları biliyorsunuz, koşullar çok ağır.
Benim gibi ilk önceliği para olmayan bir insan için çok cezbedici
değil ama yavaş yavaş ikna oldum.