Şebnem Özcan yazdı

"Canım Ailem'in 'Ali'si Ozan Güven, yönetmen Türkan Derya'yla 'İkinci Bahar'ın setinde tanışmıştı. Dizi bittikten sonra sevgili oldular."

Şebnem Özcan yazdı

Gizlice nikâh masasına oturdular.

Bir yıl sonra oğulları Ali dünyaya geldi.

Mutlulukları ikiye katlanmıştı.

Onlar, bu camiada ünlü ve evli olup da mutlu olmayı becerebilen ender çiftlerdendi...

En azından ben, örnek olduklarını düşünüyordum.

Arşivlerde, birlikteyken keyif aldıklarını gösteren, hep gülümseyen fotoğrafları vardı.

Basının karşısında birbirlerine iltifat ediyorlar, beraberliklerini güzel sözcüklerle mühürlüyorlardı.

Çok değil, daha üç beş ay önce, Ozan Bey’in bir gazetede yayınlanan röportajını gıptayla okumuştum.

Daha erken baba olmadığı için kendisine kızıyordu.

"Çok mutluyum, keşke daha önce nikâh masasına otursaymışım! Daha önce baba olsaymışım" diyordu.

Yakışıklı, paralı, tanınan biriydi ama dışarıda başka kadınlarla gönül eğlendirmek yerine, evinde huzurlu ve güvenli bir hayatı tercih ediyordu.

Türkan Derya’nın, turnayı gözünden vurduğunu düşünmüştüm.

Ozan Güven’in her gece bir barda, her gün başka bir kızla, kız yoksa erkek arkadaşlarıyla içki sofrasında zaman harcamaması, şöhretin ve paranın güçlü ve merhametli erkekleri zorlasa bile bozamayacağının iyi bir kanıtıydı.

XXXXXXX

Ozan Bey ve Türkan Hanım geçtiğimiz günlerde boşandılar.

Jet hızıyla...

Hem de tek celsede!

İşin en acı tarafı eski eş Türkan Derya’nın boşanma dilekçesindeki iddiasıydı.

Ayrılıklarının sebebi olarak Ozan’ın evden ayrılıp kendisine yeni bir aile düzeni kurmasını gösteriyordu...

Olay çok açık ve netti.

O muhteşem koca, şahane baba, meğer başka bir kadınla gönül eğlendirmiş.

Karısını aldatmış, hatta aldatmakla da kalmayıp, ikinci kadını eşe tercih etmiş.

Evini terk etmiş!

Evli bir kadının başına gelebilecek en kötü şey!

Affedilmesi mümkün olmayan, hazmı imkânsız bir durum... Yoksa hangi kadın durup dururken kocasından boşanıp, kendisine sil baştan bir hayat kurmak ister ki?

Zira biliyoruz, bu toplumda boşanan her kadına kolay lokma muamelesi yapılıyor.

Her çiçekten bal almak isteyen arılar peşinde vızıldarken, dul bir kadının bu ülkede tek başına, rahat ve korkusuz bir hayat yaşaması kolay mı sanıyorsunuz?

 XXXXXXXX

Keşke, Ozan Güven başka bir kadına gönlünü kaptırmadan önce vicdanını dinleseydi, baştan o hatayı yapmasaydı!

Madem mutluydu niye karısının ve oğlunun değerini bilmedi? Niye ailesine ve bizlere rol yaptı?

Ben, en başta evlatları Ali adına üzgünüm.

Bu tür ayrılıklarda olan o küçük çocuklara oluyor çünkü...

XXXXXXXX

Bir de Hüsnü-Nazire Şenlendirici’ye bakın!

Biliyorsunuz Hüsnü, Deniz Seki’yle olan ilişkisinden sonra Nazire’ye dava açtı.

Nazire, kocasını başka kadınlara kaptırmak istemedi.

12 bin TL nafaka ve 1 milyon TL manevi, mevcut yaşam kalitesinden yoksun kalacağı için de 1 milyon TL maddi tazminat istedi.

O dava 3 yıldır devam ediyordu.

Mahkeme heyeti kararını verdi; boşanma davasını reddetti.

Anlaşılan o ki Hüsnü kolay kolay bekârlığa geçemeyecek.

Nazire arzusuna kavuştu, bundan sonraki hayatını Hüsnü’nün karısı olarak geçirmeye devam edecek;

Fakat hep, "Acaba aldatılıyor muyum" şüphesiyle yaşayacak...

Türkan’ın da Nazire’nin de kararına saygı duymak gerekir.

Ya, Nazire gibi bu deveyi güdeceksin ya da Türkan gibi bu diyardan gideceksin!

Başka seçenek yok!

Şebnem Özcan /Bugün gazetesi