Sezaryandaki Tehlike
Sezaryandaki Tehlike
İsveçli doktorların, kadınların gittikçe daha çok tercih ettiği
sezaryenle doğum konusunda yaptıkları araştırmaya göre, bu yöntemle
doğan çocuklar ileride sağlık açısından sorunlar yaşıyor.
Karolinska Enstitüsünde yapılan araştırma, sezaryen yönteminin
neden olduğu genetik yapıdaki değişimin şeker, kanser ve astım
hastalıklarının görülme riskini artırdığını ortaya koydu.
Araştırma sırasında normal doğumla dünyaya gelen çocuklar ile
sezaryenle dünyaya gelen çocukların kordon bağından alınan kan
örnekleri laboratuvar ortamında tahlil edildi. Her iki gruptaki
çocukların kanlarında bulunan al yuvarlarda farklılıklar olduğu, bu
farklılığın da DNA’larda değişime neden olduğu belirlendi.
Doktorlar, bu değişimi, doğum sırasında bebeklerin yaşadığı strese
bağladı. Normal doğumda bebeğin yaşadığı stres, doktorların olumlu
olarak niteledikleri ağırdan başlayıp artan bir stres olurken,
sezaryenle yapılan doğumlarda bebeklerin yaşadığı ani stres olumsuz
olarak değerlendirildi.
Araştırmaya katılan doktorlardan Prof. Dr. Michael Norman, doğum ve
stresin bebeğin DNA yapısı ve bağışıklık sistemi açısından önemine
vurgu yaparken, “Doğum sırasında bazı genler aktif, bazı genler
pasif hale geliyor. Doğumdaki stres de bunu etkilediği için
sezaryenle doğan bebeğin DNA’sı değişiyor. Araştırmalarda,
sezaryenle doğan bebeklerde DNA değişiminden dolayı bu bebeklerin
kanser, şeker ve astıma yakalanma olasılıklarının daha yüksek
olduğu ortaya çıkıyor” dedi.
Batı dünyasında sezaryenle doğumların arttığına dikkati çeken
Norman, ileride çocukların karşılaşabileceği hastalıkların dikkate
alınmasını istedi ve “Bu konuda daha dikkatlı olunsun. Sezaryenle
doğum tamamen tehlikesiz görünmesin” dedi.