Şok diyetler hem ruhu hem bedeni yıpratıyor!
Diyetisyen Serra Arslan, “Şok diyetler ‘bir an önce bitsin’ hissi uyandırır. İnsanlar bu diyetlerden sonra eskisinden daha fazla yeme ataklarına girer. Ve bunun yarattığı başarısızlık hissi ruhsal yıkımlara da yol açabilir” dedi.
Yeni Asır'da yer alan habere göre kimi sağlıklı
yaşam, kimisi görsellik için diyete giriyor. Deniz mevsiminin
yaşandığı bugünlerde herkesin ihtiyaç duyduğu şey ise hızlı kilo
vermek. Kilo vermenin, hızlı olmasından öte sağlıklı olması
gerektiğini kaydeden Diyetisyen Serra Arslan, şok diyetlerin insan
sağlığı açısından zararları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Diyet yaparken birinci kural; bireysel özelliklere uygun kişisel
ihtiyaçlara yönelik beslenmektir. Bireye özgü dendiğinde; bu
kavramı ayrıntılarıyla ele almak oldukça önemli. Bireyin,
cinsiyeti, yaşı, boy ve ağırlığı ve hatta sosyo-kültürel ve
ekonomik durumu gibi birçok kriter dikkate alınarak kişiye özel
oluşturulacak olan beslenme planı, doğru ve sağlıklı diyet yapıyor
olduğunuzun göstergesi olacaktır. Bu sebeple herkes için aynı
diyet, aynı öneriler ve yasaklar görüldüğü üzere ne mümkün ne
akılcı ne de uygulanabilirdir. Diyette en önemli kural vücut
fonksiyonlarının normal seyredebilmesi için bazal metabolizma
hızının altında beslenmemektir. Bu hız da herkes için her durumda
farklılık göstereceğinden beslenme programınız size özel ve
gerçekçi hedeflerle oluşturulmuş olmalıdır.
ENERJİ DENGESİ ESAS
Beslenme planı oluşturulurken dikkate alınan bu faktörler, günlük alınması gereken enerji ve kilo verme hızını da belirleyen faktörlerdir. Ve tabii ki bu doğrultuda herkesin aynı hızda kilo vermesi mümkün ve sağlıklı değildir. Zayıflama diyetleri; çok genel bir açıklama yapacak olursak harcadığın kaloriden daha az kalori almanı sağlayan diyetlerdir. Kalori tek parametre olmasa da, zayıflayabilmek adına alınan ve harcanan enerji arasındaki dengeyi sağlamanın gerekliliği de esastır. Fakat bunu yaparken bireyin bazal metabolizma hızının altındaki enerjilerde beslenmesini sağlamak ne yazık ki kilo verdirmenin yanında uzun vadede bedeni harap eden ve sağlığı bozan bir faktör. Sağlıklı bireylerde ayda kadınlar için 3-5 kilo yağ kaybı, erkekler için 4-6 kilo yağ kaybı ulaşılabilir ve sağlıklı bir hedeftir.
AÇLIK BEDENE HAKSIZLIK
Günümüz şok diyet uygulamaları ne yazık ki zayıflamayı sadece aç kalarak mümkün kılmayı teklif ediyor. Kısa sürede hızlı sonuç almak adına bedene büyük bir haksızlık yapılıyor ve uzun açlık süreçleri yaşanıyor.
STRESİ VE İŞTAHI ARTIRIR
İnsan vücudu şok diyetlerin getirdiği açlık durumunu stres kaynağı olarak değerlendirir ve aslında kendisini koruma hedefiyle yağ depolamaya meyilli hale gelir. Bu sebeple kilo sıkıntısı yaşayan çoğu bireyden diyetisyene geldiklerinde duyulan ilk cümlelerden biri, "hiçbir şey yemesem de kilo veremiyorum" olur. Ayrıca yine açlık durumunda metabolizma hızı, yani vücudun çalışma hızı yavaşlar. Tüm bunlar açlığın fizyolojik olarak verdiği zararlar olsa da ruha verdiği yoksunlukla yaratacağı zararlar da sağlıksız durumu ikiye katlar. Zayıflama diyetinin düşük kalorili olması vücut stres yükünü ve iştah reseptör sayını da artırır. Yine açlık diyetlerinden sonra sıklıkla duyduğumuz cümle, "yemek yeme isteğimi durduramıyorum" olur.
YAĞDAN VERİN
Şok diyetlerle kısa sürede kaybedilen kilolar genellikle vücuttaki kas ve su kaybını ifade eder, fakat sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı fazla olan yağ kütlesi kaybını sağlamaktır. Su ve kas kaybı olarak verilen kilolar aynı hızla hatta daha hızlı bir şekilde geri alınır. Bu yüzden "10 kg verdim, 15 kilo olarak geri aldım" tarzındaki cümleleri bu diyetlerden sonra sıkça duyarız. Özellikle uzun süre sadece sıvı tüketimini teşvik eden diyetler yorgunluk, baş dönmesi, bulantı ve baş ağrısına neden olabilir. Deri elastikiyeti bozulur ve vücutta sarkmalar meydana gelir. Bu diyetler cildin kurumasına, saçların dökülmesine neden olur.
RUHSAL YIKIM
Ayrıca tek tip gıda ile az miktarlarda beslenmeyi öneren şok diyetler monotondur ve kişide "bir an önce bitsin" hissi uyandırır. İnsanlar bu diyetlerden sonra eskisinden daha fazla yeme ataklarına girebilirler. Ve bunun yarattığı başarısızlık hissi ruhsal yıkımlara da yol açabilir.
ENERJİ DENGESİ ESAS
Beslenme planı oluşturulurken dikkate alınan bu faktörler, günlük alınması gereken enerji ve kilo verme hızını da belirleyen faktörlerdir. Ve tabii ki bu doğrultuda herkesin aynı hızda kilo vermesi mümkün ve sağlıklı değildir. Zayıflama diyetleri; çok genel bir açıklama yapacak olursak harcadığın kaloriden daha az kalori almanı sağlayan diyetlerdir. Kalori tek parametre olmasa da, zayıflayabilmek adına alınan ve harcanan enerji arasındaki dengeyi sağlamanın gerekliliği de esastır. Fakat bunu yaparken bireyin bazal metabolizma hızının altındaki enerjilerde beslenmesini sağlamak ne yazık ki kilo verdirmenin yanında uzun vadede bedeni harap eden ve sağlığı bozan bir faktör. Sağlıklı bireylerde ayda kadınlar için 3-5 kilo yağ kaybı, erkekler için 4-6 kilo yağ kaybı ulaşılabilir ve sağlıklı bir hedeftir.
AÇLIK BEDENE HAKSIZLIK
Günümüz şok diyet uygulamaları ne yazık ki zayıflamayı sadece aç kalarak mümkün kılmayı teklif ediyor. Kısa sürede hızlı sonuç almak adına bedene büyük bir haksızlık yapılıyor ve uzun açlık süreçleri yaşanıyor.
STRESİ VE İŞTAHI ARTIRIR
İnsan vücudu şok diyetlerin getirdiği açlık durumunu stres kaynağı olarak değerlendirir ve aslında kendisini koruma hedefiyle yağ depolamaya meyilli hale gelir. Bu sebeple kilo sıkıntısı yaşayan çoğu bireyden diyetisyene geldiklerinde duyulan ilk cümlelerden biri, "hiçbir şey yemesem de kilo veremiyorum" olur. Ayrıca yine açlık durumunda metabolizma hızı, yani vücudun çalışma hızı yavaşlar. Tüm bunlar açlığın fizyolojik olarak verdiği zararlar olsa da ruha verdiği yoksunlukla yaratacağı zararlar da sağlıksız durumu ikiye katlar. Zayıflama diyetinin düşük kalorili olması vücut stres yükünü ve iştah reseptör sayını da artırır. Yine açlık diyetlerinden sonra sıklıkla duyduğumuz cümle, "yemek yeme isteğimi durduramıyorum" olur.
YAĞDAN VERİN
Şok diyetlerle kısa sürede kaybedilen kilolar genellikle vücuttaki kas ve su kaybını ifade eder, fakat sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı fazla olan yağ kütlesi kaybını sağlamaktır. Su ve kas kaybı olarak verilen kilolar aynı hızla hatta daha hızlı bir şekilde geri alınır. Bu yüzden "10 kg verdim, 15 kilo olarak geri aldım" tarzındaki cümleleri bu diyetlerden sonra sıkça duyarız. Özellikle uzun süre sadece sıvı tüketimini teşvik eden diyetler yorgunluk, baş dönmesi, bulantı ve baş ağrısına neden olabilir. Deri elastikiyeti bozulur ve vücutta sarkmalar meydana gelir. Bu diyetler cildin kurumasına, saçların dökülmesine neden olur.
RUHSAL YIKIM
Ayrıca tek tip gıda ile az miktarlarda beslenmeyi öneren şok diyetler monotondur ve kişide "bir an önce bitsin" hissi uyandırır. İnsanlar bu diyetlerden sonra eskisinden daha fazla yeme ataklarına girebilirler. Ve bunun yarattığı başarısızlık hissi ruhsal yıkımlara da yol açabilir.