SÜNNETSİZ PE.....NK
CNNTürk'te Soner Yalçın tarafından hazırlanan "Oradaydım" belgeselinde Ahmet Kaya'nın başına gelenleri eşi Gülten Kaya anlattı.
Gülten Kaya 1999 yılında Magazin Gazetecileri Derneği'nce düzenlenen gecede yaşananlar ve daha sonra Ahmet Kaya'ya yönelik yayınlanan haberlere dikkat çekti. Gülten Kaya, "Hrant Dink'e yapılanlar Ahmet Kaya'ya da yapılacaktı" dedi.
OLAYLI GECE SANSÜRSÜZ YAYINLANDI
12 Şubat
1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül gecesinde bütün salon
birden ayaklanmıştı. Çatallar ve bıçaklarla beraber küfürler de
aynı yere yönelmişti. Bir tarafta garsonların kurduğu barikatı
aşmak isteyen ve hep bir ağızdan 10. yıl marşını okuyan onlarca
kişi, bir tarafta ise olanlara oturduğu masadan bakan bir ‘vatan
haini...' Ahmet Kaya "Önümüzdeki kasette Kürt asıllı olduğum için
Kürtçe bir şarkı yapıyorum..." sözleri yüzünden o gece linç edilmek
istenmişti. Daha sonrasında hakkında çıkan, doğrulanmayan iddialar
yüzünden ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Ama gittiği Paris'te
16 Kasım 2000'de hayatını kaybetti.
O HİÇ UNUTMADI
Ahmet Kaya'ya o gece küfür edenler unuttular belki ama Gülten Kaya
o geceyi hiç unutmadı. Her geçen gün Ahmet Kaya'yı daha da
özlediğini, boşluğunun her geçen gün daha da arttığını belirten
Gülten Kaya, kızgınlığının da asla geçmediğini söyledi.
SÜNNETSİZ PE.....NK
Gülten Kaya, o gece ilk anda neler düşündüğünü şöyle anlattı:
"Kişisel olarak bendeki ilk duygu şuydu; Ahmet'i korumalıyız, çünkü
linç edecekler. Tabi, hiçbir şey yapamıyorsunuz o sırada. İkincisi
de; çok büyük bir yazıklanma duygusuydu. Çok yazıklandım... 5
dakika önce ödülü açıklandığı için onu alkışlayan insanlar, aradan
5 dakika geçmeden, sadece bir Kürtçe şarkı açıklamasından dolayı
onu linç etmeye kalkıyorlar. Kafka romanlarından daha beter bir
başkalaşım yaşanıyor orada. Dehşete düşmüştüm. Bunu yapabiliyor
olmaları korkunç gelmişti bana. Umarım bunu sansürlemeden
yayınlarsınız. Küfürler havada uçuşuyordu. Ahmet'e sünnetsiz
pezevenk bile dediler.
AKLIMA SİVAS GELDİ
Herkes müthiş ajite, herkes bir diğerini tepki göstermeye davet
ediyor, herkes bir diğerinin tepkisini de az bulup bunun daha
üzerinde daha nasıl hakaret edebilirim, daha nasıl paralayabilirim
duygusu içerisinde… Ve ne yazık ki o anda nasıl bir serbest
çağrışım olduysa, Sivas'taki otelde çıkarılan yangın ve yakılan
aydınlar aklıma geldi. Orası da bir oteldi çünkü. Benim aklımdan
hızla geçen şeylerden biri bu olmuştu. Bunu çağrıştırmıştı.
Ordaydım belgeselinin ardında bir yazı kaleme alan aykırı
muhalif Radikal yazarı Perihan Mağden o geceyle ilgili bütün
öfkesini kustu. "Nerden baksan tutarsızlık/Nerden baksan ahmakça"
başlığıyla yazdığı yazıda Mağden, "Ahmet Kaya, yakında Kürtçe BİR
ŞARKI okuyacağını ve bunun klibini çekeceğini söyleyip yürekli bir
TV'cinin bunu göstereceğini ümit ettiğini söylüyor. Ödül
töreninde.
Sahnede! HEPSİ BU.
BU VATAN BİZİM ELLERİN DEĞİL
Kadın KörükFitne bağırıp çağırmaya başlıyor “Yürekli bir televizyoncu, BU vatan hainine cevap versin!” diye.Sonra duvara yakın bir masaya sinmiş otururlarken dehşet ve şaşkınlık içinde Gülten-Ahmet Kaya çifti; tam ortalık durulmuşken, Faşizan Çocuklar Sirki olayı unutmaya yüz tutmuşken-Serdar Ortaç sahnede meşhuuur ‘Padişah' şarkısının sözlerini: “Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, padişah değil/Atatürk yolunda tüm Türkiye/Bu vatan bizim, ellerin değil” diye değiştirerek okumaya başlıyor.
MAGAZİN FAŞOLARI
Yaratıcı Yumurcak! Faşizan Hezeyanlarının dinmemesi için, bu
yaratıcılığı fırsat biliyor Magazin Faşoları- azıp kuduruyorlar.
Anında.
Çatal bıçak fırlatmalar Kaya çiftine!
Bağrış çağrış: binbir iğrençlik! Gülten Kaya'nın alnına bir çatal
isabet ediyor.
Ahmet Kaya çok kötü oluyor; neye uğradığını şaşırıyor, eşinin DE
maruz kaldığı bu sözel ve fiziksel Grup Tacizi karşısında.
ZIRVALAMA ÇAPASI REHA MUHTAR
Görüntülerde ‘sakınılıyor'; ancak Meşhuuur ZırvalamaÇapası Reha
Muhtar, herkesi marş söylemeye davet ediyor. Sahnede BoruÇocuk
Serdar Ortaç mikrofondan bangırdatırken, hep bir ağızdan 10. Yıl
Marşı'nı söylemeye başlıyor Magazin Hanzoları.
BİRİNİ ÖLDÜRDÜK BİRİNİ ÖLDÜRTTÜK
Bindirildiği takside yüzünde aynı şaşkın ifade var: Kötülüklerin
Dağından ansızın inenler tarafından, bağından tekme tokat KOVULAN
adamın ifadesi. Yüreği, toprakları için sevgiden çatlayan adamın
daha o saniye başlayan acısının, sıla hasretinin ifadesi Aynen
Hrant'ınki gibi. Amma çok Bu Topraklar'ı sevdi bu iki adam. Birini
öldürdük acısından, birini öldürttük.