Survivor Hakan ile Gizem yüzükleri takınca ağlamış
Var Mısın Yok Musun ile başlayan yarışma macerasına Survivor ile son veren Hakan Hatipoğlu, yakında başlayacak olan dizisi "Behzat Ç. Bir ankara Polisiyesi"ni ve büyük aşkını anlattı.
Star TV’de haftaya başlayacak olan ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’, sezonun en iddialı yapımlarından biri. Dizinin başrollerinde ‘Survivor’ yarışmasıyla tanıdığımız Hakan Hatipoğlu ve Ayça Varlıer gibi isimler var. Oyuncularla diziyi konuşmak için bir araya geldik. Ama ‘Survivor Hakan’la sakin bir ortam bulmak oldukça zor. Şimdiden büyük jönler gibi, hayranları ya imza istiyor ya fotoğraf çektiriyor. Çünkü televizyon dışındaki hayatını merak ediyorlar. İşte Ayça Varlıer ve bilinmeyen yönleriyle ‘Survivor Hakan’
SURVIVOR’DAN ÇOK ÖZEL KARELER İÇİN TIKLAYIN
Çanakkalelisiniz değil mi?
- Evet, Çanakkale’liyim. Babam otomotivle uğraşıyor. Annem eski
milli yüzücü. Ben de denizi çok seviyorum. Beş yaşından beri su
topu oynuyorum. 300 kereden fazla milli takım forması giydim. Işık
Üniversitesi’nde işletme bölümünü bitirdim. Üzerine Marmara
Üniversitesi’nde master yaptım.
Yarışmada hep hiperaktif ve asi bir duruşunuz vardı.
Gerçekte de öyle misiniz?
- Başına buyruğum! Kafama estiği zaman alır başımı bir yerlere
giderim. Farklı şeyler yaşamayı severim. Ama çok da hırslıyım.
Hırsın zararları yok mu?
- Hırs aslında zararlı değil. Sadece içinden ihtirası çıkarmak
gerekiyor.
Bütün yarışmacılar arasından sıyrıldınız. Hep böyle
farklı elektriğiniz var mıydı?
- Evet. Hayatım boyunca hep yönlendiren kişi oldum. 10 kişi bir
yerde otursak herkes beni dinlerdi. Konuşmazsam da anlatan kişi
bana bakıp derdini anlatır.
Nedir bunun sırrı?
- Ben de çözemedim. Sanırım bakışlarımla karşı tarafı iyi
yakalıyorum.
Yarışmada bazen diğerlerini yönlendiremediğiniz de oldu.
Bu sizi sinirlenirdi mi o zaman?
- Düzeni bozmuyordum... Survivor bazen sessiz kalmanızı gerektiren
bir yarışma. Ama ben sessiz kalamadım. Yapım bu, yapacak bir şey
yok. Biraz da bundan dolayı kaybettim. Aslında sadece ödülü
kaybettim. Bir sürü şey kazandım.
ENGELLİLERLE İŞ YAPARSAK ÖYLE ANILIRIZ KORKULARI VAR
Ne kazandınız?
- Yemek yokluğunda arkadaşlarımı doyurdum, kızları savunan ve
kollayan biri olarak ben aslında kaybeden değil kazananım. Aldığım
tepkiler de böyle. Bir taraf banka soygununa giden hırsızlar
gibiydi. Oyun çerçevesinde ‘kötü adamlar’dı karşılarında da bizim
gibi iyi insanlar vardı.
Karşı tarafa sorsak onlar da sizin için ‘kötü adam’
demezler mi?
- Hayır. Çünkü ben onlara balık tutuyorsam, faydam oluyorsa neden
kötü olayım. Onlar lobi yaptıkları için ben de yaptım ama çizgimi
hiç değiştirmedim. Kendi grubumdan kimseyi yazmadım.
Engellilere yönelik projeleriniz oldu. Neden
engelliler?
- Babam bir gün Facebook’ta çok güzel yüzü olan bir kadın profili
görmüş. Profilde “Lütfen benimle konuşmadan önce resimlerime bakın,
ben engelliyim” diyordu. Bu beni çok etkiledi ve engellilere
yönelik senistersen.com isimli bir sosyal paylaşım sitesi
açtım.
Site neden kapandı?
- İki buçuk senede 25 bin üyeye yaklaştık. Birçok insanın hayatını
değiştirdik. Siteden evlenenler oldu ama siteyi hack’lediler.
Sonrası bizim için ciddi bir masraf olacaktı bu yüzden durdurduk.
Türkiye’de zaten engellilerle yapılan işlere markalar yanaşmıyor.
Engellilerle iş yaparsak bizde engelli olarak anılırız diye
düşünüyorlar. Bunu kırmak önce devletin sonra markaların görevi.
Ben elimden geldiğince başka şeyler de yapıyorum.
Neler yapıyorsunuz?
- Çocukları çok seviyorum. Aileler çocukları benim gibi olsun
istiyor. Bu yüzden okulları ziyaret ediyorum.
Aileler neden çocukları sizin gibi olsun
istiyor?
- Yaşımı göstermiyorum. 20’li yaşlarda örnek alınacak bir genç gibi
duruyorum. Sporcuyum.
KAMERALARIN ARKASINDA PALMİYEDEN YAPTIĞIM YÜZÜKLE EVLENME TEKLİF ETTİM
Sevgiliniz Gizem “Var mısın, Yok musun” yarışmasında
yanınıza denk düştü. İlk görüşte aşk mıydı sizinki?
- Hayır. Bizim abi kardeş ilişkimiz vardı. Ama yarışma sonrasında
oradan ayrılırken farklı hissetmeye başladık. İki ay sonra da
çıkmaya karar verdik.
Gizem’in nesine vuruldunuz?
- Küçükken hep gözler, burun falan derdik. Önemli olan insanın
içiymiş. Gizem sakin ve iyi huylu bir kız. Cici bir insan.
Kadın hayranlarımı kaybederim korkusu yaşamadınız
mı?
- İlişkim kariyerimden daha önemli. İnsan bir şekilde pazarda bile
çalışır, para kazanır. Ama hayat arkadaşını doğru
bulamayabilir.
Aşkta nasıl bir adamsınız?
- Çok duygusalım. Romantiğim. Her şey çabuk çözülsün isterim.
Sevgilimle üç gün küs kalamam. Tez canlıyım.
Çapkın mısınız?
- Öyleydim. Ama artık emekli oldum. Çok eşli değilim. Tek
eşlilikten yanayım.
Evlilik var mı?
- Sevgilimi çok seviyorum. Yakında nişanlanacağız inşallah. Seneye
haziranda evlenmeyi düşünüyoruz.
Nasıl evlenme teklif ettiniz?
- Panama’da. Kameraların arkasında oldu. Gizem elenmek üzereydi.
Onu köşeye çekip palmiye yapraklarından yaptığım yüzükleri taktım
ve hayatımı onunla paylaşmak istediğimi söyledim. İkimiz de
ağlamaya başladık. Kabul etti. Bir keresinde de sahilde yürürken
midye kabuğu buldum ve parmağına taktım. Emin ol, bizim için tek
taştan daha değerli.
FAİLİ MEÇHULLERİ ÇÖZECEĞİZ
Dizideki rolleriniz nasıl?
HAKAN HATİPOĞLU: Cinayet masasında ciddi faili meçhul ve
gaspların peşinden giden bir polis ekibiyiz. Ben Selim isminde, bu
ekibin komiserlerinden biriyim. 30’lu yaşlarda soğukkanlı, çapkın
ve aklı başında bir çocuğu canlandırıyorum.
AYÇA VARLIER: Karakterim Bahar... Başkomiser
Behzat Ç. ile üniversite yıllarından tanışıyoruz. Behzat polis
olmak isteyince yollarımız ayrılıyor. Yıllar sonra yeniden
karşılaşıyoruz ve aramızdaki bağ yeniden doğuyor. Ana karakterin
etrafından dönen ama yan rollerinde ciddi hikayeleri olan bir dizi.
Emrah Serbes’in kitabından uyarlandığı için dili de çok kuvvetli ve
senaryosu sağlıklı bir yapım.
Polisiye dizilerin yurtdışındaki örneklerinde kurgu çok
iyi. Sizin diziniz bu açıdan tatmin edecek mi?
AYÇA VARLIER: Seyirciyi aptal yerine koymayacaksınız.
Halkımız zeki. Bu işin bir matematiği var. Bizim dizimizde de bu
matematik çok iyi ilerliyor. Ayrıca HD üç fotoğraf kamerasıyla
çalışıyorlar. House dizisinin finalinin çekildiği özel bir teknik
kullanılıyor.
HAKAN HATİPOĞLU: Bu iş bence kesinlikle uzun
ömürlü. Şu anda izlediğiniz mafya ve polisiye dizilerinin önünü
keseceğiz.
Role nasıl hazırlandınız?
HAKAN HATİPOĞLU: Silah nasıl tutulur, nasıl kullanılmalı
eğitimini aldık. Ayrıca eski emniyet mensubu danışmanlarımız var.
Yönetmenin yanında oturup attığımız her adımda bize yardımcı
oluyorlar.
TABİİ Kİ MERVE’Yİ DESTEKLİYORUM
Survivor’da fiziki olarak zaten diğerleri arasından sivrilecektim. Peşinizde bir kamera var. Kim reality yaparsa kamera onu çekiyor. Bu kıskanılıyordu.
Aydın Abi gibi paranın esiri olmuş insanların parayı alarak gerçek mutluluğun parada olup olmadığını test etmesini istiyordum. Tabii ki Merve’yi destekliyorum. Bu yarışmada bir duruş sergiledi. Zaten 500 binden daha önemli olan halkın sevgisini kazandı.
Acun Bey’i çok seviyorum. Tabii onun enerjisinin tuttuğu isimler var. Eğer beni destekleseydi 20 haftanın 10. haftası beni yollamazdı. Benim elenmem onun açısından belki kötü oldu ama ortaya Merve gibi bir karakter çıktı.
AKIL, GÜÇ VE VEFA ARIYORUM
Sağ kolumun iç kısmındaki dövmemde ismim yazıyor. Kolumun diğer tarafına insanlarda aradığım üç özelliği yazdırdım. Bunlar, akıl, güç ve vefa. Bileğimde kız kardeşim Zeynep’in başharfi var. Sol bileğimde dövme şeklinde bir açma kapama düğmesi bulunuyor. Bir de sutopundaki şapka numaram olan altı rakamı var.
Hürriyet