Taksilerde turist soygunu!..
Gezi siteleri İstanbullu taksicilerin nasıl kazıkladığını anlatılıyor. Sultanahmet, havalimanı ve Taksim, soyguncuların ‘av’ mekanı. Mehveş Evin turist kılığında beş taksiye bindi, ikisinde kazıklandı
- Boşuna “Adın çıkacağına canın çıksın” dememişler. Bütün gezi
rehberleri, İstanbul taksicilerine karşı turistleri uyarıyor:
“Taksimetreyi açtırın... Doğru çalıştığını kontrol edin... 5 TL ile
50 TL’yi karıştırma numarasına kanmayın.”
- Fakat bazı uyanık taksiciler, çakma taksimetreyle turist
kazıklamaya devam ediyor. Turist numarası yapıp rastgele
çevirdiğimiz beş resmi plakalı taksiye bindik. İkisinde hem uzun
yoldan dolaştırıldık, hem de taksimetre normal ücretin üç-dört
misline ulaştı.
- Taksimetre, Taksim-Ortaköy arası 37.9 TL yazdı.Taş çatlasa 12 TL
yazacak yola 40 TL kesildi. İki TL para üstü de verilmedi.
- Buradan iki hırsız taksiciyi ihbar ediyoruz: 34 TKA 40 ve 34 TKH
47. Bakalım yetkililer nasıl bir önlem alacak? Belediye Başkanı
Kadir Topbaş’a tavsiyemiz, gözünün önünde yapılan soyguna karşı
acil önlem alması.
- Açgözlü taksicileriyle meşhur olan başka bir kent olan Prag’da,
Belediye Başkanı Pavel Bém bizzat turist kılığına girerek
taksicileri test etmişti. İki yıl içinde, yeni cezalar uygulanmaya
başladı.
- Sadece İstanbul değil, İzmir Havaalanı ve Antalya da adı çıkan
yerler. Taksiciler korsan taksiyle mücadele etmeden önce kendi
içindeki hırsızları ayıklamalı.
Çakalları teşhir ediyorum
Sultanahmet’in aç çakallarını teşhir etmek için çok daha fazlasını
yapmak farz oldu. Bu yüzden fotoğrafçı arkadaşım Bünyamin’le
anlaşıp, şöyle en cıvıl cıvıl, turist kaynayan zamanda kendimizi
sokaklara attık. İkimiz de tek kelime Türkçe etmeden, bu şehrin
yabancısı gibi davrandık.
Bilin bakalım ne oldu? Rastgele noktalarda çevirdiğimiz beş
taksinin ikisi utanmadan arlanmadan taksimetreyle oynadı. Öyle üç
beş lira değil, tarifenin beş misli para almaya kalktılar.
Deklanşörü görünce de korkup kaçtılar! Başımıza gelenleri
anlatmadan önce, dürüst taksicileri tenzih ederim. Fakat
kendilerine bir tavsiyem olacak: ‘Korsana Hayır’ mitingi yapmadan
önce kendi içinizdeki korsanları ayıklayın. Tüm internet
sitelerinde Türk taksici kazıkları hikayeleri dolaşıyor. Kendi
ekmeğinizden oluyorsunuz. Adres belli: Sultanahmet Meydanı ve
Kapalı Çarşı çıkışında sotaya yatan taksiciler. Buna Taksim’de,
Akmerkez’in karşısında sotalananlar da ekleniyor bazen.
Hadi bakalım taksici arkadaşlar. Ayıklayın aranızdaki hainleri!
Çünkü bu fatura Türkiye’ye yazılıyor. Hırsız insanların ülkesi
olarak... Sonra da bizi AB niye istemiyor, biz ne harika insanlarız
diye ağlamayın. Çapulcu bir milleti kim, niye ister ki?
1. GALATA-SULTANAHMET: İşte en sevdiğimiz şoför.
Hemen taksimetresini 2.5 TL’den açtı. Geçtiğimiz yollarda camileri
gösterdi. Heyhat! Bugün Sultanahmet Meydanı hınca hınç.
Cankurtaran’ın arkasından, ters yollardan daldık: “Geliş var, gidiş
no!” Sevimli taksici ağabeyimiz, Beyti restoranın kartını
verip bizi oraya götürmeye teklif etti sadece (çok yazsın diye).
Kibarca reddettik, Meydan’da indik. Doğru hesabı da ödedik: 10
TL.
2. SULTANAHMET-KARİYE MÜZESİ (BALAT):
Meydan’da pusuya yatan taksiciyi gözüme kestirdim. Ben ön
koltuğa, Bünyamin arkaya atladı. Bir yandan etrafı fotoğraflıyormuş
gibi yaparken, bir yandan da bizi çekiyor. Çakma taksimetrenin
ekranı bile gözükmüyor. “Trafik, yes? Başka yol, yes?” Hakikaten
trafik kilit. Bakalım nasıl götürecek? Sultanahmet’ten sahile
iniyoruz, fakat boş olan Eminönü-Balat istikametine dönmek yerine
sahilden Topkapı’ya kadar gidiyoruz. Yedikule’den yukarı, tek tek
sur kapılarını göstererek götürüyor. Yani tarihi yarımadayı olduğu
gibi turluyoruz. Çok misafirperver ya! Balat’a geldiğimizde
taksimetre 51.25 gösteriyor. “Çok fazla” diye itiraz ediyorum.
Bünyamin’in devamlı fotoğraf çekmesinden fena halde işkillenip, “30
ver yeter” diyor. Fiş istiyorum. Dalga mı geçiyorum? Tabii ki yok
fiş miş!
3. BALAT-EMİNÖNÜ: Turistlerin mutlaka gittiği
yerlerden biri, Kariye Müzesi. Ancak yolların bir kısmı trafiğe
kapalı. Genelde de otobüsle gelip gidiyorlar. Durağın taksisi bizi
alıyor. Şoförümüz çok titiz, taksimetreyi açıp “Bak 2.5 TL” diye
gösteriyor. Anlaşılan turistler taksimetreden de işkilleniyor.
Mısır Çarşısı’nın önüne kadar geliyor ve taksimetredeki 9 küsur
TL’yi veriyoruz.
4. EMİNÖNÜ-TAKSİM: Yine temiz bir yolculuk.
Sanırım Bünyamin devasa fotoğraf makinesiyle potansiyel bir tehlike
oluşturuyor . Bünyamin’le vedalaşıp turuma tek başıma devam etmeye
karar veriyorum.
5. TAKSİM-ORTAKÖY: Bu sefer arka koltuğa oturuyorum.
Bingo! Amcam taksimetreyi kurcaladı. Trafiği bahane ederek
Beşiktaş’tan Ortaköy’e çıkmak yerine Barbaros’a çıkıyor. Burası
kesinlikle daha sıkışık. Yıldız’dan Ortaköy’e iniyoruz.
Taksimetrede ne yazıyor dersiniz? 37.9 TL! Taksimetreyle taş
çatlasa 12 TL yazacak yola 40 TL kesiyor alçak. İki TL para üstünü
de vermiyor. Fiş isteyince sahte bir kağıda yazıp
veriyor.
6. ORTAKÖY-KURTULUŞ: Turist olmaktan ve
kazıklanmaktan yoruldum. Taksiciyle ‘turist kazıkları’ muhabbeti
ediyoruz. Sultanahmet ve Beyazıt’ta açık durakta bekleyenler için
“Afedersiniz at hırsız bunlar” diyor. “İyi de sizin taksiciler
birliğiniz yok mu bu işe el koyacak” diyorum. “Faydası yok, adamlar
korumalı” diyor. Ya taksimetreyle oynuyorlarmış, ya da kafadan 50
euro’dan fiyat çekiyorlarmış. “Bu yüzden turistlere taksimetreyi
anlatamıyoruz, adam soyulacağını sanıyor. Aslında taksimetre
olmayınca 10 TL yazacak yere 50 TL çekiyorlar. Mesela
Sultanahmet-Taksim arası 80 ila 120 TL arasında fiyat çekiyorlar!
Taksim’dekiler genelde taksimetreyle oynuyor. Turist değilsen almaz
zaten seni.”
Hakikaten Sıraselviler girişinde , trafiği tıkadığı halde bekleyen
taksiciler mesafeyi beğenmez sanırdım, meğer Türk istemezlermiş!
Hepsi hırsız diyemem, ama bazılarının niyeti açık .
Bu noktada iş, en başta taksiciler birliklerine ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Sonra Eminönü ve Beyoğlu gibi,
turistlerin yoğun olduğu bölgelerin sorumlularına.
İlan ediyorum: Sizi göreve davet ediyorum. MİLLİYET CADDE, bu
işin peşini bırakmayacak.
Mehveş Evin / MİLLİYET