TRT yolsuzluğunun dosyasını açıyoruz

Hükümetin Sayıştay raporlarını TBMM dahil herkesten bucak bucak kaçırmasının nedenini hasbelkader elimize geçen raporları görünce daha iyi anlıyoruz.

TRT yolsuzluğunun dosyasını açıyoruz

Tam, “tut kelin perçeminden” misali hangi rapora el atsanız elinizde kalıyor. Üstelik Sayıştay’ın raporlarını değme diplomatlara taş çıkartırcasına eleştiri ve uyarılarını satır aralarına zulalamasına rağmen raporlardan cüz cüz usulsüzlük akıyor. 

Bu raporlardan ilk elimizi attığımız, “yandaşlık” iddialarıyla marka değeri bir hayli devalüe olmuş TRT oldu. 206 sayfalık raporu her türlü çapaktan arındırarak olabildiğince sade bir şekilde anlatıp şu yoğun gündeme küçük bir kertik atalım. 

Öncelikle kurumda çalışan personel sayısına bakalım:

Rapora göre TRT’nin 2011’de 7 bin 564 olan personel sayısı 2012’de 511kişi eksilerek 7 bin 53’e düşmüş. Çalışan sayısında 511 kişi eksilmesine karşın personel giderleri 2011’de 425 milyon TL’den, 489 milyona çıkmış. Personel başına ayda yapılan harcama tutarı ise 5 bin 159 TL.

TRT’de çalışanlar bu kadronun bin 750 kişisi yayın ve yapımcı, geri kalan sayının ise idari personel olduğunu belirtiyor. Memur sayısının bu kadar çok olmasının nedeni, siyasilerin seçmenlerine bol kepçe TRT kadrosu dağıtması. TRT artık torpilin o kadar hüküm sürdüğü bir kurum ki, bırakın iktidar değişikliğini, her bakan değişikliğinde TRT koridorları gıcır takım elbiselerini sırtına geçirmiş yeni çehrelerle tanışıyor.

Bu arada yeni yönetim “ıskarta” muamelesi yaptığı eski personeli ise “Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı” adı verilen kreşden bozma binaya, göndererek kızağa çekiyor. Yani bu gruba giren personel, TRT’nin görkemli mavi binasında bile değil, dışarda “ısı merkezi”nin altındaki yerlerinde “oyalanıyorlar”.

Sayıştay raporuna göre bu kişilerin 2012’deki sayısı 105. Yani ulusal yayın yapan bir kanalı çekip çeviren personel sayısı kadar tecrübeli çalışan, bu daire başkanlığında TRT’deki son demlerini geçiriyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan operasyonun ardından ilave olacak cemaatçilerle bu dairenin kadrosunun bir hayli kabaracağını tahmin etmek zor değil.

TRT’NİN ELİ CEBİMİZDE

Peki kadrolarını siyasilere bu kadar cömert açan TRT’nin gelirleri ne durumda?

Sayıştay Raporu’nda kurumun gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’ninin elektrik enerjisi hasılat payları, bandrol ücretleri ve sübvansiyonlar oluştuğu belirtiliyor.

Geçtiğimiz yıl elektrik faturalarımızdan toplanan 662 milyon, bandrollerden toplanan 545 milyon TL, TRT’nin gelir hanesine yazılmış. Reklamlardan elde edilen gelir ise, 91 milyon TL. 

Sayıştay raporda, TRT’nin gelirlerinin çoğunu elektrik paylarıyla bandrol gelirlerinden oluşmasını “inceden” eleştirmiş. “Haber ve program satışlarından sağlanan gelir önemli meblağlara ulaşamadığından” ifadesini kullanan Sayıştay, “Kurum gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturan kamusal katkı paylarının elektrik enerjisi tüketimi ile görsel ve işitsel cihazların satışına bağlı bir tüketim vergisi niteliğinde olması ekonomik faaliyetlerden doğrudan etkilenmesine yol açmaktadır. Olası ekonomik daralmalarda kurum gelirlerinde büyük düşüşler görülebilecektir” diye uyarmış. 

Elektrik enerjisi hasılat payı ile bandrol gelirlerine ilaveten diğer kalemlerle birlikte 2012’de toplam 1 milyar 501 milyon gelir elde eden TRT, bunun karşılığında 432 milyon TL’si personel giderleri, 655 milyon TL’si de “dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler” için yapılan giderler olmak üzere 1 milyar 321 milyon TL harcama yapmış.

TRT’Lİ İŞSİZLER

Raporda belirtilen “dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler”i biraz açalım:

Her ne kadar kurumda 7 bin çalışan var görünüyorsa da aslında onların hemen hemen hepsi “işsiz”. Çünkü TRT’de program yapmak, kişinin siyasi görüşüne bakılarak izin verilen bir “ayrıcalık” artık.

Kendi personeline program yaptırmayı neredeyse “lütuf“ olarak gören TRT, kurum giderlerinde en büyük kalemi, dışardan program ve haber satın almaya ayırmış. İşte Sayıştay’ın “dışardan sağlanan fayda ve hizmetler” dediği kalem, onca personeli dururken sağa sola yaptırdığı programlara ödenen para anlamına geliyor. Öyle ki, bu kalem tüm giderlerin yüzde 53’ünü oluşturuyor.

Yani TRT,  2012 yılında dışardan satın aldığı programlara 655 milyon TL ile ödeme yapmış. Nitelik ve niceliği hepimizin malumu olan TRT’ye program satan bu şirketler ile program yapan liberal lobi ile yandaş taifesinin tarifesi daha önce OdaTV’de çokça yazıldığı için bir kez de daha yazarak yer ve zaman israfı yapmayalım. 

DİNİ PROGRAMLARA 6 MİLYON

TRT dışına yaptırılan ve 300 milyon TL harcanan programların detayları şöyle:

Dramalar, yani dizilere 153 milyon, eğitim kültür programlarına 55 milyon, müzik eğlenceye 20 milyon, habere 23 milyon, spora 18 milyon, çocuk ve gençlik programlarına 16 milyon, belgesel programlarına 7 milyon ödeme yapan TRT, din ve ahlak programlarını bile özel şirketlere yaptırmış. TRT’nin bu programları yapan şirkete 2012’de ödediği miktar ise 6 milyon TL. 

Kurum, 300 milyon TL ödeme yaptığı bu programlara ilaveten haber ve program yapımları için de 180 milyon TL harcamış. İki kişinin ortalarına konulan saksının etrafında tartıştığı basmakalıp tartışma programları dahi bu şirketlere yaptıran TRT, 13 milyon yurtiçi ve yurtdışı spor programlarına, 27 milyon kanal kiralarına, 40 milyon TL de yurtiçi ve yurtdışı kaynaklar ile onlardan temin edilen haber ve programlara harcamış. 

TRT, televizyon yayınlarının yapıldığı kanallardan en yüksek maliyetli yayını ise TRT-1 kanalından yapıyor. Rapora göre bu miktar 182 milyon TL. Bunu 164 milyon TL maliyetle TRT Spor kanalı izliyor.

TRT’nin satın aldığı programlar göz önüne alındığında dışarıya sattığı program miktarı ise bir hayli “güdük”. Dışarıya 655 milyona program yaptıran TRT, sattığı programlardan ise ancak 6 milyon TL kazanç elde etmiş. 

Kurumun 2012 yılı net ilan, reklam ve sponsorluk gelirleri ise bir önceki döneme göre yüzde 5, yani 5 milyon 600 bin TL azalarak 107 milyon olarak gerçekleşmiş. Bu miktarın 84 milyonu Radyo ve TV ilan ve reklam gelirlerinden, 6 milyon TL’si barter karşılığı alınan  reklam, 16 milyon TL’si ise sponsorluk gelirlerinden oluşuyor.

YÖNETİM GİDERLERİ FAZLA

Sayıştay, kurum olarak değerlendirmesi gereken en önemli konuyu da raporda, “Genel yönetim giderlerinin toplam giderler içindeki payının yüzde 32,4 oranında olması, söz konusu oran 2010’da yüzde 22,9 iken 2011’de yüzde 32,5’e yükselmesi, 2012’de de bu seviyede gerçekleşmesidir” diye belirtiyor.

Rapora göre, Yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle genel müdür, genel koordinatör, genel müdür yardımcıları gibi üst yöneticilere bu dönemde sağlanan ücret ve benzeri menfaatlerin toplam tutarı da 827 bin TL. 

Sayıştay, yönetim giderlerindeki bu oranı fazla bulmuş. Hesap soranın cezalandırıldığı bir ülkede önümüzdeki yıl bu uyarının gereğinin yerine getirilmesini beklemek, neredeyse ütopik zihinsel kurgu kategorisinde.

Biz yine de o raporların arasından yolsuzlukları arşivlere bırakmaya devam edeceğiz…

Derya KIRICI / Odatv.com