Türker Ertürk yazdı: "Türkiye'nin de mi üzeri çizildi?"
Emekli Amiral, araştırmacı yazar Türker Ertürk'ten ses getirecek satırlar...
Ukrayna ve Rusya, Türkiye’nin komşuları olmasına rağmen Ukrayna barış görüşmeleri Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yapılıyor. Biden döneminde ABD; Türkiye ile yakın çalışmış, Rusya-Ukrayna görüşmelerinde Türkiye merkezi bir rol oynamış, Tahıl Anlaşması ve esir değişimleri Türkiye üzerinden yapılmıştı. Trump, Ankara yerine artık Riyad’ı tercih ediyor. Halbuki Türkiye arabulucu olabilecek en iyi ülke idi. Çünkü; NATO üyeliği nedeniyle ABD ile müttefik, komşu olması nedeniyle Rusya ve Ukrayna ile ara kesitleri olan ve savaşı hemen yanı başında yaşayan bir ülke konumundaydı.
Trump’ın göreve gelişiyle birlikte Ortadoğu’da stratejik bir tercih değişimi yaşanıyor. Barış görüşmeleri için Riyad’ın seçilmesi de bunun en önemli göstergesi. Görünen o ki; bölgenin tek NATO ülkesi olmasına rağmen Türkiye, gittikçe daha fazla kenara itilen bir ülke durumuna düştü.
Yeni dönemde ABD’nin Ortadoğu Bölgesi’ndeki iki başat stratejik ortağı İsrail ve Suudi Arabistan olmuştur. Trump Yönetimi; Gazze’yi 400 yıl yönetmiş bir Osmanlı geçmişi olmasına rağmen Türkiye’yi Gazze ile ilgili tartışmalara ve arabuluculuğa asla karıştırmıyor.
Türkiye; Çin’in Kuşak Yol Projesi’ne alternatif olarak geliştirilen Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Bölgesi Koridoru (IMEC) dışında tutuluyor. Ankara’nın yıllardır yürüttüğü lobi faaliyetlerine rağmen koridor Türkiye’yi kapsamıyor, bunun yerine Hindistan-Suudi Arabistan-İsrail-Mısır-Kıbrıs-Yunanistan ve Avrupa’yı ihtiva ediyor.
ABD’nin Türkiye’yi dışlayan bu stratejik tercih değişikliğinin nedeni; Netanyahu liderliğindeki İsrail ve Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Dünyası’dır.
Türkiye’yi yöneten iktidarın iç politikaya yönelik antisemitizm içeren söylemleri, “Öldürmeye gelince; siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz!” bağlamındaki sorumsuzca açıklamaları, Hamas sevdası ve Radikal İslami örgütlerle ilişkileri İsrail’i ve ABD’de etkin olan Yahudi Diasporasını karşımıza almamıza ve bu yapının Trump liderliğinde egemen olması da böyle bir sonuçla karşılaşmamıza neden olmuştur.
Suudi Arabistan geçmişte Radikal İslam’ı ABD’nin operasyonları ve direktifleri doğrultusunda Pakistan, Afganistan, Bangladeş, Sudan ve Nijerya gibi ülkelere ihraç etti ve finansman sağladı. Şimdi ise Suudi Arabistan; Veliaht Prens Muhammed Bin Selman liderliğinde Ilımlı İslam’a, hatta sekülerleşmeye doğru ilerliyor. Görülüyor ki; Ortadoğu’da radikal İslam’a daha fazla izin verilmeyecek.
Suriye Projesi tamamlanana kadar bir El-Kaide ve IŞİD türevi olan HTŞ’yi Türkiye üzerinden ateşi tutar gibi tutacaklar ve yönlendirmeye çalışacaklar, sorun çıkarsa sorumluluğu Türkiye’nin üzerine atacaklar ve Suriye Projesi tamamlanınca da HTŞ’nin işini bitirecekler.
Sonuç olarak Türkiye; kendisini yöneten iktidarın yalan yanlış, gerçeklikten uzak, ulusal güç unsurlarımıza dayanmayan, akıl dışı, küresel ve bölgesel dengeleri doğru okuyamayan, ideolojik davranan ve iç politikaya endekslediği dış politikası nedeniyle bölgede yalnızlaşmış, güvenilmeyen ve karşılıklı çıkarlara dayanan bir işbirliği dahi yapılamayacak bir ülke durumuna düşmüştür.
Türker ERTÜRK / https://www.turkererturk.com.tr/turkiyenin-de-mi-uzeri-cizildi/