Türkiye'de yoganın durumu!..

Türkiye'de yoganın durumu!..

Türkiye'de yoganın durumu!..

Yoga deyince herkesin aklına başka bir şey geliyor. Kimi için şekle girmeyi sağlayan bir spor, kimi için bir ‘aydınlanma’ aracı, kimi için saçma ve gereksiz bir şey, kimi için zenginlere özgü bir uğraş, kimi için komedi malzemesi, kimi için hayatın vazgeçilmezi… Hakkındaki spekülasyonlar ve önyargılar varlığını sürdürse de, yoga Türkiye’de 10 yıl öncesine göre hak ettiği itibarı kazanma yolunda epey yol kat etti.

Hem Türkiye’de yoga âleminde neler olup bitiyor öğrenmek hem de bu dünyaya adım atmak isteyen ama nereden başlayacağını bilemeyenlere önerilerini öğrenmek için, yogilerin kapısını çaldık. Hari-Om Yoga Merkezi’nin kurucusu, aynı zamanda derneğin başkanı, yoga eğitmeni Bora Ercan, Yoga House’un kurucusu ve eğitmen İrem Greenfield, Yoga Şala’nın kurucuları ve eğitmenler Seyda ve Can Malta, Cihangir Yoga’nın eğitmenlerinden Mey Elbi ve Zeynep Çelen sorularımızı cevapladı.

Türkiye’de yoga merkezleri bu günlerde epey yoğun günler geçiriyor. Bir araya gelmek, ortak kararlar alabilmek ve örgütlenmek adına yerli yogiler Yoga Eğitmenleri Derneği çatısı altında birleşti. İlk sorumuz elbette bu örgütlenmenin detaylarını öğrenmek içindi…

ORTAK ÇÖZÜM ARAYIŞI

Bora Ercan: Yoga Eğitmenleri Derneği’nin kuruluş başvurusunu yaparken asıl dürtümüz yoga eğitmeni ve merkezlerinin ortak kaygılarla bir araya gelmesi ve sorunlara ortak çözümler getirmesiydi. Kendi iç işleyişimizde bir etik kurul oluşturarak yogik etiğe uygun olmayan davranışta bulunan eğitmen ve kurumları uyarmak görevlerimizden biri. Yoganın yayılması için ücretsiz açık hava etkinliklerini desteklemeye devam edeceğiz. İran’da, Yunanistan’da, Bulgaristan’da yoga federasyonlaşmış durumda. Rusya’da da çok ileriler... Umuyoruz ülkemizde de çaba ve iyi niyetle iyi bir yapılanma söz konusu olacak.

İrem Greenfield: Motivasyonumuz birleşmek, bütünleşmek ve aynı yoldan yürüyen diğer insanlarla beraber ortak bir yol alabilmek. Dernek bana Türkiye’de yoganın geleceğiyle ilgili umut veriyor.

Mey Elbi: Derneğin çıkış noktası yogaya gönülden bağlanmış, ortak tutkuları yoga olan kişileri bir araya gelip tanışmaları ve dayanışma içinde olmaları. Böylece hem yoga eğitmenleri, hem merkezler bir arada organize olup yoganın tanıtımında ve yayılmasında daha güvenli adımlar atabilecek.

Zeynep Çelen: Bu örgütlenmenin arkasındaki en önemli etken, yoganın gerçekte olduğundan çok daha farklı algılanıyor olması. Pek çok önyargı nedeniyle yogaya bakış maalesef çok yanlış noktalarda. Yoga; birlik, bütünlük ve şifayı vurgulayan bir kavram, buna yürekten inanan insanlar bir birlik içersinde yogayı yaygınlaştırmak için yola çıkmış durumda.

Seyda- Can Malta: Derneğin kurulması için yapılan çalışmaları en başından beri Yoga Şala olarak destekledik. Yoga Eğitmenleri Derneği’nin, yoga dünyasını biraz daha birbirine yaklaştıracağına inanıyoruz. Oldukça iyimseriz, belki böylece daha çok insana ulaşırız diye düşünüyoruz.

NEREDEN BAŞLAMALI?

Bora E.: Yoga özgürlükçü ve hoşgörülüdür. Bu nedenle hem yıllar içinde şekillenmiş hem de farklı kültürlerce harmanlandıkça çeşitlemeler türler ortaya çıkmış. Kişi; yaşına, beden tipine, beklentilerine göre bu okyanusun içinden kendine en uygun olandan yana bir seçim yapacaktır. Yeni başlayanlara kendilerine en uygun gelecek merkezi, eğitmeni ve sistemi bulmalarını, önyargılı olmamalarını, kendilerini kolay teslim etmeden eleştirel akıllarını kullanarak bu işin kendilerine nasıl iyi gelebileceğini anlamalarını ve en önemlisi büyük beklentiler içinde olmamalarını tavsiye ediyorum.

İrem G.: Ben şahsen o kadar çok teknik ve ekol denedim ki! Biraz karakterle, biraz yogadan ne beklediğin ile ilgili hangi türe yöneleceğin. Bazen tek bir derste ne yapmak istediğini anlıyor öğrenci, bazen 10-15 değişik öğretmen denemek istiyor. Yeni başlayanlara tavsiyem şu: Sakin kalmaya çalışın ve kendinizi diğer öğrencilerle karşılaştırmayın.

Mey E.: Kişi zamanla kendisine en uygun yoga türünü, denetimleyerek, keşfederek, araştırarak, kendi beden tipi, yapısına, enerjisine uygun bir şekilde buluyor. Bu zamanla değişkenlik gösterebiliyor. Birçok yoga türü var ama özü aynı. Yeni başlayanlara beraber keyifle çalışabilecekleri, kendilerine uygun, deneyimli bir yoga eğitmeni gözetiminde başlamalarını tavsiye ediyorum. Teorik olarak bazı kitaplar okunabilir. Herkes zamanla kendi kişisel pratiğini yaratacaktır.

Zeynep Ç.: Her nabza göre şerbet var yogada. Size iyi geleni deneyerek bulmanız gerekiyor. Dönem dönem insanın ihtiyacı da değişiyor, her ihtiyaca yönelik bir yoga dersi var. Yeni başlayan birine en az bir ay sürekli devam etmesini öneririm. Bir haftada yogayla ilgili karar vermesinler; bedenin alışması ve yoganın etkilerini hissettirebilmesi için biraz süre gerekiyor.

Can- Seyda M.: Yoganın türüne kişi ilerledikçe kendisi karar veriyor. Hatta bu, zamanla değişebiliyor. Bu yüzden biz farklı stilleri destekliyoruz. Yeni başlayanlara açık fikirli ve açık yürekli öneriyoruz.

YOGAYA ÖNYARGILI BAKILIYOR

Bora E.: Önyargıları yazılar, videolar, etkinliklerle büyük oranda aştık. Sanıldığının aksine sadece zenginler yoga yapmıyor, onların yapacak çok başka şeyleri var. Ne iş yaparsak yapalım yoganın engin ve derin bilgisi bize destek olacaktır.

İrem G.: Önyargı maalesef pek çok konuda var. Biraz daha zihinlerimizi açmalıyız. Evet, yoganın fiziksel olduğu kadar ruhani yanları da var, aynı zamanda inanılmaz bir zihin çalışması. Bizlere sadece fiziksel bedenden yapılmadığımızı hatırlatıyor. Benim işin o kısımlarına girmek istemeyen çok öğrencim de var ve bence sorun yok. Size uyan parçalarını alıp kendinize uygun bir pratik haline getirmeniz bence yeterli. Yani kişi sadece spor amaçlı yoga yapmak istiyorsa, ben kollarımı açarak kabul ederim kendisini.

Mey E.: Yoga çok büyük bir yolculuk, tıpkı hayat gibi… Yoga uygulama yaptıkça içine girilen, hissedilen bir uygulama. Farkındalığı sadece bedende değil, zihnine, duygularına, ruhuna kadar uzanıyor. Seni kendine, dolayısıyla başkalarına ve hayata olduğu gibi yakınlaştırıyor.
Yoganın zamanla her kitleye yayılacağı kanaatindeyim. Çok uygun fiyatlarda herkesin ulaşabileceği dersler var. Yoga insan olmanın özünü araştırmak demek. Dolayısıyla din, ırk, yaş, zengin, fakir gözetmeden herkese hitap ediyor.

Zeynep Ç.: Bir yoga dersinde, her pozda yoganın hem fiziksel hem ruhani boyutunu deneyimliyorsunuz. Siz değişik şekillere girerek bedeninizi esnetirken, güçlendirirken aynı zamanda belirginleşen hisleri ve nefesinizi fark ediyorsunuz, eğitmen sizi buna yönlendiriyor. Pozu yaparken bedeninizi, kendinizi, huylarınızı, varlığınızı daha yakından tanımaya başlıyorsunuz. Bu tanışıklık şifayı da yanında getiriyor. Hiçbir yönünüzü göz ardı edememeye başlıyorsunuz, kabul denilen şey kendiliğinden ortaya çıkıyor. Kavramları deşmek yerine, gelin birinci elden yoga nedir, deneyimleyin. Bedeninizdeki hislerle, nefesinizle biraz vakit geçirin. Bedeninizde kilitli dolap gibi hiç hareket etmeyen yerleri hareket ettirerek tüm hücrelerinizi canlandırın. Kendinizi tanırken aslında fark edeceksiniz ki, iletişim kurduğunuz herkesi ve her şeyi daha yakından tanımaya başlamışsınız.

Seyda- Can M.: Bizim için fiziksel boyut bir araç, yani bir yere giderken nasıl araba kullanıyorsak, bu yolculukta da bedeni kullanıyoruz, o kadar. Yoga bir zengin uğraşı değil, çok uygun fiyata üyelikler var. Özel bir kıyafet gerektirmiyor, ayaklar bile çıplak! Ama her şey bir yana yoga yapmak için bir stüdyoya da gitmeye gerek yok, kendiyle samimileşmeye hazır olan herkesin önüne yoga karşı koyamayacağı şekilde çıkar zaten.

YOGA YAPARAK KİLO VERMEK, AMAÇ OLMALI MIDIR?

Bora E.: Yoga bir kilo verme yöntemi olabilir ama amaç bu olursa yogaya haksızlık olur. Sonuçta yoga sayesinde bedensel farkındalık artar. Bedenin doğal yapısı neyse ona ulaşmaktır hedef...

İrem G.: Bu fikir beni rahatsız etmiyor açıkçası. Zaten herkesin başlamak için bir sebebi oluyor ve sebep ne olursa olsun insan bir kere yoganın zevkini tattığında ve diğer bütün yararlarını bedeninde, zihninde hissetmeye başladığında, başlangıçtaki sebebi unutuyor ve yoga vazgeçilmezi haline geliyor. Ayrıca çok da güzel kilo verdirtebiliyor yoga. Hem de güçlendirerek! Ben her zaman şunu söylüyorum: “Yoga size ne istiyorsanız onu verecektir.” Yani kilo vermek istiyorsanız kilo vereceksiniz, stres atmak istiyorsanız stres atacaksınız.

Mey E.: Yoganın nihai amacı kalpten yaşamak. Tabii ki fiziksel uygulamanın sonucunda, bedenle çalışıldığı için beden yapısı değişiyor, kaslar kuvvetleniyor, kişi esneklik kazanıyor ve ideal kilosuna ulaşıyor. Ama yoganın amacı kilo vermek veya almak değil. Esnemek veya kuvvetlenmek de değil. Olan ne varsa olanı net görüp onunla kalmak ve orada gevşeyebilmek.

Zeynep Ç.: Yoga, insan bedenini dengeye getiriyor. Bu bazı insanlarda kilo vermeye bazılarında ise kilo almaya dönüşebilir.

Seyda- Can M.: Yoga ile kilo verilebilir ama bu sadece bir yan etkidir. Yoga bedensel bir çalışmanın çok ötesindedir, fiziksel bir yere ulaşım amacı gütmez. Ancak bedensel hareketlerin de kullanılmasından dolayı, kilo verme, sıkılaşma, daha sağlıklı olma gibi yan etkileri olur.

HERKES YOGA YAPABİLİR Mİ?

Bora Ercan: Yoga, kişiye özel bir tasarımdır. 20 yaşındaki bir insanla 80 yaşındaki bir insanın, bir ofis çalışanıyla bir kol işçisinin yogadan beklentileri farklı olacaktır.

İrem Greenfield: Yogayı, herkes her yerde yapabilir. Benim öğrencilerimin yaşları 15-60 arasında değişiyor.

Mey Elbi: Yoga herkese uygundur. Tabii ki yapılan yoga türü kilo ve yaşa göre değişecektir. Benim annem mesela, iki dizi protez ama ona rağmen keyifle yoga terapi derslerine giriyor.

Seyda- Can Malta: Yoga yaptığınız harekette değil, hayata olan tavrınızda, bakışınızdadır. Bu tavrı, bakışı, algıyı değiştirmenin yolu her zaman kolay değil, bazen eski alışkanlıklarımızın içinde buluveririz kendimizi. İlerledikçe hayat bize hediyeler vermeye başlar. Kilo, yaş, cinsiyet gibi şeyler konu dışı olur.

TÜRKİYE’DE YOGANIN DURUMU

Bora E.: Eskiye göre daha iyi konumdayız. Daha da iyi olmak için uğraş veriyoruz. Tüm derdimiz kendimizi doğru ifade edebilecek yapılanmalara ulaşmak çünkü işimiz spekülasyona çok açık. Komedyenlerin yarattığı önyargıları aşmak için çok çaba harcadık. Eğitim DVD’leri hazırladık. ‘Muson Şarkıları: Bir Yoga Yolculuğu’ adlı bir kitabım var, birçok insan o kitapla yogaya başladı.

İrem G.: Türkiye’de yoga bazen yanlış anlaşılıyor ve spekülasyonlar olabiliyor. Mesela ben yoga eğitmeniyim diye her zaman sakin ve huzur içinde olmam beklenebiliyor! Şaka bir yana geride kaldığımız noktalar var ama ben daha çok gelişmeleri görüyorum.

Mey E.: Yoga son zamanlarda çok rağbet görmeye başladı. Hâlâ emekleme safhasında ama çok güzel olumlu gelişmeler ve gittikçe artan bir merak var.

Zeynep Ç.: Türkiye’de, dünya çapında eğitim veren hocalar var. Bu hocaların yetiştirdiği öğrenciler, gelen yabancı hocaların dikkatini çekiyor. Dünyanın değişik yerlerinde ders veren yabancı hocalar Türkiye’deki yoga uygulayıcıların pratikleri, hassasiyetleri ve anlayışlarından etkilendiklerini söylüyor. Ayrıca yoga stüdyoları yeni bir düzenlemeyle spor salonu kategorisine alındı. Yasalardaki bazı boşluklar mevcut, ancak bunların yakın zamanda değişeceğini düşünüyoruz.

Seyda-Can M.: Türkiye’de ortam çok güzel, keşke daha çok insan yogadan faydalansa. Hâlâ ön yargılarla yaklaşıyor pek çok kişi ve denemiyor bile. Hayatın girdabına kapılıp gidiyor herkes, nefes almadan. Oysa biz nefesi öğretiyoruz, hayat enerjisi veriyoruz. Yogaya bir şans vermek gerek. Devlet içinde de şu anda bir oluşum var, yoga bir federasyona bağlanacak deniliyor. Stüdyolar ve verdikleri eğitimler denetlenecek. Her stüdyoya, her eğitmene güvenemeyiz ama bence insanın en önemli denetçisi kendisi. Türkiye’de yoga stüdyoları farklı kategorilerde yer alabiliyor. Bu konuda bir standart veya diretme yok. Sonuç olarak işletmenin ne tip hizmetler sunduğuyla ilgili bir konu bu. Bunun dışında da devletin esasında bu konuya fazla müdahil olması bize pek manalı gelmiyor. Batı’daki örneklere baktığınızda da bir diretme, bir denetleme söz konusu değil, çünkü bu zaten yoganın temeline aykırı olur. Yoga belli kalıplara sokulamayacağından bir federasyona bağlanması ve belli kalıplara sokularak değerlendirilmesi yanlış.

Melisa Kesmez

Konular Kadın / Bakım