TÜRKİYE'NİN EN İYİ KADIN SESİYİM
10 yıllık suskunluğunu 'Paylaşmak İstiyorum' isimli yeni albümüyle bozan Linet çok mutlu: "10 sene önce belli başlı isimlerin artıklarıyla yetiniyordum!.."
Linet 10 yıl aradan sonra yeni albümü 'Paylaşmak İstiyorum' ile hayranlarıyla buluştu. Müzikten uzak kaldığı dönemde ülkesi İsrail'e de giden Linet, yepyeni imajıyla da göz dolduruyor. Şarkıcı, yeni albümüne çok inandığını belirterek; "Ben Türkiye'nin en iyi sesiyim. Son on yılın en bomba albümünü yaptım" diyerek iddialı olduğunu ortaya koydu ve müzik hayatında kaybettiği zamanı çok kısa sürede kazanacağını söyledi. Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Sıla, Hakan Altun, Bülent Özdemir, Hakkı Yalçın gibi ustaların şarkılarını seslendiren Linet'in albümünün süpervizörlüğünü Mehmet Güngör yaptı. Albümü için cebinden 150 bin TL harcadığını dile getiren güzel şarkıcı, kriz ortamında harcadığı bu para için korkmadığının da altını çizdi.
PIRLANTA GİBİ ŞARKI
* İsrail şu an bir savaşın içerisinde, bu konuyla ilgili neler
düşünüyorsunuz?
İsrail'de doğdum ama biz aynı dini paylaşıyoruz. Ben Türküm
demekten de geri kalamıyorum. Benim genlerim ve atalarım 500 yıldan
bu yana Türkiye'deler. Ben burada var oldum. Bir an önce ateşkes
imzalanması ve insanların canına kıyılmaması gerektiğini
düşünüyorum. Ben dünyanın konuştuğu bir tek dili konuşabiliyorum, o
da müzik. Bu şekilde bir şeyleri değiştirebiliyorsam, çok mutlu
olurum.
* Albümün bu zamana denk gelmesine üzülüyor musunuz?
Aslında asla kötü tesadüf olamaz. Belki de çok yardımcı olacak. Bu
işin dünyaya hayırlı olmasını temenni ederek yola çıktım. Herkes
gibi üzülüyorum.
* Bu albümde, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur'un iki klasik
eserine yer verdiniz...
Eski şarkılara her zaman daha çok meyilliyiz. Beyninde bildiğin bir
şeye daha rahat adapte olursun. Orhan Gencebay'ın 'Çilekeş', Ferdi
Tayfur'un 'Derbeder' adlı şarkıları aynı dönemin iki hit şarkısı.
Onları seçtim ve bugüne taşıdım. Her ikisi de bana büyük destek
vererek, "Senin sesinden okunmayacak da kimin sesinden okunacak"
dedi. Siz de bilirsiniz, Orhan Abi şarkılarını vermiyor hiç
kimseye.
* Çok para talep ettiler mi şarkılar için?
Aslında hediye denebilecek kadar simgesel bir para ödedim. Ama olay
bu değil. Trilyon de versen böyle iki cevherin şarkısını albümümde
okumak çok büyük bir onur benim için. Pırlanta satın alıyorsunuz.
Pırlantanın da bir fiyatı var. Kimse durup dururken size pırlanta
hediye etmez. Yeteneğim için Allah'a şükrediyorum.
* Bu albüm için çok para harcadınız mı?
Evet 150 bin TL. harcadım ve kendim yaptım. Ama hayırlı olarak geri
dönecek biliyorum.
* Peki 'Allah vergisi bir sesim var' deyip 10 yıl neden ortadan
kayboldunuz?
Bu dünyada herkesin ödeyeceği bir bedel vardır. Ben cezalandırılmış
gibi hissediyorum kendimi. Bir ses sanatçısı olarak işimi
yapmamanın cezası büyük. Müebbete çarptırılsam belki bu kadar acı
çekmezdim. İş ve ailevi meseleler bazen insanı bu duruma
sürükleyebilir. Ben biriki yıl gider dönerim diye gittim. Ama on
yıl kaldım. Ama bu süreç içinde olgunlaştım, kişiliğim oturdu. Bu
albümü kendim yaptım. Çok güzel bir ekip oluşturdum.
UNUTULDUĞUMU SANDIM
* Siz Türkiye'den giderken çok kişi sizin aşık olup işi
bıraktığınızı ve evleneceğinizi düşündü...
Evet çok söylendi bu. İlişki hep var, olmaması anormal. Ama evlilik
duygusunu tatmadım daha. Çok istiyorum. Ama önemli olan sadece
evlenmek değil, önemli olan o evliliğin çok doğru insanla
yapılması. Sonra güzel bir fidan yetiştirmek...
* İsrail'de, 10 yıl kaldıktan sonra ne zaman dönme kararı
aldınız?
Bakırköy Felek'ten bana bir teklif geldi. Bir aylık bir anlaşmamız
vardı. Bir ay çalıştık, sonra benden daha uzun süre kalmamı
istediler. Kalma konusunda çok gidip geldim kendimle. Unutulduğumu
düşündüm. Ama ikna ettiler beni. İki yıla dayanan bir çalışmamız
oldu. İnanılmaz bir hatırlatma oldu. Sonra Nispet'te çalıştım.
Şimdi de Günay'dayım. Eskiden işlere gitmek çok zordu, bir
tekelleşme vardı. Belli başlı isimler vardı. Onların artıkları ile
yetinmek zorunda kalıyordum. Ben çok az kazanç elde ediyordum
burada. Hiçbir zaman zengin olayım gibi bir hedefim yok zaten.
Mütevazı bir sanatçıyım. Ben pahalı olan bir yerde çıkıp insanları
zedelemek istemem.
Kendi buzdolabım olunca kilo verebildim
* İsrail'de neler yapıyordunuz?
Tatlıcı dükkanı açtım. Çikolata satıyordum.
* Kiloları çikolata dükkanında aldınız yani...
Evet sıkıntı ve stres 90 kiloya kadar beni şişirdi. Sonra bir
baktım ki, 100'ü bulacak dükkanı kapattım ve rejime başladım.
Beş-altı yıl kadar sürdü. Kilolarımı spor yaparak değil, yürüyüşle
verdim. Ağır bir egzersiz yapmadım.
* Dükkanı 90 kilo olduğunuz zaman mı kapatmaya karar
verdiniz?
Yok iflas ettim. O yüzden kapattım.
* Bu süreçte diyetisyene gittiniz mi?
Evet. Besleyici ve doyurucu bir diyet yaptım. Günde altı öğün
yiyordum. Psikoloğa gittim ve bilinçli yeme alışkanlığı edindim.
Kalori hesapları yaptım ve hayat biçimim haline getirdim.
* Ailenizde çok kilolu insan var mı?
Evet, hepsi çok şişmanlar.
* Siz onların arasında nasıl kilo vermeyi başardınız?
Onlardan uzaktım. Ben tek başıma ev kiraladım ve inzivaya çektim
kendimi. Hiçbiriyle görüşmedim. İmkansızdı o kalabalığın içinde.
Kendi buzdolabım olması gerekiyordu.
* 30 kilonun gitmesi size ne kazandırdı?
Şimdi işimi çok iyi yapabilirim. Güvenim yerine geldi. Sahne de
duruşum değişti. Şimdi daha kararlı ve istikrarlıyım. Kök salarak
hedef koydum kendime. Allah'ın izniyle çalışmalara tam hızla devam
edeceğim. Artık bu kadar ara vermeyeceğim. Hedef, istekler ve
hayaller hiçbir zaman bitmez.
* 'Aşk Ordusu' diye bir şarkınız var. Özel hayatınızda aşkı
yürekli yaşıyorsunuz gibi geldi bana...
Evet, ilişkilerim uzun sürer. Ama ilişkilerim sonunda bir tatlıya
bağlanmadı.
* Siz de evlenme teklifi edebilirsiniz...
Ben dolaylı bir şekilde soruyorum. Ama düşmüyorlar kolay kolay
kapana. (Gülüşmeler) Erkekler evlenmekten çok korkuyor. Ben bunu
fark ettim. Ve bana çok güveniyorlar. Belki de hayırlıdır böyle
olması. Sanırım doğru insanı bulamadım. Çok çabuk gidemiyorum
ilişkilerden, kopamıyorum. Uzun süreçli oluyor. Ama şunu da
söyleyebilirim ki, asla mutsuz olduğum ortamda kalmam ve çok çabuk
kaçarım. Az ve öz seçtim. İlişkilerim çok az oldu.
Sabah