Uzay Kanat Heparı neler söyledi?
Kanat Heparı, trafik kazasında kaybettiğimiz babası, Uzay Heparı için “Tanımasam bile müziğini dinlediğimde bir parçam olduğunu hissediyorum” diyor.
Zeynep Tunuslu ve Uzay Kanat Heparı. Anne - oğul. Bildiğiniz
gibiler. Yani, acısıyla tatlısıyla hayatı dolu dolu yaşıyorlar.
Evlerinin içinde sürekli bir hareket var. Tunuslu’nun yeni
tasarımları poşetlerde, ilham kaynağı sanat tarihi kitapları ise
bir köşede duruyor. Kanat’ın piyanosunun üzerini kazandığı
plaketleri süslüyor. Duvarlar minyatür sanatçısı anneanne Hidayet
Kantemir’in eserleriyle dolu. Ve eski fotoğraflarla...
Kanat, 15 yaşında, henüz çok genç. O yüzden çok net. ‘Çılgın’
olarak adlandırılan Zeynep Tunuslu ise büyük bir enerji ve sabırla
hem işine hem de oğluna yetişmeye çabalıyor.
Neler yapıyorsun Uzay?
Uzay Kanat Heparı: Enka Lisesi ikinci sınıftayım. Darüşşafaka’da
basketbol oynuyorum. Bir de müzikle uğraşıyorum. Basgitar
çalıyordum, bıraktım; şimdilerde bağlama çalıyorum. İnsanı
rahatlatıyor. Çalıp efkarlandığım bile oluyor.
Müziğe kaç yaşında başladın?
Uzay Kanat Heparı: Zaten hayatımda hep müzik vardı. Dedem de
bana piyano çalardı. Müzikle büyüdüm. Kaç yaşında piyano çalmaya
başladın derseniz, ya yedi ya sekizdir.
Baban için bestesini yaptığın bir parça var değil
mi?
Uzay Kanat Heparı: Evet, ‘İstersen Uzanabilirsin Gerçekten’
parçası. Yaptığım başka beste çalışmalarım var, belki ileride
piyasaya sürülebilir.
Zeynep Tunuslu: Kanat’ın çalışmaları ortalamanın üzerinde. ‘Uzay
Heparı Sonsuza’ isimli albümü çıkaran müzik şirketimiz ileride
Kanat’la da bir çalışma yapmak istiyor. Ama sırada önce 3 - 4
parçalık bir remix çalışması var. Yine Uzay Heparı’nın eserlerinden
oluşacak. Kanat da isterse bu çalışmanın içinde yer
alacak.
“Babasının izinden gidiyor” diyebilir
miyiz?
Zeynep Tunuslu: Bence daha farklı yapmak istedikleri, bulundukları
nokta. Öyle değil mi Kanat? Doğuştan gelen bir müzik yeteneği var,
tabii onu da kullanıyor ama...
Uzay Kanat Heparı: Tabii ki babamdan etkileniyorum, etkilendim
de... Ama bilmiyorum, ileride müziği profesyonel olarak düşünür
müyüm, meslek edinir miyim? Göreceğiz.
Uzay Heparı ismi senin için ne ifade
ediyor?
Uzay Kanat Heparı: Bir kere hayatı ve nasıl bir insan olduğu
hakkında bir açıklama yapamayacağım, çünkü görmedim kendisini. Ama
müziklerini dinledim. Bilmiyorum artık genetik midir nedir, sanki
ben de yapsam bunu yapardım dediğim biçimde müzikler yapmış.
Tanımasam bile, müziğini dinlediğimde, bir parçam olduğunu
hissediyorum.
Hangi parçaları daha fazla hoşuna
gidiyor?
Bütün parçaları güzel. Mesela, ‘Serserim Benim’.
Zeynep Tunuslu: Çok yakışıklı benim oğlum... Dizilerden, reklam
filmlerinden oyunculuk teklifleri geliyor. Ben, “Hayır”
diyorum.
Uzay Kanat Heparı: “Hayır, okul var” diyor.
Annen senin önünü kesiyor yani...
Uzay Kanat Heparı: Teklif olursa değerlendiririm tabii...
Zeynep Tunuslu: Sahne duruşu, özgüveni, sabrı mükemmeldir Kanat’ın.
Bende o sabır yoktur.
Babasına mı benziyor?
Zeynep Tunuslu: Uzay öyle değildi sahnede, rahat değildi, Kanat çok
rahat, oyunculuk tarafı iyi. Eğitim alırsa, üzerine giderse iyi
olur. Uzay daha heyecanlıydı, aklına eseni yapardı. Kanat çok
tartar, uzunca düşünür, öyle uygular.
Kimleri dinliyorsun?
Uzay Kanat Heparı: Mustafa Ceceli’yi, Cem Karaca’yı
beğeniyorum. Sezen Aksu’yu da elbette... Yabancı olarak; caz,
hip-hop tarzı müzikler dinliyorum. İleride pop ya da caz
alanlarında müzik yapmak isterim ben de...
Babam hayatta olsaydı, mutlaka şunu yapardım beraber
diyor musun?
Uzay Kanat Heparı: Özellikle şu ediğim bir şey yok,
insan babasıyla ne yaparsa onu yapardım. Belki beraber müzik
yapmayı çok isterdim. Çünkü müzik zevkimiz aynı
bence...
Uzay Heparı adına düzenlenen son çalışma yeterince ilgi
gördü mü?
Uzay Kanat Heparı: Ben daha fazla ilgi beklerdim. Görmesi gerektiği
kadar ilgi görmedi. Bu benim düşüncem tabii.
Zeynep Tunuslu: Bir klasik oldu sonuçta; kolay da değil, 15 yıl
önceki çalışmaları bir araya getirmek. Günümüzde popüler albümler
çok çabuk tüketilirken, bu albüm zaman içinde klasik olacak.
“Başka çocuk istemedim”
Kanat’ı kucağınıza aldığınızda çok genç ve yalnızdınız.
Zor geçmiş olmalı o yıllar.
Zeynep Tunuslu: Uzay’ı kaybettiğimde üç aylık hamileydim. Çoğu
insan doğurmayacağımı düşündü. Ama ben çok istedim. Başka da
çocuğum olsun istemezdim, olmadı da zaten. Bu olayın medyada çok
fazla yer alması bizi yordu. Onu alıp parka gittiğimde, Kanat’a
dokunurlar, sevmek isterlerdi, sevgilerini paylaşmak istiyorlardı;
medyatik bebek olması zordu.
Aslı Öktener Köse / Milliyet - Cadde