Uzmanı “ikinci el ilaç piyasası”na karşı uyardı

Öğr. Gör. Yunus Bektay, “İlaç kişiye özeldir. Muhakkak hastanın kişisel özelliklerine göre hekim tarafından reçeteyle verilmelidir. Sembolik anlatmak gerekirse ilaçları, mağazada satılan fabrikasyon bir ürün gibi değil, kişiye özel hazırlanan özellikli ürünler olarak görebiliriz” dedi.

Uzmanı “ikinci el ilaç piyasası”na karşı uyardı

Zaman zaman gündeme gelen ve “ikinci el ilaç piyasası” olarak da adlandırılan olgu, duyanları hayretler içinde bırakıyor. Buna göre bazı vatandaşlar, tedavi süresince kullandıkları ve bitiremedikleri ilaçları, internetten ya da başka platformlardan satışa sunuyor, bu ilaca ihtiyaçları olan vatandaşlar da ilaçlarını buradan daha ucuza tedarik edebiliyor. Ancak uzmanlar, adeta bir sektöre dönmüş olan ikinci el ilaç piyasasının sağlık yönü konusunda uyarılarda bulunuyor.

“İLAÇ KİŞİYE ÖZELDİR”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Öğr. Gör. Yunus Bektay, ilaçların kişiye özel olduğunu, kesinlikle hastanın kişisel özelliklerine göre hekim tarafından reçeteyle verilmesi gerektiğinin altını çizdi. İlaçların doğru hastaya, doğru zamanda, doğru dozda ve doğru şekilde verilmesinin önemine dikkat çeken Öğr. Gör. Bektay, “Sembolik anlatmak gerekirse ilaçları, mağazada satılan fabrikasyon bir ürün gibi değil, kişiye özel hazırlanan göre özellikli ürünler olarak görebiliriz” ifadelerini kullandı.

 “SATMAK BİR YANA, PAYLAŞMAK BİLE YANLIŞ”

İkinci el ilaç satışı ve paylaşımının daha çok yüksek meblağlı ilaçlarda görüldüğünü hatırlatan Öğr. Gör. Bektay, “Daha çok kanser, otoimmün hastalıklar, artrit vb. kronik hastalıklarda görülen bu uygulama, sağlık açısından son derece sakıncalı noktalar içeriyor. Zira ilaçların hastalıklardan ziyade kişinin durumuna göre reçete edilir. Hastanın yaşı, cinsiyeti, kilosu, boyu, fizyolojik özellikleri gibi kriterlere göre etkisi azalır ya da artar, hatta zehre bile dönüşebilir. Bu açıdan ilacı ‘ikinci el’ olarak satışa sunmak bir tarafa, paylaşmak bile doğru değil. Tecrübe ettiğimiz benzer olayların çoğu, satıştan çok paylaşımla alakalı. Ne kadar yakın, akraba veya tanıdık da olsa, ilaçların kişiye özel verildiğinin unutulmaması gerekir” diye konuştu.

İLAÇ PAYLAŞIMI NELERE SEBEP OLABİLİR?

Öğr. Gör. Bektay, soğuk algınlığında sıkça kullanılan ilaçlar ve ağrı kesiciler gibi ilaçların bile hafife alınmaması gerektiğinin altını çizerek, "Söz gelimi etken maddesinde psödöefedrin bulunan, soğuk algınlığında sıkça ilaçlardan birini düşünelim. Siz genç ve kronik hastalığı olmayan bir hasta olarak bu ilacı soğuk algınlığı için kullandınız ve iyileştiniz. Ardından artan ilacı, kronik kalp problemleri olan veya yüksek tansiyon sorunu olan bir tanıdığınıza soğuk algınlığı için verdiniz. Bu hastada bu ilacın kullanımı tansiyonun yükselmesine veya kalp problemlerin kötüleşmesine, hatta kalp krizi ve inme gibi çok daha ciddi sorunlara yol açabilir. Zira bu ilaçta kullanılan psödöefedrin, tansiyonu ve nabzı artırıcı özelliğe sahiptir. Dolayısıyla bu sorunları olan bir hastaya bu ilacı verirseniz adeta hayatıyla oynarsınız. Öte yandan soğuk algınlıkları solunum yolu enfeksiyonları arasındadır. Ancak solunum yolu enfeksiyonlarının da farklı türleri vardır. Örneğin grip, nezle, zatürree ve COVID-19 gibi hastalıkların hepsi solunum yolu enfeksiyonu olarak değerlendirilir ancak tedavi protokolleri birbirlerinden oldukça farklıdır. En basitinden kimisi bakteriyeldir ve antibiyotik tedavisi gerektirir, kimi ise viral kaynaklıdır ve antibiyotik tedavisi faydadan çok zarara neden olabilir. Bazı ilaçlar bu tedavi protokollerinin birkaçında yer alabilir ama kullanım şekli (dozu vb.) farklılıklar gösterebilir” açıklamalarında bulundu.

NE YAPMALI?

Öğr. Gör. Bektay, son tüketim tarihi geçmiş ve ihtiyaç fazlası ilaçlar için ise “Bu gibi ilaçlar en yakın eczanelere teslim edilmeli ve eczaneler de Türk Eczacıları Birliği’nin ‘İlaç Atık Yönetim Sistemi’ aracılığıyla usulüne uygun olarak imha edilmelidir. Zira doğaya atılan her bir ilaç, bildiğimiz türden çevre kirliliğinin yanında tüm canlı türlerinin sağlığı için çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Çünkü bize Eczacılık eğitiminde öğretilen ilk şey, ‘ilaçların temelde birer zehir olduğu’ olgusudur” diyerek sözlerini noktaladı.