Uzmanı uyardı: "Yağışlar geliyor ama tasarruf şart"

Habertürk Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel önümüzdeki günlerde yağışların etkili olacağını belirtirken, yaz aylarında kuraklık tehlikesine karşı tasarruf uyarısında bulundu.

Uzmanı uyardı: "Yağışlar geliyor ama tasarruf şart"

Bugünlerde hava daha soğuk ve kapalı, Mart ayında beklediğimiz yağışları almaya başladık. Batı bölgelerde henüz kuvvetlenmese de bugün Samsun-Ordu-Amasya-Tokat ve doğuya doğru Gümüşhane-Bayburt-Erzincan-Ağrı arasında kalan alanda kar ve yağmur bekliyoruz.

Bu kez 1500-2000 metreden yüksek mevkilerde kar örtüsü görürüz, şehir merkezlerinde kuvvetli kar yağışları yerine yağmur ve karla karışık yağmur oluşacak görünüyor.

Kahramanmaraş, Osmaniye-Kozan arasındaki alanda yeni haftanın ilk günü (6 Mart) zaman zaman kuvvetli sağanak geçişleri olabilir. Depremin gerçekleştiği bölgede Mart ayının ikinci haftasında 1 gün yağmurlu geçebilir. Toplamda gelecek 14 günün 2 ya da 3 günü zemin ıslak olacak görünüyor.

MARMARA'DA BARAJLAR ALARM VERİYOR

Batı bölgelerde ise Türkiye’nin genelinde olduğu gibi kuraklık yaşıyoruz, Marmara’da barajlar kırmızı alarm seviyesine çoktan geldi fakat su kesintilerine ve ciddi tasarruf tedbirlerine başvurmak için gecikiyor olabiliriz. Gelecek haftalarda sıcaklık dalgalanmaları, zaman zaman yağmurlu saatler yaşayacağız. Bu tahminlerdeki yağmurlu günlerin sayısı fazla ama yağmur miktarı az.

YAĞIŞLAR YAZI KURTARABİLİR

Toplayabileceğimiz yağış miktarı en iyi senaryolarda Marmara Bölgesi için Mart ayı ortalamasını ancak tutturuyor, yani gelecek günlerin yağmurları gerçekleşirse ancak su seviyesinin azalışını durdurabiliriz. Bir artış beklenecek büyüklükte yağmurlar değil görüntüdekiler.

İstanbul’un suyunun önemli kısmının sağlandığı Melen Çayı ve havzası için ise ortalamaların tahmini yüzde 50 üzerinde yağış biriktirebilecek görünüyor, bu durum İstanbul’un sıcak yaz aylarında kurtarıcısı olabilir. Bu sayede bir mevsimi kurtarır, susuz kalmaktan geçici süreyle uzaklaşırız.

TASARRUF YAPMALIYIZ

Marmara Bölgesi'nde su havzaları bu yükle her yıl karşılaşacak, artan nüfusu hesaba katmadan dahi yağışların azalma eğilimini görünce insan olarak günlük hayatımızda ciddi değişiklikler yapmak zorunda olduğumuzu anlıyoruz. Su tasarrufu insanlara yöneticiler tarafından zorla yaptırılmadığında, içgüdüsel olarak her litre suyun değerini hissederek harcadığımızda bir şeyler değişebilir.

Not: Meteorolojik kuraklık yaşadığımız için, yağışlar azaldığı için Nilüfer kurudu demek denklemin insanın yapabilecekleri tarafına hiç dokunmamak olur. Avrupa ve nadiren önümüzde ilginç bir başlıkla geldiğinde göz attığımız Güney Afrika ve aslında Orta Doğu bugün olağanüstü kuraklıkla mücadele ediyor.

İsrail ve Arap yarımadasındaki çoğu ülke denizden su arıtarak insanlara belli limitlerle su ulaştırıyor.

Türkiye’de suyu limitsiz kullanıyor ve büyük şehirlerde günlük alışkanlıklarımızı değiştirmeye yanaşmıyoruz.

O zaman yakında uzun su kesintileri, yaz sıcağında tahammülü zor kokular, muhtemel salgın hastalıklar ya da sağlıkla ilgili pek çok yan olumsuz durum bizi orada bekliyor.

Sadece yeterli zaman geçtiğinde kendimizi bu durumların içinde bulacağız.

Kuraklık yaşayan diğer dünya ülkelerinden farklı değiliz ve akıbetimiz benzer olacak görünüyor.

Hüseyin Öztel / HABERTÜRK