Üzücü açıklama: "Çam balını bir süre unutun!"
Muğla'da günlerce süren yangınlarda hem arılar telef oldu hem de çam ağaçları yandı. Bu da çam balının geleceğini tehlike soktu.
Son günlerde ülkemizde yaşanan orman yangınları birçok canlıya, halka ve geçim kaynaklarına zarar verdi. Ekolojik dengenin bozulduğu canlı ve bitki çeşitliliğinin zarar gördüğü bu felaketten, tabiattaki tozlaşmanın yüzde 85'ine katkıda bulunan arılar ve arıcılık sektörü de olumsuz etkilendi. Arıcılık faaliyetleri açısından avantajlı bir coğrafya olan ülkemiz, 2020 yılı FAO verilerine göre dünya bal üretiminde ikinci sırada yer almakta olup dünya kovan potansiyelinin yüzde 8,5'ine sahip.
TÜİK 2020 yılı verilerine göre de ülkemizde 8 milyon 128 bin 360 kovan, 80 bin 675 arıcılık yapan işletme ve sektörden geçimini sağlayan 150 binden fazla aile var. TÜİK 2018 yılı verilerine göre ise yangından en çok etkilenen illerden biri olan Muğla, toplam 935 bin 463 kovan ile ülkemizde kovan sayısı bakımından ilk sırada yer alıyor. Bu anlamda Muğla, bal üretiminde Ordu'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Ancak bu yangın arıcılık sektörünü oldukça etkiledi.
ÇAM AĞAÇLARI YOK OLDU
Özellikle çam ağaçlarının yanması ile birlikte çam balının geleceği de tehlikeye girdi. Arı kovanlarının birçoğunun yaylada olması nedeniyle çok fazla arı bu yangından zarar görmedi belki ama ağaçların ve balın oluşmasında önemli bir yeri olan basra böceğinin yok olması bölge halkının geçim kaynağını da elinden aldı. Peki bundan sonra ne olacak. Şu anda bölgede yangın sonrası çalışmalar devam ediyor. Öncelikle bir durum değerlendirmesi yapan Bee'o Propolis Genel Müdürü Gıda Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı şunları aktardı: "Muğla bölgesindeki arıcıların çoğu göçer arıcılık yapıyor. Dolayısıyla bu arıcıların birçoğu yayla balı üretmek için çeşitli yaylalara ve Ayçiçek balı üretmek için Trakya Yöresine gitmişti. Ancak yörede yerleşik arıcılık yapan arıcılarımız var. Bunlardan bir kısmı arı kovanlarını yangından kaçırmış fakat arılar dışarda kaldığı için arı kaybı yaşandı. Ayrıca yerleşik arıcıların yanında göçer arıcılık yapan birçok arıcımızın evleri, arıcılık yaptığı barakaları, bal depoları ve bal sağım makineleri yandı. Bununla birlikte en önemlisi çam balının önemli bir kısmını karşılayan Marmaris yöresinde çam balı sağlayan çam ağaçlarının tamamına yakını yandı."
ARI VARSA HAYAT VAR
Yangınlar tamamen kontrol altına alındıktan ve bölgelerde soğutma işlemleri başladıktan sonra arıcılık sektörünün devamı için asıl kritik sürecin başlayacağını vurgulayan Samancı, "Bölgede arıcılık faaliyetlerinin başlaması için ekolojik dengenin tekrar kendini bulması, bitki çeşitliliğinin ve bölgede çam balı üretimini sağlayan çam pamuklu koşnili böceğinin yaşamına uygun iklim koşullarının sağlanmalı. Yeniden ağaçlandırma çalışmalarının başlaması, bitki çeşitliliğinin sağlanması, ağaçlara aşılama uygulamalarının yapılması gerekiyor ki, bölgemizin değerli iklimi tekrar orman zenginliğiyle buluşsun ve kaliteli arı ürünleri çıkabilsin. Bölgenin bitki örtüsü ve arı varlığı yeniden canlandıkça arıcılık faaliyetleri eski hızını yakalayacak." diyor ve ekliyor: "Biz BEE'O Propolis olarak arıcıların kovanlarını tekrar kurmaları, yangında kaybettikleri malzemelerini temin etmeleri ve faaliyetleri süresince barınabilmeleri için destekte bulunacağız. Arıcılığın tekrar hayat bulması için elimizden geleni yapacağız. Çünkü arı varsa hayat var."
DÜNYANIN İHTİYACI BURADAN KARŞILANIYORDU
Muğla bölgesinin dünya çam balının yüzde 92'sini karşıladığı göz önünde bulundurulduğunda uzun bir süre için çam balı ihracatında duraklama olacağını belirten Samancı, "Çam balı, özellikle kızıl çam ağacı (Pinus brutia) üzerinde yaşayan Marchalina Hellenica'nın (Basra böceği) yaşamını devam ettirmek adına ağacın öz suyunu alıp kendi bünyesinde değişikliğe uğratarak ağacın üzerine bıraktığı ve bal arısının ağaç üzerindeki bu salgıyı toplayarak, kendinden enzimler katarak kovanda olgunlaştırıp çam balına dönüştürdüğü bir salgı balı çeşididir. Yani çam balı, bal arıları tarafından, çamın özsuyundan beslenen basra böceğinin salgısından üretilen bir baldır. Türkiye'deki çam balı üretiminin yaklaşık olarak yüzde 75-80'lik kısmı Muğla'daki basralı ormanlık sahalarda gerçekleşmekteydi. Dünyada Yunanistan ve Türkiye olmak üzere sadece 2 ülkede çam balı üretimi bulunuyor. Bu anlamda çam balı üretimi ciddi yara aldı diyebiliriz." şeklinde konuşuyor.
Bir çam ağacının tekrar nektar verecek hale gelmesi için yaklaşık 35-40 yıl gerektiğinin altını çizen Samancı şöyle devam ediyor: "Dolayısıyla çam balı üretiminin eski haline gelmesi de bu kadar bir süreyi bulacak. O bölgede diğer ballı bitkiler ekilerek önümüzdeki yıldan itibaren arıcılık devam edebilir. Ama çam balı üretiminin eski rekoltesine kavuşması çok daha uzun sürecektir. Tabii ki arıcıların da evlerine ve arıcılık malzemelerine kavuşmaları gerekiyor arıcılığa devam edebilmeleri için. Bunun içinde destek şart."
MERVE YILMAZ ORUÇ / Akşam GAZETESİ