Vehbi Dinçcan'ın kaleminden ’’Çıkmaz Sokak’’

Vehbi Dinçcan geçtiğimiz gece Kanaltürk'te yayınlanan "Çıkmaz Sokak" adlı tartışma programını yazdı... "Çıkmaz sokağa girenler"

Vehbi Dinçcan'ın kaleminden ’’Çıkmaz Sokak’’

Çıkmaz sokağa girenler

Kanaltürk’te Çıkmaz Sokak adıyla bir program geldi ekrana. Eskiye döndüğünde Savaş Ay’ın yaptığı programlara pek benziyor.

İhtiyaç eyvallah da, programda şöhret yolundaki sıkıntıları işledi. Şöhret yolunu, şöhretin nasıl olacağını anlatacak, birkaç isim dışında, en son konuşacak insanların çıkması şaşırttı beni. Bi de, şöhret olmak için yarışmalara katılan, iki isim yan yana oturdu, ama doğruları anlatamadılar. O zaman neden çıkıyorsun o ekrana?

Sacit Aslan, şöhretin nerede, nasıl, ne zaman bulunacağını en iyi bilen bir isimdir. O bazı şeyler söylerken karışısındakiler cevap bile veremediler. Pop Star yarışmasından tanıdığımız Sezen ve Metin yan yana. Ne anlatmak istediklerini anlamadım. Ama, Sezen başına gelenleri anlatacakmış da bir türlü konuşamamış, onu öğrendim. Sezen’e sormak isterdim. O güzel sesinle, aldığın önemli görüntülerle sonra ne yaptın kızım? İlk hatayı, orkestrayı yöneten kişi ile evlenince mi yaptın? O arkadaşın sana verdiği sözlerin ardında durup durmadığını merak ediyorum açıkçası.

Bakınız, yanında Metin denen arkadaş. Bazı şeyleri bilmek gerek. Şöhret olmak için sadece ses yeterli değil kardeşim. Görüntünden, oturuşundan kalkışına, yapacağın küçücük bir konuşmadan, yemek yediğin yere kadar, okuduğun kitaba kadar her şeyinle bir bütün olacak. Şöhret olmak için abudik gubidik işler içinden geçirirsen aklından ve her seni şöhret yapacak adamı uçkuru bozuktur diye düşünüp, aklını iki bacak arasına kaydırır, medet ararsan şöhretin ’Ş’ harfini bile göremez, bulunduğun yerde bile kalamasın.

Neyse, bizim Taner Dileklen yapıyormuş bu programı. İyi haberci, iyi televizyoncudur Taner. Ama, ilk program resmen Recep Bülbülses’in reklamı gibi sunuldu. Ne alaka ise? Sacit Aslan bile töhmet altında kaldı, dikkat ettiyseniz. Neymiş, Aslan, Recep’i Maksim’e çıkartmamış, önünü kesmiş. Yıldo doğruları söyledi. Nasıl kesmişler önünü. Ya, o kaynana Semra. Şöhreti nasıl bileceğini çok merak ettim. Söylediklerini de anlamadım açıkçası.

Vehbi Dinçcan /Güneş