Hakikat Değişmez, Değişene Hakikat Denmez!
Yağ satarız, bal satarız...
YAĞ SATARIZ, BAL SATARIZ, CAN SIKINTISI SATARIZ...
Medyada işe yaramaz işler yapmak için arı gibi çalışanlar var.
Arı çalışır bal yapar bunlar boktan programlar diziler yapıyorlar ama el hak çok çalışkan insanlar, biri bitiyor öbürü başlıyor, dur durak yok..
Sonra yine kendi guruplarının gazetelerinde bokun üstüne tüy diken yazıcıları var. Onlarda durmadan bıkmadan bu işleri günlük övgüler donatıyorlar.
Dizi tutmamış, birinci satır ‘çok sevilen’, dizi kalkmış ‘özlenen’ Allah aşkına sizde bipolar bozukluk mu var?
Yoksa yanlış sıfat kullanma hastalığı mı?
Bu yazdıklarınızdan ertesi gün pişman olmadığınız gününüz var mı?
Bunların bazıları aile babası, çocukları var onlara ne diyorlar, ‘Evladım sizler için, eve ekmek için bunları mabadımdan uyduruyorum mu’ diyorsunuz?
El birliği ile organize bir şekilde trilyonların kazanıldığı artık satmakla bitmeyen ucu bucu olmayan bir can sıkıcı medya yarattılar yahu, işleri sadece canımızı sıkmak...
Nasıl da büyüdü, nasıl da büyüdü dağ taş televizyon aynen yabani semizotu gibi...
Fikir olmayan yerden can sıkıcı işler çıkar.
Konuşacak lafı yok ama konuşmak için tv’de… Bu ne şimdi?
Can sıkıcı göt lalesi...
Ülkemizde hele son haftalarda öyle gelişmeler oluyor ki can sıkılmasına ihtimal yok, can sıkan sadece medya, halbuki tam tersi olması lazım değil mi?
Can sıkmak ve zihinleri yormak en öldürücü silahtır, bir medya bu silahı kendi halkına döndürür mü, bu ne ya?
Can sıkıntısı paralize eder.
Bir ton işe yaramaz işler ve onların elemanları, ahlaksızlıkları, haksız kazançları, insanların ekmek paralarıyla oynamaları sadece yan tesirleridir.
Sıkılmak insana mahsus, ben hayvanlarla haşır neşir bir insanım bunu iyi biliyorum, sıkıldığım zaman ne uyku ne durak oysa köpeklerim, kedilerim kıvrılıp uyuyorlar...
Çok canım sıkılınca sahile inip çay içiyorum, eğlenmek istediğimde kalabalık bir otoparka girip arabanın içinde oturuyorum yanıma gelip ‘Çıkıyor musunuz?‘ diye soranlarla eğleniyorum, ‘Hayır canım sıkılıyor oturuyorum’ diyorum, ‘Ama olmaz ki’ diyen hıyarlar oluyor bazen, işi kendi kendime canlı komediye çeviriyorum.
Size de tavsiye ederim arabada otururken gelen giden eksik olmuyor, hepsi birer cevher, hem de cevherin en katmerli hıyarı...
Sacit ASLAN
Medyada işe yaramaz işler yapmak için arı gibi çalışanlar var.
Arı çalışır bal yapar bunlar boktan programlar diziler yapıyorlar ama el hak çok çalışkan insanlar, biri bitiyor öbürü başlıyor, dur durak yok..
Sonra yine kendi guruplarının gazetelerinde bokun üstüne tüy diken yazıcıları var. Onlarda durmadan bıkmadan bu işleri günlük övgüler donatıyorlar.
Dizi tutmamış, birinci satır ‘çok sevilen’, dizi kalkmış ‘özlenen’ Allah aşkına sizde bipolar bozukluk mu var?
Yoksa yanlış sıfat kullanma hastalığı mı?
Bu yazdıklarınızdan ertesi gün pişman olmadığınız gününüz var mı?
Bunların bazıları aile babası, çocukları var onlara ne diyorlar, ‘Evladım sizler için, eve ekmek için bunları mabadımdan uyduruyorum mu’ diyorsunuz?
El birliği ile organize bir şekilde trilyonların kazanıldığı artık satmakla bitmeyen ucu bucu olmayan bir can sıkıcı medya yarattılar yahu, işleri sadece canımızı sıkmak...
Nasıl da büyüdü, nasıl da büyüdü dağ taş televizyon aynen yabani semizotu gibi...
Fikir olmayan yerden can sıkıcı işler çıkar.
Konuşacak lafı yok ama konuşmak için tv’de… Bu ne şimdi?
Can sıkıcı göt lalesi...
Ülkemizde hele son haftalarda öyle gelişmeler oluyor ki can sıkılmasına ihtimal yok, can sıkan sadece medya, halbuki tam tersi olması lazım değil mi?
Can sıkmak ve zihinleri yormak en öldürücü silahtır, bir medya bu silahı kendi halkına döndürür mü, bu ne ya?
Can sıkıntısı paralize eder.
Bir ton işe yaramaz işler ve onların elemanları, ahlaksızlıkları, haksız kazançları, insanların ekmek paralarıyla oynamaları sadece yan tesirleridir.
Sıkılmak insana mahsus, ben hayvanlarla haşır neşir bir insanım bunu iyi biliyorum, sıkıldığım zaman ne uyku ne durak oysa köpeklerim, kedilerim kıvrılıp uyuyorlar...
Çok canım sıkılınca sahile inip çay içiyorum, eğlenmek istediğimde kalabalık bir otoparka girip arabanın içinde oturuyorum yanıma gelip ‘Çıkıyor musunuz?‘ diye soranlarla eğleniyorum, ‘Hayır canım sıkılıyor oturuyorum’ diyorum, ‘Ama olmaz ki’ diyen hıyarlar oluyor bazen, işi kendi kendime canlı komediye çeviriyorum.
Size de tavsiye ederim arabada otururken gelen giden eksik olmuyor, hepsi birer cevher, hem de cevherin en katmerli hıyarı...
Sacit ASLAN