Yahya Kemal Demirel vefat etti
Süleyman Demirel’in 1975’te karıştığı hayali ihracat olayı ile gündeme gelen yeğeni Yahya Kemal Demirel dün hayatını kaybetti.
62 yaşındaki Demirel, Ankara Güven Hastanesi’nde karaciğer yetmezliği sebebi ile bir süredir tedavi görüyordu.
Yahya Kemal Demirel, Dokuzurcu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in
kardeşlerinden Ankara’daki ünlü Yükseliş Koleji’nin sahibi
Hacı Ali Demirel’in oğluydu. Henüz 20 yaşındaydı ve çok hırslıydı.
Özellikle magazin gazetecilerinin ilgi odağıydı. Yahya Demirel’i
“kısa yoldan zenginleşmenin ikonu” haline getiren hızlı yaşamı
değil, 1975’teki hayali ihracat olayı oldu.
Amcasının iktidarda olduğu dönemde, mobilya ihracatı yapanlara
verilen yüzde 75’lik vergi iadesi, bu sektörde çalışanların ihracat
sonucu büyük kar etmesini sağlayabiliyordu. Yüksek kazanç, Yahya
Demirel’in de bu sektöre girmesine neden oldu. İddiaya göre, daha
sektöre girdiği yıl 20 milyon lira gibi fahiş bir kazanç elde etti.
Ancak bu orandaki kazanç, sektörün en eski isimlerinde bile soru
işaretlerine yol açtı. Çok geçmeden, Yahya Demirel’in ceviz yatak
odası dihe ihraç ettiği ürünlerin sunta parçaları olduğu açığa
çıktı. Ürünleri gönderdiğini söylediği İsviçre firması ise hiç
bulunamadı. İddiaya göre, devletten aldığı toplam rakam ise 82
milyon TL’ydi.
Hayali ihracat
Yaşamı boyunca kendisini takip eden bu olay, Yahya Demirel’in
“hayali ihracatın mucidi” olarak anılmasına da neden oldu. Ancak
Demirel, yeğeninden emindi ve arkasında durdu. Yahya Demirel,
1977’de yeniden ve bu kez adli bir olayla manşetlere çıktı. İddiaya
göre, Çeşme’de otelde eğlenirken bir garson kendisine “suntalardan
ne haber” demiş, Yahya Demirel de garsonu 3 yerinden bıçaklamıştı.
Ancak ilginç olan, iddiaların gündeme geldiği tarihte Yahya
Demirel’in İzmir’de asker olmasıydı. Genelkurmay Başkanlığı,
garnizonu izinsiz terk ettiği gerekçesiyle hakkında dava açıldığını
duyurdu.
Vatandaşlıktan çıkartıldı
Hayali ihracat davasında olumsuz gelişmeler yaşanıyordu. 1975’te
açılan soruşturma kapsamında, hakkında 1976’da yurtdışına çıkış
yasağı konulmuştu. Yahya Demirel, “bir yolunu bulup” 21 Nisan
1978’de İsviçre’ye kaçtı. Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesi, 4 yıl
hapsine karar verdi. Demirel’in dönmeye niyeti yoktu. 12 Eylül
darbesinden sonra 19 Eylül 1981’de birçok siyasi suçlu ile birlikte
vatandaşlıktan çıkartıldı. İsviçre’de yaşamı güç hale gelmişti.
Bunun üzerine cezaevine girmeyi göze alarak Türkiye’ye döndü.
1985’te yeniden Türk vatandaşlığına alındı Demirel. Aynı yıl,
hakkında döviz kaçakçılığı suçundan açılan davada beraat etti.
Mobilya kaçakçılığı konusunda ise 23 yıl hapsine karar verdi. Bu
karar da Yargıtay’dan döndü. Yargıtay’ın 1986’da verdiği bozma
kararıyla özgürlüğüne de kavuştu. Dava, bir yıl sonra da
zamanaşımına girdi. Hakkında açılan ilk hayali ihracat davası da
1989’da aynı şekilde sonuçlandı.
Şekerbank vakası
Yahya Demirel’in başının yeniden belaya girmesi uzun sürmedi.
Şekerbank, 1988’de, 20 milyon 50 bin dolar usulsüz kredi kullandığı
iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulundu. Demirel’e karşılıksız
teminat mektubu verdiği iddia edilen Şekerbank Dış İlişkiler eski
müdürü Cemil Özdöl 18 ay ceza aldı. 1992’de bu davadan beraat etti.
Yargıtay’dan dönen bu kararla ilgili yeni yargılamada 4 ay hapse
mahkum oldu. Ancak hayali mobilya davasında üç ay fazla hapis
yattığı için cezaevine girmedi.
24 Mayıs 1992’de Kıbrıs Yatırım Bankası’nı satın aldı. 1994’te Halk
Bankası 4.5 milyon dolarlık alacağını ödemediği için Demirel’in
KKTC’deki bankasını mahkemeye verdi. 29 Kasım 1998’de Yahya
Demirel’in bankasına 4.5 milyon dolar depo eden ve parayı bir daha
geri alamayan Halk Bankası yöneticileri hakkında dava açıldı.
Geçmişte, sahibi olduğu şirketler nedeniyle baz morfin
kaçakçılığından haksız vergi iadesine kadar bir dizi yasadışılıkla
suçlanan Yahya Demirel için Kasım 1999 ve Nisan 2000’de iki ayrı
tutuklama kararı verildi. Tarabya’daki yalısı kredi borcuna
karşılık olarak bankaya geçti.
Malki cinayeti
Öldürülen tefeci Nesim Malki davasında ve Veli
Sözdinler cinayetinde azmettirici olmakla suçlandı ancak Nisan
2000`de delil yetersizliğinden hakkında takipsizlik kararı verildi.
Yıllar sonra, Ergenekon davasında, JİTEM’in kurucusu olarak
nitelenen Arif Doğan, bu konuda, “Malki’ye en fazla borcu
olan kimse, onu o öldürtmüştür. Öyleyse karşımıza iki kişinin adı
çıkıyor: Ya Yahya Demirel ya da Cavit Çağlar. Ben böyle
duydum” diyecekti. Yahya Kemal Demirel 2010’da bir
gazeteye yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: “Bir siyasi
kavganın sonucu, 17 yıl yargılandım. 1971 ve 1980 darbelerini
geçirdim. 2.5 yıl hapis yattım. Mahkeme 6 karar verdi, Yargıtay
hepsini de bozdu. Dava 1989’da sonuçlandı; sonunda Yargıtay ceza
verilmesine gerek görmedi. Bu olay, bir gümrük memurunun ihraç
ettiğim mal için ‘vallahi sunta değil’ demesiyle başlatıldı. 17 yıl
süre içinde hayatım Ereğli, Zonguldak ve Ankara arasında geçti.
Hedef amcamdı, AP hükümetiydi. O günkü para ile 17 milyon lira
vergi iadesi almakla suçlandım. Bu parayı geri ödedik.
Vatandaşlıktan çıkartıldım. Hayali ihracatçı değildim ben.”
MİLLİYET İNTERNET SİTESİ